devil eyes, ep07

1.6K 205 101
                                    


Hyunjin yaptığı bininci çizimi tekerlekli sandalyesinde, kendi etrafında dönüp inceledi ve hoşuna gittiğine karar verip diğerlerinin yanına ahşap küçük mandalla tutturdu.

Bugünkü dersleri bittiğinden beri tek yaptığı şey Jisung'un yüzünü farklı açılarla ve farklı tekniklerle bir manga karakteri gibi çizmekti.

Ders çıkışı eve gelmeden bir kırtasiyeden tatlı bir kahve tonundaki bantlardan ve hasır ince iplerden almıştı. Sonra onları odasının her duvarına hafif sarkık bir şekilde bantlamıştı ve her çiziminden sonra birer birer asmıştı hasır iplere.

Heyecanla her köşesi Jisung'la dolu olan odasına baktı ve sonra da neredeyse koşarak hyunglarının yanına gitti. "Minho hyung," dedi nefes nefese. "Resmimi çekebilir misin?"

"Tamam," dedi Minho hyung kıkırdayarak. "Neden heyecanlısın bakalım bu kadar?" Daha sonra da sevgilisi Chan'ın kollarından çıkıp kalktı yattıkları koltuktan.

Hyunjin böyle manzaralara oldukça alışıktı, o koltuk hyungları için sıcak bir yuva gibiydi. Kışları yumuşak bir battaniyeyle, yaz günleri ise sadece birbirlerine sarılarak geçirirlerdi vakitlerini burada. Çünkü ikisi de Hyunjin'in okulu için ve kendi rahatları için oldukça sık çalışıyorlardı. Dolayısıyla da boş vakitlerini birbirlerinin kokularını soluyarak geçirmeyi tercih ediyorlardı.

"Çünkü ilk defa yaptığım bir şeyden bu kadar keyif aldım!" dedi Hyunjin aynı heyecanla.

Beraber merdivenleri çıkarlarken arkadan paytak paytak adımlarla gelen saçları dağınık Chan'ı da gördüler ve ona gülmeden edemediler. Sevgilisini hiçbir zaman bırakamıyordu Chan.

Minho da onun tatlılığına gülümseyip durakladı ve yavaş yavaş gelen sevgilisinin damarlı elini ucundan nazik bir şekilde tutup Hyunjin'i takip etmeye devam etti.

Hyunjin hızlı hareketlerle odasının kapısını açtı ve hyunglarının girmesini bekledi, yaşından utanmasa hemen şu an mutluluktan olduğu yerde zıplayabilirdi.

Önce gülümseyen Minho ve hemen ardından hala sersem görünen Chan girmişti odaya. İkisi de gördükleri manzara karşısında donup kalmışlardı.

"Eee nasıl olmuş?" diye otuz iki diş gülen Hyunjin'e ikisinin de bakışları aynı anda kaydı ve Hyunjin'in ağzından keyifli bir kahkaha çıktı.

"Bu inanılmaz..." dedi Minho gözlerini yeniden oldukça estetik görünen odaya çevirirken.

"Bunların hepsini sen mi çizdin?" diye sordu Chan hyungu kendine engel olamadan.

"Evet," dedi Hyunjin. "Hepsi de Jisung. Size çok tatlı olduğunu söylemiştim, haklıymışım değil mi?"

İki hyungu da afallamış bir şekilde başlarını aşağı yukarı sallamışlardı. Çünkü Hyunjin'in bu kadar da yanık olduğunu ikisi de tahmin etmemişti.

Hyunjin telefonunu Minho hyungunun eline tutuşturdu ve odasının köşesine gitti. Üstündeki kıyafetleri gayet hoştu zaten. Şifonyerinden krem renginde düğmesiz gömlek gibi bir üst ve altında da düz kesim, bacaklarını tam kavramasa da ince gösteren kumaştan bir kahve pantolonu vardı. Arkasındaki kahveli kremli estetik askılara ve çizimlere oldukça yakışıyordu.

Minho hyungu düşünür gibi gözlerini kıstı ve sonra eksiği bulmuş gibi elindeki telefonu gözleri yarım yamalak açık duran Chan'ın eline tutuşturdu. Koşar adımlarla aynı katta, sevgilisiyle ortak kullandığı yatak odaya girip geri gelmişti. Elindeki bir lipstick'ti.

Hyunjin geçtiği köşeden yavaş adımlarla hyunguna yaklaştı ve lipstick'i eline aldı. O sırada gözlerini büyüterek bakan Chan da "Emin misin hayatım?" diye sormuştu sevgilisine. "Sen bunu sadece özel gecel-"

devil eyes, hyunsung Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin