"Bir insan bir yere bakmıyorsa kesinlikle orada ilgilendiği bir şey vardır." Kim Jisoo
"Bir insan en çok kimin yanında susuyorsa en çok onunla konuşmak istiyordur." Kim Taehyung
üniversite⩩
[blackpink♥︎bts]
[twice♥︎bts]
[redvelvet♥︎bts]
01.01.2021 b...
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
❁۪۪
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Seok-Jin ama komada
Yavaşça gözlerimi açtım. Başım patlıyordu. Gözlerimi kısarak önümdeki manzaranın netleşmesini bekledim. Sonunda netleşmişti. Tuhaf bir odadaydım. Etrafta haritalar vardı.
Yatağımdan, en azından benim olduğunu sandığım yatağımdan doğruldum. Etrafta göz gezdirdim. Tahtadan bir odaydı. Yatak eski tarzdaydı. Mobilyalar da öyle. Şamların olması da bir tuhaftı. Odada hiç pencere yoktu. Karanlıktı, şamlar bile zor ışıklandırıyordu.
Elimi başıma götürdüm ama o an giysimin kolu dikkatimi çekti. Gözlerimi indirerek giysime baktım. Eski dönemin giysilerine benziyordu. Gözlerimi kocaman açıp doğrulmuştum.
Kapıya koştum ve açtım. Kapımın önünde yine eski dönem kıyafetleriyle başlarını yere dikmiş hizmetçiler duruyordu. Hava yine de karanlıktı, aslında kapım bahçeye açılıyordu ve koridor bahçeye bakıyordu.
"Uyandınız demek. Günaydın, veliaht prens." Hizmetçilerden biri öne çıkıp konuşmuştu.
Kaşlarımı çatdım. "Ne?!"
"Herhalde zevcenizin nasıl olduğunu merak ediyorsunuz?" Yine az önce konuşan kadın konuştu. "Babanızın emri kesin öldürülecek."
Yutkunmuştum. Bu kadın neyden bahsetiyordu hiç bilmiyordum ama o zevce denen kadın çok kötü olmalıydı. Derin nefes aldım.
"Ben neredeyim?"
"Ming hanedanlığında."
Kaşlarımı çatmıştım. "Şehir olarak sormuştum." Nereden bahsettiğine dair en ufak bir fikrim bile yoktu. Herhalde beni birisiyle karıştırmıştı.
Hafif gülümsedi, hâlâ yere bakıyordu. Bakışlarını kaldırıp bana dikti. "Hangi şehirde olduğunuzu bilmiyor musunuz, veliaht prens?"
Bana veliaht prens demesi sinirlerimi bozmaya başlamıştı.
Tam ağzımı açacakken konuşmaya koyuldu. "Belki de doktorlar gelip sizi muayene etmelidir. O zamana kadar odanızdan çıkmasanız daha iyi olacak. Kafa darbesi size kötü etki etmiş olabilir."
