bugün seungmin'lerde kalmamın üstünden iki haftaya yakın bir süre geçti. yaşadığım şeyleri anlattıktan sonra minho hyungla hatrı sayılır miktarda yakınlaşmıştık, aramızda ise ne olduğu belli değildi. seungmin'le zaten yakın olmamıza karşın aramızdaki son duvarda yıkılmıştı. şimdi ise seungmin'in zoruyla gideceğimiz, akşam olacak parti için kıyafet bakıyordum. anladığım kadarıyla partiyi düzenleyen okuldan biriydi ve tüm öğrenciler davetliydi.
elime bir siyah bir gömlek ve siyah bir kot alıp bir çantanın içine koydum. seungmin erkenden onlara gelmemi istediğinden orada hazırlanacaktım. çantaya parfümümü de koyup fermuarlarını çektim ve üstüme siyah bir sweatle eşofman geçirip çantayı sırtıma taktım. odamdan çıkarak mutfakta bir şeyler hazırlayan annemin yanına indim. gülümseyerek yanağına bir öpücük bıraktım ve ona sıkıca sarıldım.
"ben seungmin'lere gidiyorum anne akşam da orada kalacağım merak etme tamam mı?"kafasıyla onayladı ve güldü.
"zaten teyzen gelecek. git hadi geç kalma"
gülerek diğer yanağına da bir öpücük bıraktım ve ayakkabılarımı giyip evden çıktım. saat daha erken olduğundan kulaklıklarımı taktım ve seungmin'lere doğru yürümeye başladım. hem biraz yürümekten ne zarar gelirdi. yaklaşık yirmi dakika yürüdükten sonra görüş alanıma giren seungmin'lerin eviyle yavaşladım ve müziği kapatıp kulaklığı çıkararak ikisini de siyah eşofmanımın cebine koydum.kapıya ulaşmak için üç merdiven çıktım ve duvara yaslanıp yumruk yaptığım elimle birkaç kez kapıyı tıklattım. kapıyı açmaları beklerken yerdeki minik taşı tekmeledim ve kapının ardından gelen adım sesleriyle oraya döndüm.
"hoş geldin sungie!"kapıyı açan seungmin'e bakıp gülümsedim ve içeri girip ayakkabılarımı çıkardım.
"hoş buldum minnie."
bana sarıldı ve saçlarımı karıştırdı. ardından bileğimi tutarak odasına doğru ilerlemeye başladı. merdivenlerde tökezlesem de son anda toparlandım. seungmin heyecanla beni odaya soktu ve kapıyı kapatıp dolabına ilerledi. ona imalı imalı bakarak yatağa oturdum ve yan tarafta yığılı kıyafetlere baktım.
"kime bu hazırlık, ne bu heyecan seungmin?"gözlerini kıstı ve ellerini belinin iki yanına yerleştirip bana baktı.
"sana ne be!"
güldüm ve ayağa kalkıp yanaklarını sıktım. bel boşluğuma parmaklarını bastırdı ve bir anlık irkilmemle elimden kurtulup kıyafetlerin yanına gitti.
"bunları giyeyim diyorum, nasıl?"
eline siyah transparan fermuarı olan bir ceket ve iki yanı şerit şeklinde leopar desenleriyle kaplı siyah kot pantolonu aldı ve bana baktı.
"seungmin ceketin içine bir şey giyinmeyecek misin?"tek kaşımı kaldırdım ve seungmin'e baktım. hayır anlamında kafasını salladı ve dudaklarını büzdü.
"ten rengi boğazlı dar bir body giyeceğim, kötü mü görünür?"
kafamı hızlıca sağa sola salladım ve kıyafetleri elime alıp inceledim.
"hayır hayır, güzel görünür eminim."
gülümsedi ve kıyafet yığınını toplamaya başladı."sen ne giyineceksin sung?"
çantamı çıkarıp ona uzattım, benim yanımda getirdiğim kıyafetler çok daha sadeydi ve sanırım gideceğimiz yere uygun değildi. seungmin çantayı elimden alıp açtı ve içinden kıyafetleri çıkarıp havada sallayarak bana baktı.
"sung, bunlar ne?"gözlerime giren saçları geriye ittirdim ve onun kıyafetlerini bir kenara bırakıp tekrar ona döndüm.
"giyeceklerim, nasıl bir yere gideceğimizi söylemediğin için bende elime ne geçerse onu çantaya koydum."
seungmin cıkladı ve kafasını iki yana sallayıp kıyafetlerimi tekrar çantaya tıkıştırdı.
"bunlarla oraya gidemezsin, bugün seni ben giydireceğim itiraz istemiyorum."sanırım beni giydirmesi getirdiğim kıyafetle gitmekten daha iyi olacaktı bu yüzden kafamla onaylayıp sırıtarak dolabına ilerleyen seungmin'e baktım. tek temennim çok abartmamasıydı. yatağa ilerleyip kıyafetleri kenara itekledim ve açılan boşluğa oturup dolabını talan eden seungmin'i izleyip derin bir nefes verdim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
seven in heaven;minsung✔️
Fiksi Penggemaren yakın arkadaşıma ders çalışmaya gittiğimde abisine aşık olacağımı nereden bilebilirdim ki? 281120/120221