devil eyes, ep10

1.3K 187 26
                                    

Hyunjin ne arkasına ne de sağına soluna bakıyordu hızlı hızlı adımlar atarken. Sırtındaki ince yağmurluğunu omuzlarından kafasına doğru çekerek saçlarına ve kucağındaki tüyleri tertemiz kediye siper etmişti. Jisung onu orada bıraktıktan sonra en az bir yarım saat, etkisinden çıkamadığından olsa gerek, orada kediyle kalmıştı.

Çamura bulanmış artık eskisi kadar şık olmayan ayakkabılarının bıraktığı tok ses ortamdaki yağmur seslerine uyum sağlıyordu. Hafif serinlemiş hava yüzünden arada hapşırıyor, o hapşırdıkça yavru kedi irkilip miyavlıyordu.

Sonunda evinin bahçesine girince adımları yavaşladı ve kapıya varınca zile basıp hyunglarından birinin kapıyı açmasını bekledi.

Hava kararmış sayılırdı, loş ve basık bir hava vardı. Hyunjin'in içi daralmıştı ama rahattı da aynı zamanda. Düşünceleri onu dengesizleştirmişti.

"Nerede kaldın Hyunjin!" Kapıyı daima bütün duyguları zirvede yaşayan Minho hyungu açmıştı.

"Trafik vardı."

"Yürüyerek gelmedin mi sen?"

Hyunjin yakalandığını fark edip ortamdan sıyrılmak için hızlıca odasına giden merdivenlerden çıkmaya başladı.

"Yemek yemeye gel!"

Minho hyungunun dediğinden hemen sonra kapısını kapattı yavaşça ve kediyi nazik hareketlerle yere saldı.

O sırada merdivenlerde korkutacak kadar büyük bir gürültü patırtı duydu. Biri sanki merdivenleri vura döve çıkıyordu yukarıya. Hyunjin endişeyle kapıya döndüğü anda zaten kapıda aynı gürültüyle açılmıştı.

"KUCAĞINDAKİ BİR KEDİ MİYDİ SENİN?"

Minho hyungunun her zamanki haline göz devirdi ve sadece "Evet," dedi.

Minho odanın köşesine doğru düşe kalka adımlar atmaya çalışan kediye atıldı ve kucağına alıp her yerine minik öpücükler kondurmaya başladı.

Ancak Hyunjin'in beş karış suratını görünce öpücükleri yavaşladı ve daha sonra durdu. "Moralin mi bozuk senin?"

"Jisung bir şeyler dedi ve sanırım bunlar benim anlayamayacağım şeyler."

"Anlatmak ister misin?"

"Önce yemek yiyelim," dedi Hyunjin. Çoktan kapısına yönelmişti, Minho da onu takip etti ve Chan'ın onlara tek kaşını kaldırıp bakmasını sağlayacak kadar sessiz bir şekilde yemek masasına yerleştiler.

Chan'la Minho göz göze geldi ve Minho bir şeyler anlatmak istercesine gözlerini kırpıştırdı. "Ah," dedi Chan büyük bir gülümsemeyle. "Anlaşılan konu bakışlarına taktığın çocuk."

"Ama o bakışlarına taktığım çocuk bana bakmamakta ısrarcı."

Hyunjin sinirle ve biraz da kırgınlıkla çatalını hyunglarının kendi elleriyle hazırladığı ramyeona sert bir tavırla batırdı.

"Düşünelim üzerinde." diye oğlu kadar çok sevdiği Hyunjin'in tavırlarını yumuşatmaya çalışmıştı Minho.

"Sen..." diye mimiklerini bol bol kullanarak sesli bir şekilde düşünmeye başladı Chan. "O çocuğun bakışlarına aşıksın ve..." Gözlerini görünmeyecek kadar kısıp kafasını hafifçe eğdi. "O seni bakışlarından mahrum bırakıyor?"

"Yüzüme bakıyor, vücudumda herhangi bir yere de bakıyor ama inatla göz göze gelmek istemiyor."

"Ona nedenini sormadın mı Hyunjin?" Dolu ağzıyla bile hala yakışıklı görünen Minho hyungu sormuştu soruyu.

"Bir bedeli olduğunu söyledi." Hyunjin gözlerini kaçırıyordu ve aynı zamanda istemsizce sesi kısılıyordu. "Ömrüme bedelmiş."

Masada büyük bir sessizlik oldu.

iyi geceler bölümü 🥺💘

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

iyi geceler bölümü 🥺💘

tatlı rüyalar  hepinize 😚💖✨

devil eyes, hyunsung Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin