3. Bölüm

336 20 10
                                    

Bu yaz, yaz üzüntüm var
--------------------------------

Buğra'dan 

10 Aralık 2020
Hayatımın kumdan kaleler gibi yıkıldığı tarih. Ablamın ölüm tarihi.

" Nerdesin abla? Hepimiz seni bekliyoruz. "
"Geliyorum, geliyorum! Çıktım şimdi işten yarım saate ordayım."

Yarım saat sonra kendisi gelmemişti, ölüm haberi gelmişti. Beklediğimiz şey kesinlikle bu değildi. Nerden bilebilirdik ki son kez konuştuğumuzu?

Canınızdan çok sevdiğiniz bir insanı kaybetseniz nasıl hissedersiniz? Büyük ihtimalle düşünmek bile istemiyorsunuzdur.

Düşünün. Bugün gördüğünüz, dokunabildiğiniz bir insanın yarın olmadığını düşünün. Bir daha göremeyeceğinizi düşünün. Ona bir daha dokunamayacağınızı, onunla bir daha konuşamayacağınızı düşünün.

Sarılın onlara sımsıkı, hiç bırakmayın. Çünkü sonrasında her şey için çok geç olacak.

Ben ablama sık sık sarılmazdım, öpmezdim. Sevgimi hissettirirdim belki ama dile getiremezdim. Oysa ne çok isterdim şimdi burda olsa, doya doya onu ne kadar çok sevdiğimi söylesem. Öpsem, sarılsam. Keşke...

Pişmanlık, keşkelere sığınmak...

Şimdi yanımda olan kim varsa sürekli sevdiğimi haykırmak, pişman olmadan yaşamak istiyorum.

Dolunay. Deli gibi seviyordum onu, hâlâ da seviyorum. O da benden gidecek diye deliler gibi korkuyorum.

Ya da daha bana gelmeden benden gidecek diye korkuyorum. Bu ne demek biliyor musunuz?

Bunları düşündükçe delirecek gibi oluyordum. Zerre tereddüt etmeden aldım telefonu elime, yazdım.

"Seni seviyorum."

Ne diyeceğini önemsemeden yazdım bunu. Onu seviyordum. Onu çok seviyordum.  Beni sevmediğini de söylese, asla pişman olmayacaktım. İçimde kalmamış olacaktı en azından.

Kendimi geç kalmış hissediyordum. Belki de olması gereken zaman bu zamandı. Her şeyin bir zamanı yok muydu sonuçta? Böylelikle yanımda olmasını istediğim insanların değerini daha iyi anladım sanırım.

Aşık mıydım ona? Hissettiğim şeyler aşk mıydı? Üç harf, tek kelime mi? Bu duyguları sığdırabilir miyim üç harfe? Bu ancak duygularımı küçümsemek olurdu.

Beni anlamasını istediğim tek insandı Dolunay. Ve her anın değerini bilmek, her anımı onunla geçirmek istiyordum. Sonucu ne olursa olsun, Dolunay'ı istiyordum.

Ablamı kaybetmem bana Dolunay'ı kazandırabilirdi.

Zaten ne derlerdi? Her şey mükemmel olsaydı, hiçbir şeyin değerini bilemezdik.

---------------------------------------------------

Bu bölüm fazlasıyla kısa oldu çünkü halamları ağırladık. Her gün bölüm atmaya çalışıyorum, kendimden biliyorum devam eden hikayeler yerine tamamlanmış hikayeleri okumayı seviyorum ki istediğim zaman açıp okuyabileyim. Siz de öyle misiniz?
Oy verip yorum yapmayı unutmayın. 🖤

MİLAGRE | Texting Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin