11.bölüm

340 49 2
                                    

11.bölüm
"Uçamadığım her uçurumdan atladım."

Gözlerimi uzun zamandır çok fazlaca alışık olduğum karanlığa açtım

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Gözlerimi uzun zamandır çok fazlaca alışık olduğum karanlığa açtım. Başım feci derecede ağrıyordu. Kim getirmişti beni buraya ? Ve burası neresiydi? Ceplerimi karıştırıp telefonumu bulamaya çalıştım ama telefonum olması gereken yerde yoktu. Düşmemeye dikkat ederek ayağa doğruldum. Duvar olduğunu düşündüğüm yere tutuna tutuna oda olduğunu düşündüğüm bu yerde dolaşmaya başladım. Kimsenin beni duymayacağına eminde olsam karanlığın içine bağırmaktan hiç çekinmedim.

"Kimse var mı?"

Cevap gelmedi. Ama yinede devam ettim bağırmaya belki bir umut biri duyar diye .

"Kimse var mı?"

"Sesimi duyan biri var mı?"

Sesimi duyan biri vardi evet ama cevap veren kimse yoktu . Beni buraya kim getirdiyse beni izliyor ve dinliyor olmalıydı. Ve bu oldukça ürperticiydi. Duvarları tutuna tutuna hem ilerliyor hem de bağırıyordum. Elim dokunmuş olduğum bu duvardan çok daha garip bir şeye dokununca bağırmalarım son buldu. Dokunduğum şeyin ne olduğunu anlamak için iyice incelemeye başladım. Sanki kör bir insandım ve dokunarak her şeyi anlamak zorundaydım. Bu şeyin ne olduğunu dokunarak anlamaya çalıştığım sırada gözlerimi feci derecede acıtan bir şey oldu. Odanin içindeki bütün ışıklar bir an da yandı. Gözlerim karanlığa o kadar çok alışmıştı ki bu ışık onları feci derecede rahatsız etmişti. Bir kaç dakika gözlerimi ortamda ki ışığa alıştırmaya çalıştım. Tabi bu benim için çokta kolay olmamıştı.

Gözlerimin ilk gördüğü şey ise demin dokunarak ne olduğunu anlamaya çalıştığım kapıydı. Hapis edilmiş olduğum bu odanın tek çıkış kapısı önümde duruyordu şimdi. Gözlerim iyice alıştıktan sonra odanın içini iyice incelemeye başladım tam ayağımın altında duran mektubu görmem çokta uzun sürmedi. Hızlıca mektubu alıp okumaya başladım.

"Sevgili Duru Aytaç,
Bana çok kızgın olmalısın seni buraya getirdiğim için. Ama bana kızmanı istemiyorum aslında bakarsan bana teşekkür etmen gerekir. Çünkü çok sevdiğin arkadaşın Hilal çok yakınında hatta o kadar yakınında ki biraz dikkatli dinlesen attığı çığlıkları duyabilirsin. Önünde bulunmuş olan kapı bu odadan çıkmanı sağlayacak tek şey. Ve bu kapının anahtarı ise sende anahtarı bul kapıyı aç ve Hilal'i kurtar . Ama çabuk ol Hilal için vakit dolmak üzere. "

Mektubu yere fırlatıp odanın içinde bir yukarı bir aşağı yürümeye başladım. Anahtar bendeydi peki ama ben onu nereye koymuştum işte asıl sorun tam olarak buydu. Ceplerimi hızlıca karıştırmaya başladım . Nereye koymuş olabilirdim onu? Tam anahtarı bulamadığım için çıldırmak üzereydim ki arkamdan bir ses geldi. Hızlıca arkama doğru baktığımda yerde duran anahtar bana gülümsüyordu . Nasıl bir an da ortaya çıktığını bir dakika bile düşünmeden anahtarı kaptığım gibi kapının önüne koştum. Anahtar deliğe girdi ben anahtarı çevirdim ve kapı anında açıldı. Kapının açılması ile kendimi odadan dışarı atmam bir oldu.

KİLİTHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin