Normal Sevemiyoruz

138 9 0
                                    


Hyunjin arabaya bindiğinde tam motoru çalıştırmak üzereydi ki telefonu çaldı. Arayana baktığında az önce ayrıldıkları Miyoung'un aradığını fark etti. Garipseyerek açtı telefonu.

"Efendim Miyoung?"

"Aa bu arada Hyunjin, bizim araba doldu şimdi sen geçerken Hyesu'yu da alır mısın? Bana söylemişti ama gördün araba dolu yani. Çok teşekkür ettim. Öptüm. Görüşürüz." Hyunjin, Miyoung'un tek nefeste söylediklerinden sonra şaşkınca telefonu kapattı. Miyoung giderken o yolu çoktan dönüyor olan Hyunjin tabii ki bu numaraları yemezdi ama yemiş gibi yapacaktı. Aklınca küçük hanım bizi arabada yalnız bırakıp barışmamızı sağlayacaktı. Miyoung'un bilmesi gereken şey şuydu; Hyunjin ve Hyesu'nun barışması için yalnız kaldıkları bir arabadan fazlasına ihtiyaçları vardı.

Hyunjin yaklaşık üç gündür tamamıyla Hyesu yok gibi davranıyordu. Aslında planı Hyesu'nun damarına basmaktı ama eğer basamazsa da kendini onun yokluğuna alıştırmak için güzel bir hamleydi. Evet acı çekiyordu ama elinden gelen son şey buydu artık. Olacaklarsa şimdi olacaklardı ya da şimdi biteceklerdi. Hiç olmamışken hem de.

Hyunjin telefonu cebine koyup arabayı çalıştırdı ve Miyoung'un isteği üzerine Hyesu'nun fakültesine sürdü. Hyesu onu fakültenin önünde bekliyor olmalıydı. Tabi onu mu bekliyordu bunu bilemiyordu Hyunjin. Fakülteye yaklaşınca Hyunjin'in keskin gözleri hemen Hyesu'yu buldu. Tahmin ettiği gibi fakültenin önünde bekliyordu. Fakat beklediği kişi o değildi.

Heysu Hyunjin'i görünce önce şaşkınlıkla gözleri büyüdü sonra ise sevindi bu duruma. Hyunjin'i bekletmemek için hızla bindi arabaya ve heyecanla ona baktı ama Hyunjin hala o yokmuş gibi davranmaya devam ediyordu. Hyesu biner binmez arabayı çalıştıran Hyunjin, yan koltuğa bakmamıştı bile. Hyesu onu görünce barıştıklarını düşünmüştü ama görünüşe göre yanılmıştı. Omuzlarını düşürerek önüne döndü ve yolu izlemeye başladı. Tam kampüsten çıkmak üzerelerken önlerine birden bir köpek fırlamıştı. Hyunjin hızlı refleksleriyle arabayı hemen durdurmuştu. Köpek de yaşadığı korkuyla hemen geldiği yöne geri kaçmıştı.

Arabanın ani freniyle öne doğru savrulan Hyesu, Hyunjin'in dikkatini çekmişti. Hyesu'nun emniyet kemerinin takılı olmadığını fark edince gözlerini devirip ona doğru eğildi Hyunjin. Hyesu korkuyla geri çekildi onun üstüne geldiğini görünce.

"Ne yapıyorsun Hyunjin?" Sesinde tedirginlik vardı. Hyunjin bir kez daha göz devirdi ama cevap vermedi. Üstüne eğilmeye devam etti.

"Hyunjin çekilsene!" Hyunjin derin bir nefes aldı fakat bu sırada hazırlıksız olduğunu bir şey oldu. Heysu'nun aşık olduğu kokusu burnuna doldu derin nefesiyle birlikte. Bu duruma biraz afallasa da hemen toparladı kendini Hyunjin ve emniyet kemerini tutup çekti geri çekilirken. Hyesu onun ne yapmaya çalıştığını anlayınca utandı. Kızaran yanaklarını gizlemek için Hyunjin emniyet kemerini taktığı an kafasını kendi camına doğru çevirdi ve bir daha Hyunjin'den tarafa bakmadı.

Hyunjin onun bu haline içten içe güldü. Cesur gibi davransa da hala küçük bir kız çocuğuydu Hyesu. Hyunjin onun pek göremese de çocuksu yanlarını bile seviyordu. Hatta en çok onları seviyordu belki de. Yüzündeki gülümsemeyi hissetti. Hyesu ona bakamasa da hemen sildi gülümsemesini yüzünden. Hyesu ona gelene kadar Hyunjin artık ona gitmeyecekti. Kararlıydı.

Eve vardıklarında Hyunjin de düşüncelerine ara vermek zorunda kalmıştı. Hyunjin arabayı park edince ikisi de arabadan indi. Hyesu, Hyunjin'i beklese de Hyunjin o yokmuş gibi içeri girdi hemen. Hyesu da yine omuzlarını düşürüp kendi evine doğru yol aldı. İçeri girdiğinde kızlar onu kapının tam karışında heyecanla ayakta bekliyordu.

Chocolate Bar | bcHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin