Sinsiler, Çöpçatanlar ve Diğerleri

733 27 53
                                    


"Offff! Bir kere yalnız kal be çocuk! Bir kere ya. Bir kere. Bir!"
"Sanki yalnız olsa açılabileceksin de, deliriyorsun burada." Seungmin göz devirerek söyledi cümlesini. Miyoung hırsla Seungmin'e döndü.

"Sen hiç konuşma Min! Güya arkadaşsın çocukla ama bir yararını göremedik." Hafif alıngan bir sesle cümlesini bitirip tekrar Minho'ya döndü.

"Ah üzümlü kekim biz seninle hiç birleşemeyecek miyiz?"

"Minho'nun üzüme alerjisi var yalnız."

"Off biliyoruz herhalde! İki dakika sevdirmeniz çocuğu bana! Kantine gidiyorum ben." Bu sefer sinirle yerinden kalkmış kantine ilerliyordu. Çocuklara kaç göz yapıp ben de peşinden gittim. Hyesu çocuklarla kalınca önüme döndüm ve Miyoung'a yetişmeye çalıştım. O sırada Jimin beni görüp el sallamıştı. Miyoung'a yetişip kolundan tuttuğum gibi Jimin'lerin olduğu tarafa çekiştirdim. Jimin'le göz temasını kesmezken arada da sevdiğim beye kaçamak bakışlar atıyordum ve her seferinde göz göze geliyordum. Miyoung'a dönüp fısıldadım birkaç adım kala.

"Hadi yine iyisin. Değerimi bil."

"Sen de olmasan... Min'in bir hayrı yoktu zaten." Cümlesine kıkırdayıp önüme döndüm.

"Selam!" Jimin hemen yerinden kalkıp sarılmıştı.

"Selam fıstık. Hayırdır Miyoung yine ne yaptılar?"

"Her zamanki halleri işte boş verin siz beni" Elini havada sallamıştı geçiştirmek için.

"Min'in yaptığına bahse girerim." Minho gülerek Jimin'e söylemişti. Cevap vermesi için Miyoung'a kaş göz yaptım ama transa girmişti. Her zaman olduğu gibi. Göz devirip önüme döndüm.

"Onu bu kadar iyi tanıman beni bazen korkutuyor."

"O kadar yıl boşuna geçmedi ya." Bilmiş bir suratla sırıttı. Ben de güldüm.

"Her neyse biz gidelim. Jimin akşam bizdesiniz unutma. Görüşürüz beyler." Bu sefer Miyoung'un karnını dürttüm.

"Görüşürüz." Utangaç bir şekilde mırıldandı Miyoung da. Jimin'in yanağını öpüp ayrıldık.

"Yemin ederim Min'in dediği kadar varsın. Seni çocuğun ayağına götürüyorum ve sen tek kelime bile etmiyorsun hem de çocuk sana konuştuğu halde."

"Çok ani gittik n'apıyım elim ayağıma dolaştı."

"Sanki haberin olduğunda farklısın da..." İkimiz de birbirimize göz devirmiştik.

Kantine girdiğimizde etrafı süzdüm. İlginç bir şekilde bugün ortalık çok boştu. Sanki tek kalabalık bizim grup ve Jimin'leri grubu gibiydi. Kafamı sallayıp ilerledim. Miyoung tanıdık birini görüp onun yanına ilerledi bana istediği şeyi söyleyip. Yanına gittiği kıza gülümseyip önüme döndüm. Tam çikolatalı süt alırken yanıma biri geldi. Önüme bir çikolata uzatıldı. Kimin uzattığına bakarken nefessiz kalacağım sandım bir an. Bangchan. Biricik sevdiğim bey. Bana gülümseyip göz kırptı ve o an ikinci şok dalgası geldi.

"Çikolatalı sütle iyi gider diye düşündüm."

"Ah, gerek yoktu. Teşekkürler."

"Afiyet olsun. Görüşürüz." Tekrar göz kırparak aldığı diğer çikolatanın paketini açarak kantinden çıktı. Bense olduğum yerde kalmıştım. Kantinci abiye elimdeki parayı uzatıp sütleri aldım ama robot gibi hareket ediyordum. O sırada Miyoung koşarak yanıma geldi.

"Doğru gördüm değil mi? Bangchan geldi değil mi yanına? Elindeki ne? O mu aldı? Yok artık!" Elimle ağzını kapattım. Onun sesiyle hayal aleminden çıkmıştım.

Chocolate Bar | bcHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin