❁۪۪
TaehyungÜniversitenin açılması şerefine bahçede oturmuş, kanepeye iyice yayılmış ve bulutların arasında kaybolan güneşi izliyordum. Üçüncü sınıfa geçmiştim. Kollarımı kanepenin yanlarına atmış, kafamı geriye yaslamıştım. İlgi odağım sadece buydu çünkü. Etrafta konuşulanlar, dedikodular vesaire duymuyor gibiydim.
Derin nefes aldım. Kafamı hafif çevirdiğimde gözlerim bir kıza odaklanmıştı. Kız gülümsüyor, yanındaki kızlarla bir şey konuşuyordu. Bazen gözleri kocaman açılıyordu. Hafif dudaklarım kıvrıldı. Belli ki ilk sınıftı. Bu neşesinin başka açıklaması olmazdı, diye düşündüm. Ya da belki gülüşünün sebebi bir adamdır? Gerçi buna neden takıldığımı da anlamamıştım. Bunu düşünceli olmama verip gözlerimi kızdan kaçırdım. Gözlerim bu defa masada önümde oturan Jungkook'a uğramıştı. Jungkook dikkatle beni izliyordu. Aslında ne zaman o koltuğa geçtiğini bilmiyordum, herhalde fazla dalgındım.
"Hyung, ne yapıyorsun? O kız kim?"
"Bilmem. Öğrendiğinde bana da söylersin."
Jungkook'la aramızda bir kaç ay fark vardı. Gerçi o arkadaş grubumuzda en küçüktü. Bu bir kaç ay farka rağmen hepimize 'hyung' derdi.
Tek kaşını kaldırmıştı. Yüzündeki anlamsız değişimi anlamaya çalışırken dudaklarını araladı.
"Kim Taehyung birisinden mi hoşlanıyor acaba? Görülmedik bir durum?"
İç çekmiştim. Jungkook'tan mantıklı bir şey beklerken böyle cümle kurmuş olması sıkılmama neden olmuştu. Önden gelen kızı farkettiğimde sırıttım.
"Benim hoşlanmamı boşver de kendi derdinle uğraş."
Jungkook anlamamış olacak ki bir süre gözlerinde soruya cevap arayan bakışlar vardı. Duyduğu sesle cevabı bulmuştu.
"Sevgiliiim, ben geldiim." Lisa ellerinde kahve bardakları tutuyordu. Jungkook, Lisa'yı farkedince yüzünü büzüştürüp bana bakmıştı. Sırıtsam da içimden ona küfür ediyordum.
"Bak bize kahve getirdim." Lisa kahveyi Jungkook'un önüne koydu. "Hem de en sevdiğindenn." Jungkook'tan teşekkür beklemiş bulamayınca gözlerine bis sis inmişti, yine de gülümsemeye devam ediyordu. Ardından gözleri beni buldu. Elini çenesine yaklaştırdı, düşünüyordu. "Oppa.. senin burada olduğunu bilsem sana da alırdım."
Jungkook bıkmış gibi alınını ovalamaya başlamıştı. Lisa gelir gelmez herkesin gözleri masaya dikilmişti. Ne de olsa okulun en popüler grubunun üyelerinden birinin sevgilisiydi. Merakla onları izleyenler, izlerken tatlı bulanlar, Jungkook gibi serserinin böyle tatlı kızla çıkmasına şaşıranlar, fotoğraflarını çekenler, ne desen vardı.
Gözlerim Jungkook'un üzerindeyken konuştum. "Gerek yok, kahve istemiyorum zaten." Lisa'ya bakmıştım. "Teklifin için teşekkürler."
Lisa kocaman gülümsemişti. Jungkook ise ayağa kalkmıştı. Lisa gözlerindeki şaşkınlıkla Jungkook'a bakıyordu. "Noldu? Kahveni beğenmedin mi yoksa?? Ah istersen değiştirebiliriz bu benimki belki seversin." Jungkook masadaki telefonunu götürürken Lisa ise bu cümleleri sarfediyordu. Lisa kahveleri değişmeye çalışıyordu. Jungkook dönüp gidecekken kahve Jungkook'un tişörtüne dökülmüştü.
Kaşlarımı kaldırıp olanları izledim.
Jungkook oldukça sinirlenmiş, Lisa'ya bakıyordu. Lisa ise özür sözcükleri sarfediyordu. Ayağa kalkmıştım. Bu sahne iyice midemi bulandırmıştı. Jungkook resmen kızla dalga geçiyordu. Lisa'nın ona olan ilgisini seviyordu, biliyordum. Sorun şu ki o Lisa'yı sevmiyordu, kimseyi sevmiyordu.
Jungkook, Lisa'nın kolunu kavradı. Kızın gözleri dolmuştu. Ardımı dönüp gidecekken karşılaştığım manzara kaşlarımı çatmama neden olmuştu. Etraftakiler onlara bakıyor, telefonlarını çıkarıp fotoğraflar çekiyorlardı. Belli ki akşama sosyal medyayı bu haber boyayacaktı. Kimsenin müdahale etmemesi beni sinirlendirmişti. Gerçi sonra Jungkook'un gazabıyla karşılaşacaklarından korkmaları normaldi. Bir kaç adım gelip Jungkook'un kolundan tuttum ve kızdan uzaklaşmasını sağladım.
"Tamam, görünmez kaza, kendini topla." Jungkook göz devirmişti. Tam ağzını açacakken Lisa'nın orda olduğunu hatırlayıp dudaklarını birbirine bastırdı.
"Özür dilerim, Jungkook.. ben çok pişmanım.." Lisa'ya acıyan gözlerle bakmıştım. Göz devirdim. Bu durum iyice sıkmaya başlamıştı. Lisa arkasını dönüp ağlayarak hızla buradan uzaklaştı.
Jungkook'a baktım. Umursamıyor gibiydi. Hatta derin nefes aldı. "Sonunda gitti.. cıycıy sabahtan bıktım." Jungkook koltuğuna oturmuştu.
"Onu sevmiyorsan neden kızla takılıyorsun?"
Jungkook gözlerini bana dikmişti. "Üniversitenin en yakışıklı erkeğiyle çıkıyor fena mı? Jin hyung duymasın." Son cümlesinde göz kırpmıştı.
"Sorudan kaçıyorsun."
"Kaçmıyorum."
"Kaçıyorsun."
Biz böyle saçma bir laf dalaşının içindeyken Jimin koşarak bize yaklaşıyordu.
Gözlerimizi Jimin'e diktik. Nefes nefeseydi. "Sizin olanlardan haberiniz yok mu?!"
Kaşlarımı çatmıştım. Bir şey farketmiştim. Etraftakiler yavaş yavaş dağılıyordu, hepsi bir yere gidiyordu, büyük ihtimalle aynı yere. Jungkook merakla Jimin'e baktı. "Ne olmuş?"
"Jin hyung üniversitenin kantininde bir kızla kavga ediyor."
_____________
İlk bölüm, umarım beğenirsiniz💕
ŞİMDİ OKUDUĞUN
vsoo | Executive (Yönetici)
Fanfiction"Bir insan bir yere bakmıyorsa kesinlikle orada ilgilendiği bir şey vardır." Kim Jisoo "Bir insan en çok kimin yanında susuyorsa en çok onunla konuşmak istiyordur." Kim Taehyung üniversite⩩ [blackpink♥︎bts] [twice♥︎bts] [redvelvet♥︎bts] 01.01.2021 b...