2. Bölüm

390 26 32
                                    

Telefona kaşlarım çatık bir şekilde bakmayı sürdürürken annemin sesi odamın içine doldu.

"Kızım hadi gel çay içiyoruz!"

Ben tavuktum odam da kümesim. Çıkarmayın işte beni şuradan! Söylene söylene odadan çıktım. Annemlere çay doldurup ben de televizyonun karşısına kuruldum. 

"Dersler nasıldı abla?  dedi büyümüşte küçülmüş kardeşim Arda.

"Sanki anlayacaksın da... Ama merak etme en yakın zamanda odana terapi için geleceğim." Arda sinirle babama döndü, "Baba ya bir şey söylesene şuna!" Babam annemle birlikte kınayıcı bakışlar atmayı ihmal etmemişlerdi.

Aklıma mesaj gelince odama çıkmaya karar verdim. Hemen yazan kişinin kim olduğunu öğrenmek istiyordum.
Profesyonel oyunculuğumla uykum gelmişçesine esneme hareketleri yapıp yukarı çıktım ve telefonu kaptığım gibi mesaj kutusuna girdim.

Tekrar okudum.

Tekrar okudum.

Tekrar okudum. 

Dolunay: SONER!

Dolunay: BAKSANA ŞEREFSİZ!

Soner: Bismillahirrahmanirrahim

Soner: Adımla seslenilince biraz ürküyorum da.

Dolunay: ss*

Soner: SEN NE YERE BAKAN YÜREK YAKANMIŞSIN BE!

Dolunay: Dalga geçme Allah aşkına. Bu kim ya?

Soner: Numaranı nerden buldu acaba sen herkese vermezsin.

Soner ile olan sohbetten çıkıp düşünmeye başladım. Hangi beyinsiz beni işletiyordu? Bir süre ne yazacağımı düşündüm. "Sen kimsin?" Sen kimsin mi? Cidden sen kimsin mi! Saçmalık.

Dolunay: Numaramı nerden buldun?

0553*******: Öncelikle beni umursayıp cevap verdiğin için teşekkür ederim.

Dolunay: Seni tanımıyorum, umursadığım falan yok sadece şaşkınım.

Dolunay: Her gün farklı bir numaradan mesaj almıyorum. Alışık değilim böyle şeylere.

Dolunay: Şimdi numaramı nerden bulduğunu öğrenebilir miyim?

0553*******: Cidden merak ettiğin şey bu mu? Kim olduğumu sormayacak mısın?

Dolunay: Cevabını alamayacağım bir soruyu neden sorayım ki?

0553*******: Buğra.

Dolunay: Ne?

0553******* Adım, Buğra.

Buğra? Hangi Buğra? Hassiktir o Buğra mı!

Dolunay: Buğra adında birini tanımıyorum.

0553*******: Evet, tanımıyorsun. Sen zaten beni hiç görmedin ki. Belki de görmek istemedin.

Dolunay: Açık konuşur musun?

0553*******: Lise 10. Sınıftan beri tanıyorum seni. Yazmak için cesaretimi toplamam lazımdı.

0553*******: O kadar çok isterdim ki karşına geçip gözlerinin içine bakarak bunları söylemeyi... Ben hep uzaktan izleyen taraf oldum.

0553*******: Artık olmuyor, sen olmadan bir dakika bile geçirmek istemiyorum ben.

0553*******: Sen de kendimi buluyorum Dolunay.           11.53

Görüldü *

0553*******: Orda mısın?       00.24

Dolunay: Neden? 10. Sınıftan beri yazmadın şimdi neden yazıyorsun?

0553*******: Çünkü sana ihtiyacım var.

Sohbetten çıktım. Buğra'yı tanıyordum. Lise de ondan hoşlanıyordum fakat onun düşündüğü gibi, o beni fark etmiyor sanıyordum. Krize girmeme ramak kalmıştı. Gerçekten duygularımız karşılıklıydı ama ikimiz de cesaretsiz davranıp konuşmadık mı bunları? İnanılmaz!

Öğlen Soner ile birlikte fakülteye doğru yol alırken bu durumu konuşuyorduk.

"Dolunay, neden tanımıyorum öyle birini dedin?" Sahiden neden öyle söyledim? Ben de de bir cevabı yoktu ki.

"Bilmiyorum."
"Söylemeyecek misin ona, onu tanıdığını?"
"Soner gerçekten kafam allak bullak. Zaten ben ona karşı bir şey hissetmiyorum ki şu an! Konuşmamızın anlamı ne?"
Soner durdu ve uzun bir süre yüzümü inceledi. Bir şey söylemek için ağzını açtı, vazgeçmiş olacak ki geri kapattı. Yürümeye devam etti.

"Hey hey! Ne oluyor?"
"Dolunay, bence konuşmalısın. Kusura bakma ama ben hâlâ ondan hoşlandığını düşünüyorum." Yüzüne öküzün trene baktığı gibi bakmayı sürdürürken oflayıp ilerledi.

Arkasından yürürken düşündüm. Ne alaka hoşlanıyordum? Benim bile haberim yoktu bundan. "Ben ondan hoşlanmıyorum!"

Geri kalan yol boyunca Soner anlamsız bir şekilde Buğra ile konuşmam için ısrar edip durdu.

"Mutsuzum çok hastayım güldür beni doktor! Öldüm ama hayattayım tarifi çok zor!" Eve girer girmez koltuktan bacaklarını sarkıtmış bağıra bağıra şarkı söyleyen kardeşime bakakaldım. Ne yaşadı da bu kadar dertlendi çok merak ediyordum açıkçası. Eline de redbull almış!

"Ne yapıyorsun lan! O redbull'u sana mı aldım? Ayrıca o yaşta enerji içeceği içilmez ver bakayım." Elinden alıp kendi kafama diktim. Mis.

"Matematik hocası bugün beni tahtaya kaldırdı, mal mal baktım! Hiçbir şey yapamadım hiçbir şey. Üstelik Sude de beni izliyordu. Daha büyük dert mi olur!"

Kahkahalarla gülerek odama çıktım. Çocuğun derdi başından aşkınmış. Mesaj sesi. Bismillahirrahmanirrahim.

0553*******: Seni seviyorum.

Görüldü *

-----------------------------------------------
Selaammmm!
Çoğunluğu texting oluşan bir bölüm oldu. Diğer bölüm  Buğra'nın ağzından olur diye düşünüyorum. Oylayıp yorum yapmayı unutmayın. 🙏

MİLAGRE | Texting Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin