13. Bölüm

180 16 6
                                    

Sen beni bu şehirden kurtar

Bir yer bulalım, dünyadan uzak

---------------------------------------------------


Şu an partideydik. Ece, Buğra'yı arkadaş grubuyla tanıştırmak için yanına çağırmıştı ve ben sandalyemde tek başıma oturmuş Buğra'yı bekliyordum.

Yanıma gelmek için vakit kolluyor gibiydi fakat Ece bir türlü bırakmıyordu.

Oflayarak önüme dönünce bardakları silen barmene seslendim. "Meyve suyu alabilir miyim?" Kaşlarını kaldırarak baktı "Meyve suyu?" Anlamsız bir şekilde birbirimize bakarken yanımdaki sandalyeye birisi oturdu.

"Kırmızı." Tek kelime söylemesiyle adam arkasını dönüp istediği içecekten doldurdu ve adama uzattı.

"Ben de meyve suyu istemiştim!" Yanımdaki adam tam içkisini dudaklarına götürmüştü ki beni duyup kaşlarını kaldırarak bana baktı. " Burda meyve suyu olmaz." Kafamı adama çevirdim fakat bir şey söylemeyip tekrar Buğra'ya bakmaya başladım.

Buğra buraya bakıyordu.

"Baksana, seni burda hiç görmemiştim ilk defa mı geldin?" Adını kodunu bilmediğim bu adamın benimle konuşması hoşuma gitmemişti.

"Neden sordunuz?" Bıkkınlıkla verdiğim cevap onu şaşırtmışa benziyordu. "Anladım, hiç gelmemişsin ve beni de tanımıyorsun."

Önemli bir insan mıydı?

"Buraya gelen herkes beni tanır."

"Bara gelip gitmenizden tanındığınıza göre pek önemli bir insan değilmişsiniz."

"Sadece bardan tanındığımı nerden çıkardın?"

"Benimki sadece bir varsayım. Bir daha görüşmeyeceğimize göre tanıma-" Sözümü kesen şey Buğra'nın sertçe belimden tutup beni kaldırması oldu.

Bana değil adama bakıyordu. "Bir sorun mu var Can?" Adının Can olduğunu öğrendiğim adam hâlâ bana bakıyordu. Buğra ile tanıştıklarını anlamıştım fakat Buğra'nın tepkisini anlayamamıştım.

"Hayırdır Buğra? Tanışıyor musunuz?" Buğra'nın eli hâlâ belimdeydi ve kasıldığını anlamıştım. Can denen adam Buğra'nın sinirlerini bozmuşa benziyordu.

Sert çıkan sesiyle konuştu. "İlgilendiriyor mu? Kendine göre insanlarla uğraş bir daha yanında görmeyeyim seni." Belimdeki elini hareket ettirip beni dans pistine doğru götürdü.

Tam o sırada Pinhani'nin Dünyadan Uzak şarkısı çalmaya başlamıştı.

Bir yol var ama her yerde tuzak
Bir yol daha var, dönmekte yasak
Deryaya yakın, dünyadan uzak
Deryaya yakın, dünyadan uzak

Sadece yerimizde sallanıyorduk ama bu anı çoğu tarif edemeyeceğim mutluluk anıma değişebilirdim.

Gel vazgeçelim hiç zorlamadan
Sen aklı selim, ben yorgun adam
Bir yer bulalım, dünyadan uzak
Bir yer bulalım, dünyadan uzak

Ellerimi boynuna dolayıp kendimi tamamen duygularıma teslim ettim. Saf sevgisine inanıyordum. Üzerimizde olan hiçbir göz umrumda değildi.

Yine gözümüz yükseklerde
Hayat geçiyor perde perde
Doydum artık bana müsade
Bir yer bulalım, dünyadan uzak

Kalp atışlarımız birbirine karışmıştı. Yanağını yanağıma yasladığında gözlerimi kapatıp huzuru hissettim.

Yapamadığım birçok şey var
Hem tatminsizim hem günahkâr
Sen beni bu şehirden kurtar
Bir yer bulalım, dünyadan uzak

Huzuru hissetmek. Sadece Buğra ile yaşayabileceğim bir durumdu.

Şarkı sonlandığında pozisyonumuzu hiç bozmadan sadece gözlerimizi birleştirmiştik. Gözleriyle anlatıyordu bana hislerini. Sanki konuşsa bu kadar şey söyleyemezdi.

O hep sussun, sadece baksın.

O sadece bana böyle baksın.

Ece'nin gelip Buğra'nın kolunu dürtmesiyle ellerimi Buğra'nın üzerinden çekmiştim. Buğra Ece'ye dönmüştü ama bir eli hâlâ belimdeydi.

"Efendim?" Buğra anlamsız gözlerle Ece'ye bakarken Ece de sinirle bana bakıyordu.

"Biraz konuşabilir miyiz Buğra?"

"Sonra. Hadi Dolunay."

Buğra beni yönlendirdiğinde çıkışa doğru yürüdük. Sırtımda Ece'nin tuhaf bakışlarını hissediyordum fakat umrumda değildi.

Aklımda olan tek şey Buğra ile dans etmemizdeydi.

"Ne dedi sana?"

"Ne? Kim?"

"Nasıl kim? Kaç kişiyle konuştun?

Burdan tamamen soyutlanmıştım.

"Ne diyorsun?" Valeden arabasını isteyip bana döndü.  "O adamla ne konuştun?" Bahsettiğini cidden şimdi anlamıştım. "Önemli bir şey değildi ya. İlk defa mı geldin falan dedi." Kaşları çatık dikkatle beni dinliyordu.

Arabaya geçince kendi kendine söylendiğini duymuştum fakat daha iyisi olana kadar dans sahnesini düşünmeden edemeyecektim. O yüzden söylediklerine kulak asmadım. Adamı bir daha görmeyecektim zaten.

"Dolunay?" Camdan kafamı Buğra'ya çevirdim. "Efendim?" Başını yana yatırıp uzun uzun gözlerime baktı. "Çok güzeldi." Normalde olsa utanırdım ama şu an gözlerimi gözlerinden ayıramıyordum.

"Evet, güzeldi."

"Teşekkür ederim."

"Ne için?

"Sıradan bir partiyi böylesine güzelleştirdiğin için."

dolunayoran: bir yer bulalım, dünyadan uzak

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

dolunayoran: bir yer bulalım, dünyadan uzak.

Yorumlar kapalı.

-------------------------------------------

Eğer Dolunay'ı başka bir şekilde hayal ettiyseniz fotoğrafı görmezden gelin lütfen.

Aşağı  yukarı on bölüm sonra final yapacağım zaten fazla okunması da yok.
Kısa hikaye tarzında, ilk kitabım anı olarak kalsın. Daha iyi bir kurgu yapacağıma söz veriyorum 💗

Oylayıp yorum yapmayı unutmayın. 🙏

MİLAGRE | Texting Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin