Neler Oluyor Hayatta

163 13 1
                                    

Sabah Miyoung ile beraber kalkmış ve Hyesu uyanmadan evden kaçmıştık. Evet Miyoung bana biraz kızmıştı ama bu buluşma onun işine geldiği için hemen sarılmıştı da bana. Keşke daha önce yapsaydım diye de biraz kızmıştı ama sevindiği aşikardı tabii. İkimizin de dersi aslında öğleden sonraydı ama sabahtan Hyesu'nun gazabından kaçıp kütüphaneye gitmeyi tercih etmiştik. Yolda ona Hyunjin ile planımızı anlatmıştım. Tabii Hyunjin ve benim birbirimizden gizli planlarımızı da anlatmayı ihmal etmemiştim. Gizli planlarımıza gülmekten 3 kere yere düşme tehlikesi atlatmıştı ama şimdi iyiydi.

Duraktaki otobüse koşup Miyoung için bekletmiştim. Kendisi çok koşamıyordu çünkü dün gece eve geldiğinde heyecanla pasta yapmıştı ve şimdi onu taşıyordu. Bu yüzden dikkatli olması gerekti. İkimiz de otobüse bindiğimizde boş koltuklara oturup pasta sağlam mı onu kontrol etmiştik. Derslerden sonra dans çalışmamız vardı ve pastayı da çalışmadan önce yemeyi planlıyorduk. Bugün Chan'la ilk kez çalışacaktık, Miyoung ve Minho oppanın haricinde. Bu yüzden büyük ihtimal ilk bizim çalışmamız olurdu. Bakalım Hyunjin bey bizim için neler düşünmüştü aramızdaki uyumu göstermek için.

"Yalnız Hyesu'nun gazabından kaçıyorsun da nereye kadar kaçabileceksin? Süreyi uzattıkça etkisi artmasın?"

"Aslında onun da gönlü vardı da çaktırmıyor. Gazabını da hallederiz bir şekilde diye düşünüyorum. Dönüşte sevdiği tatlıdan alırım unuttururum."

"Şu annenin yaptığı tatlı mı?"

"Evvet ta kendisi. Dönüşte eve uğrar öyle gelirim." Miyoung bana kafa salladı ben de kafamı cama çevirdim. Tam o sırada yanımdan Minho oppanın arabasına çok benzeyen bir araba geçti. Emin olmak için plakaya baktığımda gerçekten o olduğunu fark ettim.

"Minho oppa geçti yanımızdan." Miyoung'a dönüp söyledim hemen. Safım kafasını cama uzattı hemen yürüyen bir Minho görmek için.

"Arabayla geçti salak. Ayrıca geçti. Geçmiş zaman yani. Okulda görürsün."

"Onun dersi yoktu ki. Niye gidiyor acaba?"

"Bizim de dersimiz yok ama gidiyoruz."

"Bizim kaçmamız gereken Hyesu'muz var, onun yok."

"Onun da sorgusundan kaçması gereken Hyunjin'i var muhtemelen."

"Aşırı haklı bir nokta."

"Biliyorum. Çünkü benim de sorgusundan kaçmam gereken bir Hyunjin'im var. Ben niye herkesten kaçıyorum lan?"

"Çünkü her şey senin başının altından çıkıyor."

"He evet olabilir. Neyse ki senden kaçmıyorum. Canım arkadaşım benim. Keşke Hyesu senin gibi olsaydı. Ama yok senden iki tane de çekilmezdi şimdi. Vazgeçtim."

"Ya! Elimin tersindesin valla yapıştırırım bir tane! Sen bana kurban ol be!"

"Yani ben olurum olmasına ama sana kurban olacak başka biri var gibi." Gözümle pencereyi işaret ettim. Minho oppa ışıklarda tam otobüsün yanında durmuş pencereden bize el sallıyordu. Sonra da telefonu işaret etti. Miyoung telefonuna baktı. Çünkü benimkinde asla bir bildirim yoktu. Vay anasını benden habersiz özel mesajlaşma aşamasına mı geçildi?! Yazıklar olsun. Besle kargayı oysun gözünü!

Ben kendi kendime Miyoung ve Minho oppaya söylenirken Miyoung kolumu dürttü.

"Zile bassana. İleride duracakmış beraber gidelim diyor."

"Sana demiş, sen git."

"Saçmalama Luna. Trip mi atacaksın cidden? Çocuk ikimizi de çağırdı işte."

Chocolate Bar | bcHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin