12. Bölüm

194 18 6
                                    

Sen ve ben, sen ve ben

Gökyüzündeki elmaslar gibiyiz.

---------------------------------------------

Buğraların evinde geçirdiğimiz eğlenceli vakitlerden sonra evlere dağılmıştık.

Ailecek sofraya oturmuştuk ve herkes iştahla yemeğini yiyordu. Ben hariç.

Akşam olmasına neredeyse bir saat kalmıştı ve ben hâlâ Buğra'nın partiye gidip gitmeyeceğini bilmiyordum. Meraktan kuduruyordum.

"Kızım nimetle oynamasana. Neden yemiyorsun, neyin var?" Babamın sesiyle irkildim. Resmen kopmuştum buradan.

"Ben fazla acıkmamışım. Odama çıkayım size afiyet olsun." Tabağımı alıp mutfağa götürdüm ve odama çıktım.

Gidip gitmeyeceğini düşünmekten çıldırmak üzereydim. O kıza hiç ısınamamıştım. Buğra da uzun zamandır yazmıyordu. O yazmıyorsa ben yazarım diye düşündüm.

Dolunay: Buğra?

Dolunay: Nasılsın?

Dolunay: Ne yapıyorsun?

Dolunay: Heey!

Dolunay: Nerdesin?

Üst üste birkaç mesaj atmıştım fakat Buğra'dan cevap alamıyordum.

Meraktan çatlamak üzereydim. Soner'i arayıp on dakikaya onların orda olacağımı ve hazırlanıp çıkmasını söyledim. Ben de hızla üstüme bir şeyler geçirip evden çıktım.

"Soner!" Soner arkasını döndü ve bana ilerlemeye başladı. "Ne oldu daha birkaç saat önce ayrıldık?" Oflayıp kaldırım taşına oturdum.

"Soner ya çok merak ediyorum!" O da benim yanıma oturdu. "Neyi merak ediyorsun?" Gökyüzüne baktım. "Buğra o partiye o kızla gitti mi gitmedi mi çok merak ediyorum."

Soner ağır ağır aşağı yukarı başını salladı.

"Mesaj at?"

"Attım, cevap vermedi. Görmedi bile. " dile getirince sinirlenmiştim. Mesajlarımı mı önemsemiyordu?

"Arasaydın?"

"Of Soner! Arayamam." Sabır diler gibi bir hâli vardı. "Ara ve buluşalım mı de. Eminim koşa koşa gelecektir."

"Ya açmazsa?"

"Aramadan bilemeyiz?" Soner ilk defa bu kadar mantıklı konuşuyordu. Onun beynini daha fazla yormaması için Buğra'yı aradım. Bismillahirrahmanirrahim.

Çalıyor...

Çalıyor...

Çalıyor...

"Alo?" Telefonu kulağımdan uzaklaştırıp Soner'e sessizce "açtı açtı!" dedim. O aptal der gibi bakarken heyecanla konuştum, "nerdesin?" Soner elleriyle ağzını kapatıp başını sağa sola sallamaya başladı. Arada da benden utandığını söylediğini duymuştum.

"Nerde olduğumu merak ettiğin için mi aradın?" Bense dediğimin şimdi farkına varıyordum. Sanki ilanı aşk etmiştim ne vardı?

"Yok yani müsaitsen buluşalım diyecektim. Tabii müsaitsen, eğer partid-"

"Nerdesin? Çıktım ben geliyorum." Soner ben demiştim diye arkadan hareketler yapıyordu.

"Şeydeyim, şey..." ne diyebilirdim. Sizin evin ordaki kaldırımlarda oturuyorum mu? "Sen evde misin ben Soner ile birlikteydim eğer evdeysen kapının önünde görürsün zaten."

"Yok ben partideydim ama az kaldı geliyorum." Partiye gitmiş olması beni neden üzmüştü? Ben böyleydim işte, en ufak bir şeye bile üzülüyordum. Alt tarafı bir partiydi.

Fakat yanında Ece vardı.

"Tamam, bekliyorum."

Telefonu kapattıktan sonra Soner'e döndüm. "Partiden geliyor." Soner mutlu mutlu bakıyordu fakat benim suratımın asıldığını görünce o da durgunlaştı. "Partiden senin içi  geliyor. Buna sevinemez misin?" Tabii ki de havalara uçabilirdim. "Sevindim. Beni biliyorsun işte bir de sen öyle kız bunun dibinden ayrılmıyor falan diyince bir garip hissettim."

Gülüp kolunu omzuma attı. " Seni anlıyorum. Neyse ben gideyim Buğra gelir birazdan." Eliyle ağzımı gülümser gibi bir hale sokmaya çalıştı. "Gül ama çocuk da üzülmesin." Dişlerimi göstererek gülünce "Ya da gülme." dedi. Sinirimi bozmadan gideceğini nasıl düşünmüştüm ki? "Şerefsiz defol hadi."

O gittikten kısa bir süre sonra yolun başında Buğra'nın arabası gözüktü.

Arabadan inmeye yeltenmişti fakat ben ona doğru yürümeye başladığım için inmedi. Arabanın içinden yan koltuğun kapısını açınca ben de yanına oturdum.

"Selam, nasılsın?" Tabii ki de heyecanlıydı.

"Heyecanlıyım." Ama dile getirmesini beklemiyordum. "Neden heyecanlısın?"

"Senin yanında olduğum her an çok heyecanlıyım. Yanında olmasam bile ismin geçiyorsa heyecanlıyım. Aklıma geldiğin her an heyecanlıyım. Kalp ritmimi bozuyorsun."

Böyle şeyler söyleyeceğini tahmin etmemiştim. Utanmıştım ama gözlerimi onun gözünden de alamıyordum.

"Sevinmeli miyim?"

"Kalp ritmimi bozduğun için mi?"

Ciddiyetle kurduğu cümlesinden sonra afalladım. Ona zarar verdiğimi hissettim fakat çok kısa sürdü.

"Hey hey şaka yapıyorum. Bana çok iyi geliyorsun Dolunay, bunu biliyorsun. Nereye gitmek istersin?"

Bir süre düşündükten sonra nasıl bir yerden geldiğini deli gibi merak ettiğim için "partiye gitmek isterim." Dedim.

Anahtarı çevirecekti ki söylediğimi yeni kavramış gibi yan gözle bana baktı "emin misin?" Kaşlarımı çattım. " Neden olmayayım? Nasıl bir yerden geldin Allah bilir." Sırıttı. "Yok yani sen sevmezsin kalabalık, çok sesli bir yer ben de sıkılmıştım zaten."

"Partiye gitmek istiyorum!" Ellerini teslim olur gibi havaya kaldırdı.

"Tamam, partiye gidiyoruz."

----------------------------------------------

Parti zamanııııı 🖇🍬

Umarım diğer bölümü erken atabilirim. Oylayıp yorum yapmayı unutmayın!💗

MİLAGRE | Texting Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin