4. BÖLÜM: ACI VERİYOR

222 51 36
                                    

 BÖLÜM ŞARKISI: YALNIZLIK SENFONİSİ

YÜREĞİM HAFİF ISLAKTIR BENİM KUYTU KÖŞELERDE AĞLAMAKTAN, RENGİ HAFİF UÇUKTUR KURUSUN DİYE DEFALARCA GÜNEŞE ASMAKTAN

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

YÜREĞİM HAFİF ISLAKTIR BENİM KUYTU KÖŞELERDE AĞLAMAKTAN, RENGİ HAFİF UÇUKTUR KURUSUN DİYE DEFALARCA GÜNEŞE ASMAKTAN.

---ACI----

3 YIL ÖNCE;

Yazdan kalma günlerin sıcağı halen terk etmemişti etrafı. Sonbaharın habercisi olan sararmaya yüz tutmuş yapraklar birer birer dökülüyordu dalından. Hafif hafif çiseleyen yağmur damlaları, toprağa karışıyor bir bütün olup yayılıyordu etrafa.

Alçin okulun bahçesinde çimlere oturmuş yüzüne vuran damlaların hüznüne karışmasını buruk bir tebessümle izliyordu. Yağmurla birlikte akan göz yaşları birbirine karışıyordu. Yağmur usul usul yağarken, çaresizlik bir ilmek olup dolanıyordu boynuna genç kızın. Kalbindeki umuda muhtaç kelebek, ucu bucaksız hayaller bir bir düşerken yüreğinden, gülmek istiyordu artık en derinden...

Alçin dalıp gitmişken düşüncelere yanında olan hareketlilikle buğulu gözlerini karşısındaki çocuğa çevirdi. Kıstığı kirpiklerinin arasından kendisine tatlı bir gülümsemeyle bakan gök mavisi harelere çevirdi. Gök gözlü çocuk elinde tuttuğu karton bardaklardan birini Alçin'e uzatırken

"Gülümsersin diye düşündüm"

Alçin bardaktan gelen sıcak çikolatanın kokusuyla, yüzüne düşen tebessümle uzattığı bardağı almıştı genç adamdan. Belki de onu bu hayatta gülümseten tek şey sıcak çikolataydı. Yanına oturan gök gözlüyle, dudaklarına firar eden sıcak soluk yanıp kavrulan yüreğini anlatmaya çalışırcasına etrafa yayılsa da, sanki başka türlüsü yanlış olacakmış gibi gülümsedi kendisine bakan mavilere.

"Merhaba ben Mert"

Genç adam bir heyecan kendini tanıtmıştı, Alçin'in gülümsemesinden güç alarak. Her gün görüyordu bu kızı sürekli otururdu burada elinde sıcak çikolatayla. Gülümseyerek içerdi, bir tek onu içerken gülümserdi. O bitince gözlerine bir hüzün dolardı, uzaklara dalardı koyu kahveleri, çok uzaklara...

Masum bir kelebeğin, en az o kelebeğin kanatları kadar kırılgan ve bir o kadar naif bir ruha sahipti genç kız. Alçin duyduğu tatlı tınıyla düşüncelerinden sıyrılmıştı. Kalbinde bir kıpırtı olmuştu sanki çocukça bir hareketti belki ama Alçin, o an en sevdiği oyuncağını başkasına kaptırmayan küçük bir kız çocuğu gibi mutlu olduğunu hissetmişti. Bu sesine yansımıştı.

KARANLIĞIN KIZILIHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin