Boyun Girintisi

149 10 9
                                    


Alarmın sesiyle uyandığımda sabah tahmin ettiğim gibi hepimiz salonda sızmışız demek istesem de bir odada buldum kendimi. Jungkook ya da Jimin'in odasına benzemiyordu. Ama belimdeki kolun sahibi olabilecek kişiler onlardan başkası olamazdı diye düşünüyorum. Seugmin teması sevmezdi, Hyunjin birini odasına götürecek olsa bu kişi Hyesu olurdu. Aynı şey Minho oppa için de Miyoung için geçerliydi. İkizler ayrılmazdı böyle bir durumda. Jeongin olabilirdi, ama onlar Yoongi oppa çok içmediği için dün gece geç saatte de olsa eve dönmüşlerdi. E kimdi bu kolunu belime saran kişi? Alarm kendi kendine kapanırken belimin üstündeki kol hareketlendi ve beni kendine daha çok çekip burnunu boyun girintime sokup oraya yerleşti.

Gözlerimi şokla açtım. Bunu yakın arkadaş da olsak kimse yapmazdı. Bu zamana kadar hiçbiri yapmamıştı. Biricik kuzenlerim dahil! Tekrar alarm çalmaya başladığında belimdeki kol izin verdiği müddetçe telefonuma uzanıp alarmı kapattım. Bu sırada boynumdaki kafa hareketlenmiş derin bir nefesi içine çekip kafasını geri kaçırmıştı. Eli ise hala belimdeydi. Kafamı eğip kim olduğuna baktığımda küçük dilimi yutmak üzereydim. Almakta olduğum nefes boğazıma takılmıştı resmen. Bangchan kolu belimdeyken uykusundan ayılmaya çalışıyordu. Az önce kafasını boynuma gömmüş, kokumu içine çekmişti. Ben buraya nasıl ve neden gelmiştim?! Jimin ve Jungkook'un haberi var mıydı? Ne oluyordu yahu?

"Günaydın." Bangchan kolunu hiçbir şey olmamış gibi çekerken ben nefes almaya çalışıyordum. Her şey normal miydi gerçekten Chan?!

"G-günaydın..." Sesim sonuna doğru kısılmıştı. Tabi kekelemem de cabasıydı. Chan yataktan kalkınca bana baktı ve suratımı görünce kıkırdadı.

"Dün gece herkes salonda sızdı. Herkesi yavaş yavaş odalarına taşırken Seungmin ayıldı ve bana yardım etti. Herkesi ikişer üçer odalara taşıdık. Benim odama da sen kaldın. Aslında aramızda yastık vardı ama biraz dağınık yatıyorsun sanırım. Bir iki kez bana yumruk atmaya çalışınca ben de kollarını tutmanın daha sağlıklı olacağını düşündüm."

"A-anladım. Özür dilerim oppa. Yani sana vurmaya çalıştığım için."

"Sorun değil. Uykunda kendini kontrol edemezsin sonuçta. Umarım sen rahatsız olmamışsındır durumdan?" Soru sorar gibiydi bakışları. Deli misin be adam? Ben hayatımı bu anı düşünerek geçirmişim, senin dediğin şeye bak!

"Yok hayır. Teşekkürler ayrıca." Ben yataktan kalktım gülümserken. Telefonumu alıp odadan sessizce çıktım. Salona baktığımda Eun unni ve Seokjin oppa bir koltukta yatıyordu. Taehyung oppa ve Yuna unni bir koltukta birbirlerine sırtlarını dönmüş yatıyorlardı. Yerde de Changbin oppa yatıyordu. Diğerleri odalara bölünmüşlerdi sanırım. Arkamdan gelen Chan'a döndüm.

"Ben eve geçiyorum, hazırlanıp Mintae ile buluşacağım. Bizimkiler sorarsa söylersin."

"Çok erken değil mi buluşmak için?"

"Ders falan çalışacağız. Sonra da işimiz var. Zaten ben de anca hazırlanırım."

"Anladım. Size iyi çalışmalar o zaman. Changbin'i de alıp geri uyuyayım. Yazık o da yatak yüzü görsün." Kıkırdadım dediğine ve gülerek başımı salladım. Ama benim tersime Chan ciddi duruyordu.

"Teşekkürler tekrar. Görüşürüz." Dün ayakkabılığa astığımız anahtarı aldım ve Chan'a geri döndüm.

"Kızlara anahtarı paspasın altına koyduğumu söylersin." El sallayıp evden çıktım. Bizim evin kapısını açıp hemen içeri girdim ve sırtımı kapıya dayadım. Elimi kalbimin üstüne koyduğumda depara kalkmıştı resmen. Az önce sakin kalmıştım yeterince şimdi çıldırma vaktiydi. Ben. Chan ile. Aynı yatakta. Sarmaş dolaş uyudum. Boyun girintimi kokladı! Hayal değildi değil mi hiçbiri? Olduğum yerde tepinmeye başladım. Sonra Chan'ın uyanık olduğu ve duyabileceği ihtimaline karşı kendimi sakinleştirmeye çalıştım. Ama sakinleşemeyince bir şarkı açtım ve hazırlanırken çılgınlar gibi dans edip içimdeki bu enerjiyi atmaya karar verdim.

Chocolate Bar | bcHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin