En Güzel Yaşım

138 13 32
                                    

Sabah alarmımın sesiyle uyandım. Bir klasikti artık bu. Kızlar uyanmadan hemen alarmımı kapatıp yataktan kalktım. Dersime yetişmem gerekti. Üniversiteye geçişimizin üstünden 2 ay geçmişti bile. Zaman hızlı geçiyordu. Bu düşünceyle lavaboya gittiğimde Hyesu'nun çoktan kalkmış olduğunu gördüm.

"Günaydın. Hayırdır bu saatte?" Beni görünce korkmuştu.

"Günaydın. Asıl sen hayırdır?"

"Dersim var ya ona yetişmem lazım. Öğleden sonra da Bangchan'la dans provamız var."

"Çifte kumrular sizi." Bu lafına sırıttım.

"Senin işin bitti mi lavaboda?"

"Evet evet girebilirsin. Sen çıkana ben giderim. Görüşürüz öptüm seni."

"Ben de öptüm. Hyunjin'in yanına mı?"

"Evet öğleden sonra da Minho gelecek Miyoung'la ödev yapacaklar. Biz de dışarıda takılırız herhalde bütün gün."

"Tamamdır öptüm ikinizi de." Öpücük atıp içeri girdim. Lavaboda işimi hallettikten sonra odama gidip üzerimi değiştirdim. Siyah kadife bir elbise giyip altına çizmelerimi giydim. Havalar soğumuştu ama bugün süslenmek istemiştim nedensizce. Aynada kendimi süzdükten sonra tatmin olmuş bir şekilde mutfağa gittim ve bir iki lokma bir şeyler atıştırdım. Derse geç kalmak üzere olduğumu görünce çantamı da alıp hemen evden çıktım. Ben kapıdan çıktığım sırada karşı evin kapısı da açıldı. Kafamı kaldırıp baktığımda Bangchan'ın çıktığını gördüm. O da bana bakınca göz göze geldik. Gülümsedim ona. O da bana kocaman gülümsedi.

"Günaydın." Onu görünce şakımıştım resmen. Yüzümde her bir mimiğim sevgiyle ayağa kalkmıştı.

"Günaydın güzelim." Kalbim tekledi. Hala alışamamıştım. Ayaklarım hemen ona doğru adımladı. Ona gittiğimi görünce kollarını açtı, ben de kedi gibi hemen sığındım kollarıma.

"Birileri beni özlemiş sanırım?"

"Evet."

"Daha dün gece beraberdik."

"Ben seni hep özlüyorum ne yapabilirim ki." Şirince söylemiştim ona daha sıkı sarılırken. O da bana sıkıca sarıldı.

"Şaka yapıyorum bebeğim, ben de her saniye seni özlüyorum." Beni hafifçe geri çekti. Ona şaşkınca bakarken birden dudaklarımdan öptü beni. İlk zamanlarda olduğu gibi kalbim teklemişti yine. Gözlerim istemsizce kapandı. Ama öpücüğü uzun sürmedi. Geri çekilince beni gözleri kapalı görünce kıkırdamıştı. Gözlerimi açtım yavaşça.

"Derse geç kalacağız bebeğim. Hadi yürü bakalım." Belimden tutup arabasına doğru yönlendirdi beni. Benim için arabanın kapısını açtı ve oturmamı bekledi, oturunca da eğilip kemerimi bağladı ve dudağıma yine minik bir öpücük kondurdu. Kendi koltuğuna geçince telefonu çalmaya başladı ama o sanki duymamış gibi telefona bakmadan yola çıktı. Telefon bir süre sonra susmuştu ama hemen ardından tekrar çalmaya başladı. Arayan ısrarcı biriydi sanırım.

"Telefona bakmayacak mısın hayatım?"

"Sen bakar mısın canım şimdi araba kullanırken konuşmak istemiyorum. Ona gülümseyip telefonu elime aldım fakat telefon çalmıyordu. Ben telefona boş boş bakarken Chan adımı seslenip duruyordu.

"Luna? Luna!" Ona baktığımda yola baktığını gördüm. Kim sesleniyordu o zaman bana? Telefon çalmayı bırakmıştı ama adım hala kulağımda yankılanıyordu. Benden tepki alamayınca Bangchan arabayı kenara çekip durmuştu. O sırada sesler de kesildi. Ona döndüm. Bangchan da bana dönüp ellerimi tuttu.

Chocolate Bar | bcHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin