devil eyes, ep22

1.2K 128 155
                                    

bölüm sonundaki soruları atlamayın lütfen
💌💌💌

hyunjin'in gözünden okuyoruz bölümü hadi bakalım🦄🦄

iyi okumalarrr

"Peki ne yapmayı düşünüyorsun?" diye sormuştu Felix onlara gittiğimde. İçinde bulunduğum durum, bir ilişkide olmaması gereken bir durumdu. Gerek sıradışılığıyla, gerek oluşturduğu güvensizlikle.

Sıradışı biri olduğu için Han Jisung'u, biricik sevgilimi suçlayamazdım.

Ancak benden çoğu şeyi saklaması ya da bana direkt yalan söylemesi, canımı sıkmıştı.

Elbette kendince sebepleri olduğunun farkındaydım ancak bana söylemesi için ona birçok fırsat vermiştim; filmler ya da diziler izlerken, beraber yemek yapmaya çalışırken, öpüştükten sonra fısıldayarak sohbet ederken ya da sadece kedimiz Mel'le -ki Jisung hala ona başka bir isim bulma taraftarı- oynarken bile. Araya bir iki bir şey sıkıştırıp çaktırmadan ona geçmişinden bir iki bir şey çıtlatıyordum ama o sadece komik bir espri yapmışım gibi gülüyor ve konuyu ustaca geçiştirip kapatıyordu.

Onu seviyordum ve ona güveniyordum da, onunla bu raddeye gelebilmek için hatrı sayılır bir çaba harcamıştım. Jisung'un beni bırakmasına izin de vermezdim.

Ama ne var ki, beyefendi onun gözlerine doyasıya bakmama izin bile vermiyordu.

Çabalamıştım, lanetine bir çözüm bulmak için onun arkasından iş bile çevirmiştim. Evinden daha sonra bir günlük olduğunu anladığım o siyah kapaklı defteri almıştım, o günlükten öğrenmiştim zaten ne öğrendiysem. Malumunuz, Han Jisung biraz(!) içine kapanık bir adamdı ve benimle pek de doğru dürüst bir şeyler paylaşmıyordu.

Maalesef lanetinin tek çözümü, yine lanetin yapılmasına yardımcı olan büyücüdeydi. Han Jisung henüz bir bebekken onu, lanetinin farkında olamayışıyla belki de gülüp oynarken öldürmüştü. Han Jisung, kendi panzehrini yok etmişti.

Kısacası lanetin bir çözümü yoktu.

Geriye Han Jisung'un gözlerine bakabilmemin tek bir yolu kalıyordu, onu da biricik sevgilim kabul etmiyordu zaten.

Onu ikna edemeyecektim belli ki, ancak içimde hep buruk bir anı şeklinde kalacaktı onunla anılarımız. Onunla öpüştükten sonra heyecanla kırpıştırdığı kipriklerinin altındaki açık kahve gözlerine bakamayacaktım mesela, gözlerine bakıp onları resmedemeyecektim odamdaki diğer çizimlerin yanına asmak için... ya da hiçbir zaman güzel gözlerinin içine bakıp da "seni çok seviyorum, sevgilim." diyemeyecektim.

Tabii bunların hepsi Jisung için küçük şeylerdi, alışırmışım zamanla.

Felix'in sorduğu soruya gelince, daima kararlı ve hedeflerine nokta atışı yapan biri olmuştum ancak Jisung beni gerçekten yoldan çıkarmıştı. Her şeyi akışına bırakmıştım ve o an aklıma ne esiyorsa onu yapıyordum.

Büyük ölçüde yorulmuştum.

Jisung'a soracaktım artık, neyi neden sakladığını...başka sakladığı şeyler olup olmadığını...ya da bana neden hala güvenmediğini..?

Kalbimi kırıyordu, anlayışla yaklaşmaya çalışıyordum çünkü sonuçta o normal biri değildi. Ancak kalbim yine de kırılıyor ve o farkında bile olmuyordu.

Eğer benimle paylaşsaydı sırlarını, geçmişini beraber sırtlayabilirdik. Ben onun lanetli gözlerine aşık olmuş biriydim ve dolayısıyla da ondan gelecek her şeye katlanabilirdim. Jisung için, sevgilim için bunu hiç sızlanamadan yapabilirdim.

devil eyes, hyunsung Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin