❁۪۪
TaehyungJisoo'nun beni affetmesini her şeyden çok istiyordum. Ona karşı duyduğum hisler günden güne daha da artıyordu. Yarışma başlamıştı ve beni geçmişti. Bu durum normalde beni sinirlendirmeliydi? Değil mi? Başkaları ile yarışınca bu duruma sinirlenirdim. Fakat şimdi değil, şimdi içimi farklı bir duygu sarmıştı; gurur. Evet onunla gurur duyuyordum. Sinirlenmiyordum, aksine eğleniyordum. Jisoo bende çok farklı yan etkilere sebeb oluyordu. Ve ben sanki onunla kendimi yeniden tanıyordum.
Yarış bitti ve ben kazandım. Açıkcası Jisoo'nun kazanmasını bekliyordum, çok iyiydi. Hatta benden çok önde olduğunu sanmıştım. Çünkü onu geçmemiştim? Yani o beni geçti ama ben onu geçmedim ve birinci oldum?
Etrafımda beni tebrik etmek için insanlar birikirken gözlerim onu arıyordu. Yoktu. Herkes havuzdan çıktı, o yine yoktu. Kaşlarımı çatmıştım, gözlerimi ise endişe hapsetmişti. Konuşmakta olan Hoseok'a aldırış etmeden havuza doğru yürüdüm. Etrafa baktım. Rose az ileride duruyordu ama yanında Jisoo yoktu. O da belli ki Jisoo'yu arıyordu.
Havuza baktım. Acaba? Olabilir miydi? Boğulmuş olabilir miydi? Düşüncemin verdiği korkuyla kaşlarımı kaldırmıştım. Yüzme şapkası ve gözlüğünü takmadan havuza atladım. Yüzüyordum az önce yüzdüğüm yerleri, yeniden geçiyordum. Ama onu bir türlü bulamıyordum. İçimden bir ses burada, seni bekliyor diyordu ama ben yarışmada birincilik kazanmama rağmen bu durumda çaresizdim. Bu ise beni delirtiyordu.
Biraz daha yüzdükten sonra onu en son gördüğüm yere vardım. Kimse yoktu. Fakat biraz daha gittiğimde onu farkettim. Öylece uzanıyordu. Düşünmeye fazla vakit yoktu, hızla yanına yüzdüm. Kollarımı ona sardım, onu kucağıma alıp havuzdan çıktım. Herkes bize bakıyorken ben kucağımdaki kızı yere bırakmıştım. Etraftakiler onun başına toplanırken Namjoon yanıma gelip nasıl olduğumu sormuştu.
Kendime geldikten sonra Jisoo'ya baktım. Sadece ayaklarını görüyordum çünkü etrafında çok kişi vardı. Korkuyordum, kalbim titriyordu. Gerçekten beni terketmiş miydi? Hikayemiz hiç başlamadan bitmiş miydi? Olamaz diye düşündüm. Olmamıştır. Ben hayatıma nasıl devam ederdim? Belki de abartıyordum.. Sonuçta Jisoo hiçbir zaman benim olmamıştı. Ona diktiğim çocuksu bakışlar artık cevap istiyordu.
Ayağa kalktım, ona yaklaştım. Yavaş yavaş insanlar çekilirken onun beyaz bedeniyle karşı karşıya gelmiştim. Yutkundum. Doktor onu hayata döndürmeye çalışıyordu ama olmuyordu. Teni bembeyazdı, dudakları ve gözleri kıpkırmızı. Öylece orada duruyordu. Sanki yaşamıyordu, sanki bir kaç saat önce gülümseyerek arkadaşlarıyla konuşan kız o değildi, haraket etmeyen sıradan bir eşyadan farksızdı. Bu benim canımı tahmin edemeyeceğiniz dereceke yakıyordu. Omuzlarımı gevşettim. Yutkundum.
Namjoon koluma elini koymuştu, destek olmak istiyordu, belliydi. Sonra diğerleri etrafımı sardı, bizim çocuklar bilirsiniz işte. Fazla konuşmayacağım bu konuda. Aklım, fikrim, kalbim, ruhum, hepsi Jisoo'ylaydı.
Jisoo'yu hastaneye götürmek için ambulans geldiğinde yere çömeldim, kafamı yere dikmiştim. Yanağından bir yaş damlası süzülerek yere düştü. Bu yaş havuzdan değildi, benim ruhumdandı, göz yaşımdı..
+++
Hazırlanıp hızla Jisoo'nun götrüldüğü hastaneye gitmiştim. Çocuklar da peşimdeydi. Aslında ilk başta mayo ile gidecektim ama çocuklar izin vermediğinden değişmiştim. Düşünsenize ambulansın önünde mayoyla gideceğim diye tartışma yapan beni? Ya da düşünmeyin şimdi karizmam çizilmesin. Aklım başımda değildi, anlayın.
Hastanenede Jisoo'nun odasına yaklaşmıştım. Jisoo'nun arkadaşları zaten buradaydı. Geçip camdan ona baktım. Öylece uyuyordu. Yoongi ve Jennie, Rose ile Jimin de sarılmıştı. Sevenleri kavuşturmuştum kısacası.
Jisoo'ya bakarak iç çektim. Lisa anlamış olacak ki yanıma geldi. "Oppa, doktorlar durumu kritik dedi." Bakışlarımı Lisa'ya dikmiştim, gözlerim dolmuştu. "Üzülme, oppa, Jisoo güçlü kızdır." Bana teselli vermek için gülümsemişti ama onun da gözleri dolmuştu. Yanağından düşen göz yaşının izini sildi, burnunu çekip bana baktı. Elini yumruk yapıp kaldırmıştı. "Hatırlasana nasıl okuldakilerle mücadele etti. Jisoo bunları haketmedi, oppa.. ama hep ayakta kaldı, pes etmedi, dayandı!" Lisa, Jisoo'ya baktı. "Oppa, o güçlü bir kız.. o güçlü bir kız.." Sanki bana söylerken kendini de inandırmaya çalışıyor gibiydi. Durmadan aynı cümleyi tekrarlıyordu. Jungkook yaklaşıp Lisa'ya sarıldı, saçlarını okşuyordu. Normalde Lisa onu iterdi ama anlaşılan sarılmaya baya ihtiyacı vardı ki karşılık vermişti, kollarını Jungkook'un beline dolamıştı.
Benimde sarılmaya ihtiyacım vardı. Camdan Jisoo'ya baktım. Sana ihtiyacım var, Kim Jisoo..
____________
Yeni bölüm de birazdan sizlerle❣️
ŞİMDİ OKUDUĞUN
vsoo | Executive (Yönetici)
Fanfiction"Bir insan bir yere bakmıyorsa kesinlikle orada ilgilendiği bir şey vardır." Kim Jisoo "Bir insan en çok kimin yanında susuyorsa en çok onunla konuşmak istiyordur." Kim Taehyung üniversite⩩ [blackpink♥︎bts] [twice♥︎bts] [redvelvet♥︎bts] 01.01.2021 b...