devil eyes, ep14

1.3K 167 80
                                    


Zil sesini duyunca Hyunjin yattığı yataktan fırlamış ve ev sahibi olan Felix'e bakmıştı.

Gülerek "Gel beraber bakalım," dedi Felix, arkadaşının Jisung hakkında heyecanlandığının farkındaydı. Birlikte kapıya gittiler ve Felix açtı kapıyı, Hyunjin parmak uçlarında yükselip gelen herkesi incelemiş ama Jisung'u görememişti, iç çekmişti ve anında omuzları düşmüştü.

Felix "Hoş geldiniz," demeden hemen önce göz göre göre morali bozulan arkadaşının omzunu sıktı ve ona destek olmak istercesine gülümsedi. Hyunjin de kendini toparlamış ve Felix'le beraber kapıdakileri karşılamıştı. Selamlaşma faslından sonra oturma odasına geçmişti hepsi birden.

Ortalıkta ne Jisung vardı ne de Seungmin, ikisi de gelmemişti henüz ve Hyunjin bir türlü dikkatini toplayamıyordu. Herkes Amerika'dan çokça beklenilen Yeonjun hyungla sohbet muhabbet etme çabasına girmişken Hyunjin koltuğun ucuna oturmuş ve herhangi bir zil sesi bekliyordu.

"Hyunjin," dedi Yeonjun, herkesin dikkati şimdi Hyunjin'in üstündeydi. Felix biricik arkadaşının durgun hallerine bakıp derin bir nefes alıp verdi. "İyi misin?" diye devam etti cümlesine Yeonjun. "Dalıp gitmişsin."

"Ah," dedi Hyunjin gülümsemeye çalışıp, bakışları arada Felix'e kayıp duruyordu. "Evet, iyiyim hyung. Sen nasılsın?"

"Ben de iyiyim," dedi başını aşağı yukarı sallarken. Mina yoktu bugün ama onun dışında kadro tamdı, hatta Somi ve Daehwi dikkatlerini Hyunjin'in üzerinden çekmiş, yeni bir sohbet başlatmışlardı.

Yeonjun oturduğu tekli koltuktan kalktı ve tek adımda Hyunjin'in oturduğu ikiliği koltuğa yerleşti. "Bir sorun mu var?" diye sordu, Hyunjin'in normalde neşeli biri olduğunu iyi bilirdi, gerçi görüşmeyeli de uzun zaman olmuştu ama bu kadar kolay değişebileceğini düşünmüyordu.

"Hayır," dedi Hyunjin kafasını iki yana sallayıp. "Sadece... ah, gerçekten önemli değil hyung."

"Birini bekliyorsun, öyle değil mi?"

Hyunjin bakışlarını halıdan çekti ve hyungunun gözlerinin içine baktı. Kafasını tereddütle aşağı yukarı salladı.

"Geçenki buluşmamızda beraber oturduğunuz çocuk yok diye mi yüzün böyle bir karış." yüzünde bilmiş bir gülümseme vardı Yeonjun'un ve bu Hyunjin'in daha fazla utanmasına neden oluyordu.

"Evet," dedi Hyunjin kısık bir sesle. "Onu bekliyorum."

O sırada evde yankılanan zille de hemen ayaklanmış ve bu sefer Felix'i beklemeden kapıya koşmuştu.

"Başka kimi bekliyoruz?" diye sordu Changbin Felix'e. "Seungmin'dir." dedi Felix ve o da Hyunjin'in peşinden odadan çıktı.

Kapıyı açınca karşısında gördüğü kişiyle kocaman gülümsedi Hyunjin. Jisung onun aksine daha sakin ve heyecansızdı, utanıyor sayılırdı. Ya da belki biraz kırılmıştı.

Çünkü en son Hyunjin'in evinden ayrılışı pek de normal bir ayrılış olmamıştı, kendini Hyunjin konusunda kötü hissediyordu ama şu an Hyunjin karşısında ona kocaman gülümsüyordu.

Jisung onun çok dengesiz olduğunu düşündü ama Hyunjin'in enerjisi o kadar pozitif ve yüksekti ki ona küçük de olsa bir gülümseme verdi.

"Hoş geldiniz!" dedi Hyunjin ağzı kulaklarındayken, her ne kadar çoğul ekiyle selam verse de gözü Jisung'tan başkasını da görmüyordu.

"Hoş bulduk." dedi Seungmin alaycı bir tavırla, Hyunjin'in aslında kendisini baz almadığını biliyordu. Felix'e gülerek baktı ve kocaman açtığı gözleriyle Hyunjin'i işaret etti. Felix'le beraber oturma odasına geçerken Hyunjin Seungmin'in kendisini kast ederek  "Nesi var bunun?" dediğini duymuştu.

devil eyes, hyunsung Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin