19. Bölüm

154 12 5
                                    

"Yirmi de biter." Şu an Buğra ile birlikte daha önce sözünü ettiğimiz basketbolu oynamak için sahaya inmiştik.

"Güzelim ben sana öğretecektim hani? Sen oynamayı bilmiyorsun ki, kafadan aldım ben." Kazanacağı tabii ki belliydi ama şu an sinirlenmiştim. "Kendini beğenmiş!" Elimdeki basketbol topunu kafasına doğru fırlattım. Beklemiyor olacak ki kendini savunamadan topu kafasına yemişti.

Tamam, bunu istememiştim.

Yanına koşup acıdan eğdiği kafasına sayısız öpücük kondurdum. "Özür dilerim, özür dilerim, özür dilerim." Arka arkaya özür dilerken kafasını kaldırıp yüzüme baktı. "Sen acayip bir şey oldun he, kurşun yemiş gibi hissediyorum." Gözlerimi devirdim. "Kaç kere kurşun yedin acaba?"

Topu eline alıp karşımda dikildi.
"Neyse, madem öğretmemi istemiyorsun o zaman şimdiden söyleyeyim, acımam." Dedi.

"Çok kötüsün!" İşin tamamen makarasındaydık zaten. Birlikte ne kadar fazla anı biriktirirsek o kadar iyiydi. Sadece onun yanında bu denli gülebiliyordum zaten.

"Kazanırsam, yani kazandığımda ne yapacaksın?"

"Ne istersen."

"Kazanırsam öperim."

"Elimi öpersin." Gaza gelip söylediğim cümleye Buğra kahkaha attı.

"Elini de öperim, tamam. Hadi sen başla."

Attığı topu yakalayıp potaya doğru sektirerek koşmaya başladım. Topu potaya doğru fırlattığımda Buğra çoktan gelip blok yapmıştı bile.

"Sayılmaz!" Dışarı çıkan topu alıp bana döndü.

"Neden sayılmazmış?"

"Sen önüme çıkmasaydın basket olacaktı. Sayılmaz, kabul etmiyorum." Küçük bir şekilde açık duran dudaklarını diliyle ıslatıp yanıma geldi. Etkileniyorum sayın Buğra.

"Oyunu kuralına göre oynamayalım mı yani?" Kurallı ya da kuralsız, kazanan belliydi ama neyse.

"Kuralsız olsun evet. Ben topu atarken engel olma. Hem ben de sana engel olamam boyum yetişmez ki. Adil bir oyun olsun."

Yanıma gelip yanağımdan makas aldı. "Tamam kabul, kuralsız."

Topu potaya hizalayıp durduğu yerden basket attı. "Bu sayılır değil mi?"

Belli belirsiz kafa sallayıp topu elinden aldım. "Şimdi izle ver gör, yeter bu kadar avans." Potaya arkamı dönüp topu geriye doğru fırlattım. Önüme döndüğünde topun potadan geçtiğini gördüm. "Şaka?"

"Hah! Ne sanmıştın? Kaybedeceğimiz yarışa girmeyiz aslan." Aşırı gaza gelmiş ve Buğra'yı yeneceğine inanmıştım. Fakat Buğra çok rahattı.

"Bak sen," topu alıp sektirmeye başladı. "E hadi almaya çalış, sıra sıra atış yapmayacağız herhalde." Koşup önünde durdum kollarımı açarak geçmesini engellemeye çalışıyordum.

Topu sağ yanımdan fırlatıp kendisi de sol yanımdan geçti ve tekrar topla buluştu. Basket.

Kalmıştım öyle.

"Fake yedim resmen!" Daha fazla oynamak istemiyordum. "Burda bırakalım mı?"

"O zaman ben kazandım. Pes ettin." Dedi. "Hayır ne alakası var? Sıkıldım sadece yoksa ben yenerdim seni!" Alaycı bir şekilde kafa salladı. "Aynen öyle... Ee ne yapalım? Bir şeyler içmeye gidelim mi?" Hızla kafa salladım. Bugün hava sıcak olduğu için terlemiştim.

dolunayoran: Buğracığım ile kaliteli vakit

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

dolunayoran: Buğracığım ile kaliteli vakit

Yorumlar

soneryildiran: Nasıl da satıldım ama...

selinyilmazz: Dünden sonra ben de satılmış gibi hissettim.

hayatinhayati: bu kız da fenomen çıkacak başımıza.

illegal1cocuk: tanisak mi
Yanıtlar
bugraacar: tanisak

bugraacar: milagre 🙏

----------------------------------------------------

Milagre,  Portekizce de mucize demek.

Bu bölümü de alnımızın akıyla atlattık clwlcüwmdğwld iyi okumalar efenim...

Oy da verirseniz ne mutlu bana. 🙅🏻‍♀️

MİLAGRE | Texting Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin