5.bölüm

481 61 32
                                    

5.bölüm
" canavarlar gerçektir hayaletlerde öyle . Onlar bizim içimizde yaşar ve bazen kazanırlar..."

Ne kadar zaman geçtiğini bile bilmeden karanlık koridorlarda dolaşıp Emre'yi arıyordum

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.


Ne kadar zaman geçtiğini bile bilmeden karanlık koridorlarda dolaşıp Emre'yi arıyordum. Belkide Berk haklıydı belkide onlardan ayrılmamalıydım. Bende şu an en az Emre kadar kayıp durumdaydım. Ve yanımda diğerleri ile iletişime geçebileceğim bir telefonum bile yoktu. Karanlık koridorlarda dolaşmaya devam ettigin sırada bir ışık gördüm. Sonunda gözlerimin görmeye hasret kaldığı o ışığı bulmuştum. Koşarak ışığın geldiği yöne gittim. Mağazanın icindeki lamba yanıp yanıp sönüyordu. Kapıyı açıp içeriye göz gezdirmeye başladım. Içeride kırık camlar arasında bilekleri kanlar içinde bir genç yatıyordu. Korka korka gencin yanina eğildim. Nabzını kontrol ettim . Nabzı atmıyordu. Artık bu olaya çok fazlaca şaşırmıyordum. Cesetin elinde bir telefon vardı. Korkarak elindeki telefonu yavaş yavaş aldım. Bu telefon benim yangında yanan telefonumun aynısıydı. Telefonu hızlıca açtığımda beni şoka sokan bir şey daha oldu. Bu telefon benim telefonum aynısı değil aksine benim telefonumdu. Ama bu imkansızdı yangında yanmış olması gerekiyordu. Olduğum yere oturup telefonu kurcalamaya başladım.

*bilinmeyen numaradan 1 yeni mesaj*

Hızlıca mesajı açıp okumaya başladım.

"Cesetlere artık alıştığını düşünüyorum. Az kalsın bir yangında ölecektin ama bunlarada alışsan iyi olur . Bu senin sınavın Duru. Yangın olayı sadece bir başlangıçtı. Kendini daha kötü senoryolara hazırlasan iyi olur. "

Kendimi daha kötü şeylere mi hazırlamak? Şaka felan mı bu? Niye bunların hepsi benim başıma geliyor? Düşünüyorum neden burda olduğumu bulmaya çalışıyorum.  Ama yok bulamıyorum. Bilinmezlikler girdabında yok olmak üzereyim. Telefonu cebime atıp hızlıca mağazadan çıktım. Sanırım daha fazla tek başıma Emre'yi arayamayacaktım.  Hızlıca telefon ile Emre'yi aradım. 

"Emre neredesin?"

Cevap vermedi ama telefonuda kapatmadı.

"Emre lütfen bir şey söyle.  Nerdesin?"

Ilk önce derin bir nefes alma sesi geldi sonrada konuşmaya başladı.

"En üst katta ."

"Tamam geliyorum bekle beni."

Dedim ve cevap bile vermesini beklemeden telefonu yüzüne kapattım.  Telefon ışığı ile yukarı kata çıkan merdivenleri bulup hızlıca çıktım. Çıktığım anda Emre 'yi  gördüm. Avmnin en aydınlık yerindeydi. Pencereden yansıyan ışık burayı aydınlatıyordu. Emre ise bir duvara yaşlanmış pencereden küçükte olsa gözüken gökyüzünü izliyordu. Yanina gidip oturdum.

"Niye geldin?"

"Niye gelmeyeyim?"

"Benim yüzümden ölmek üzereydin. "

KİLİTHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin