Yılandan Hallice: Sürünüyoruz

122 13 0
                                    


Hyunjin, Hyesu ile olan mücadelesine, en az kızların beyleri süründürmesiyle eş değer bir şekilde devam ediyordu. Geçtiğimiz bir hafta boyunca kızlar, beylerin onları gammazlamasına fazlasıyla bozulmuşlardı ve Jimin dahil olmak üzere onlarla konuşmuyorlardı. Hyunjin de her fırsatta Hyesu'yu içindeki duyguları kabul ettirmeye zorlayacak şeyler yapıyordu. Fakat herhangi bir ilerleme kaydedememişti. En son ilk çekimlerinin olduğu gün yumuşamış gibiydi fakat, o günden her şey en başa geri dönmüştü. Hyunjin nedenini anlayamıyordu. Hyesu'nun neden duygularını yok saydığını da neden en başa dönmek zorunda kaldıklarına da. Oyun mu oynuyorlardı da yandıkça en başa dönüyordu her şey?

Beyler bu bir hafta boyunca önce kızların onlarla konuşmama kararına saygı göstermişlerdi fakat 3 günü geçtikten sonra onlarla konuşmak için girişimlerde bulunmaya başlamışlardı. Ama tabii ki her girişimleri başarısızlıkla sonuçlanmıştı. Bir tek Jimin bu üç günde içinden geçenleri kelimelere dökmüş ve Jisung'un yardımıyla, ki Jimin bu arada Jisung'u bir güzel azarlamıştı, Luna için bir şarkı hazırlamıştı. Şarkı Luna'yı o kadar mutlu etmişti ki, dinlemeyi bitirdiği an kendini Jimin'in kollarına atmıştı. Jimin şarkıda Luna'nın ismine tatlı göndermeler yapmış, ikisinin de bu kavgada ve sonrasında acı çektiğini vurgulamış ve en sonunda serçe parmak sözü ile Luna'ya artık karışmayacağının sözünü vermişti. Şarkı bittiğinde gerçekten ikisi de serçe parmaklarını geçirmiş ciddi bir söz vermişlerdi. Tabii sonrasında Jungkook'un da onlara katıldığı bir sarılma yaşanmıştı.

Tabii bu bir hafta boyunca bütün gençler sınav haftalarıyla boğuşuyordu bir yandan da. Ne yazık ki kulüpler sınav haftalarında herhangi bir ara vermemişti. Hepsi son gaz bahar şenliklerine hazırlanmaya da devam ediyordu. Luna'nın Jimin'le barışmasını kendileriyle barışmış olarak düşünen beyler kesinlikle çok yanılıyorlardı. Kızlar onlara kök söktürmeye devam ediyordu. Dans ederken onlarla konuşacaklarını düşünen beyler sert kayalara çarpmışlardı. Dans ederken her ne kadar temas içeren danslar olsa ve kızların içi gitse de suratlarını düz tutup tepki vermiyorlardı. Hyunjin de bu sırada Hyesu'yu, tabii dolaylı yoldan kendini delirtmeye devam ediyordu.

Son sınavından çıkan Hyunjin yine sinema kulübüne doğru yol alıyordu. Dans için arkadaşlarıyla geç vakitte toplanıyorlardı artık. Zaten onların arasında kalmaktansa Hyesu tarafından derbeder edilmeye razıydı son 1 haftadır. Kendi kendine göz devirip düştüğü hale küfretti içinden. Omzuna gelmek üzere olan saçını arka doğru itti eliyle. Yanından geçtiği bir iki kızın nefesi bu harekete kesilirken Hyunjin egosunun okşanmasıyla hafifçe güldü ve yoluna devam etti. Evet okulda aktif olduğu için birkaç kişi tarafından beğeniliyordu ama Hyunjin'in gözü Hyesu'dan başkasını görmediği için kimselere göz dahi süzmüyordu.

Hyunjin uzun zamandan sonra ilk defa böyle hissediyordu birine karşı. Evet Hyesu'yu liseden beri yıllardır tanıyordu ama duyguları çok tazeydi. Chan ya da Minho gibi geçmişten gelen duyguları yoktu onun. Bu yeni duygular onu korkutsa da aynı zamanda iyi de hissettiriyordu. Kalbi Hyesu'yu bırakın görmeyi, düşününce bile deli gibi atıyordu. Hyunjin bu duyguyu seviyordu. Hyesu'nun onda uyandırdığı her hissi seviyordu. Sinirlerini bile. Tabi sevgisini tercih ederdi ama Hyesu'dan gelecek her şeyi seviyordu. Hyesu'yu sevdiği gibi. Bu yüzden gözü ondan başkasını görmüyordu bu koca okulda.

Tabii Hyesu'nun umurunda bile değildi bu durum ama konumuz bu değildi. Hyunjin sonunda okulun arka tarafında çekimin olduğu yere gelince derin bir nefes verdi. Gözü etrafta hırçın bebeğini aradı. Yine bir köşede oturmuş suratı asık, kolları göğsünde birleşik, 'herkesten nefret ediyorum' bakışlarını atıyordu kesin. Bu düşünceyle Hyunjin'in dudakları hafifçe iki yana kıvrıldı ve etrafa bakmaya devam etti.

Chocolate Bar | bcHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin