Aşk-ı Memnu

144 14 10
                                    

Minho'lar tamamen gözden kaybolduktan sonra Luna Chan'ı aradı.

"Neredesiniz?"

"Hyunjin'in geldiği fakülteden çıkıyoruz şimdi. Araba setin oradaymış. Bekle sen geliyoruz biz."

"Tamam." Luna telefonu kapatıp beklemeye başladı. Biraz sonra karşıdan sevdiği adam ve biricik arkadaşı gözüktü. Hyunjin çökmüş gibiydi. Luna ona doğru hızla adımladı ve sıkıca sarıldı. Hafifçe sarsılan Hyunjin de hızla ona geri sarıldı ve kafasını boynuna gömüp ağlamaya başladı.

"Tamam arabada devam edin. Hadi" Chan onları ayırıp arabaya ilerletti. Hyunjin ve Luna arka koltuğa oturmuştu. Hyunjin yine ona sarılmış ve ağlamaya başlamıştı.

"Oppa sahile sürer misin?" Chan sessizce kafa sallamıştı sadece. Yol boyunca Hyunjin sadece ağlamıştı. Sahile geldiklerinde Luna Chan'a döndü.

"Biz biraz ilerleyeceğiz. Sen kafana göre takıl. Ararım ben seni olur mu?"

"Ben de gelsem?"

"Özel yerimize gideceğiz. Olmaz. Ararım ben seni." Luna onu mesafeli bir sesle yanıtlayıp dışarıda bekleyen Hyunjin'in yanına ilerledi ve arabanın gidişini izledi.

"Yürü bakalım koca bebeğim." Özel yerleri, sahildeki bir kulübenin arka tarafındaki bahçeydi. Kulübe onlar tanıştığından beri boştu. Ama onlar kulübeyi değil arkadaki bahçesini kullanıyordu sadece. Geldiklerinde ikisi de salıncağa oturdular ve Luna Hyunjin'e döndü.

"Anlat bakalım. Bir de senden dinleyeyim olayı." Hyunjin ona gördüğü ve hissettiği her şeyi anlattı. Kavgalarını da en ince ayrıntısına kadar anlatmıştı. Tabi bu sırada yumruk yaptığı elleri bembeyaz olmuş ve gözyaşları asla durmamıştı. Luna önce Hyunjin'in yumruk yaptığı ellerini açtı. Ama ellerini tutmaya devam etti.

"Bak Hyunjin. Sonuna kadar haklı olduğunu biliyorum. Çok şey yaşadın. Ve bu süreçte yanındaydım. Sana yardım etmek için elimden geleni yaptım ama bunu bilmen gerekiyor." Luna bir elini Hyunjin'den ayırdı ve telefonunu çıkarıp ses kaydını açtı. Hyesu'nun ağlamasını duyan Hyunjin tekrar ağlamaya başladı. Duyduklarıyla şoka uğruyordu aynı zamanda ama hissettiklerini çöpe atamazdı. Ses kaydı bitince yutkunup konuştu.

"Bundan sonra bir önemi yok artık Luna. Bitti her şey. Geç kaldık biz. Artık olamayız."

"Niye olamayasınız ki?"

"Çünkü Luna ben artık tükendim. Ona da söyledim, ben bittim artık. Gücüm kalmadı."

"Ama Hyunjin..."

"Aması yok Luna. Teşekkür ederim bu zamana kadar yaptığın her şey için. En yakın arkadaşını bırakıp yanıma bile geldiğin için."

"Saçmalama salak! Sen de benim en yakın arkadaşımsın. Sen benim ortağımsın. Senin Hyesu'dan ne farkın var ki benim için! İkiniz de benim kardeşimsiniz." Luna yerinden kalkıp Hyunjin'i de kaldırdı ve ona sarıldı.

"Seni zorlamayacağım Hyunjin ama bir kere daha düşün lütfen. Sonra her kararına saygı duyacağım. Sadece bir şans. Bir kere düşün bunu."

"Düşüneceğim Luna ama kararımın değişeceğini sanmıyorum."

Bu sırada Luna'nın telefonu çalmıştı. Chan arıyordu. Ekranı gösterdi Luna, Hyunjin'in aklı dağılsın diye.

"Bak bu da benden ayrı kalamıyor." Göz devirdi ve aramayı cevapladı.

"Efendim oppa?"

"Bitmedi mi daha?"

"Bitti oppa? Sen doğurdun mu?"

Chocolate Bar | bcHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin