5. Bölüm: BOŞLUK

97 22 4
                                    

Evettttt. Merhaba dostlarım, uzun bir aradan sonra yeni bir bölümle karşınızdayım. Sizleri biraz beklettim. Ama kendimi bu yeni bölümle affettirmeye çalışacağım. Umarım keyifle okursunuz. Hepinize keyifli okumalar dilerim dostlarım...

Bölüm Şarkısı: Najwa Farouk- Mawjou3 Galbi

Bölüm Şarkısı: Najwa Farouk- Mawjou3 Galbi

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Acısı Dinmeyen Bir Boşluktayım...

                      BOŞLUK

Ruhuma iliklenen düğümler kördüğümdü, paslıydı, zehirliydi. Kördüğümü koparmaya çalışan eller kirliydi, kanlıydı... Prangalara vurulmuş ruhum çırpınıyor, yok olmamak için çaba sarf ediyordu. Kanıyordum. Sahi kim kanayan yararlarımı durdurabilirdi? Dolan harelerimi, ağlayan göğüs kafesimi kim teselli edebilirdi? Zar zor aldığım nefesleri, onarılmayı bekleyen ruhuma kim yardım edebilirdi?

Artık ruhum bir hiçti. Ben bir boşluktum. Kimse yardım edemezdi bana. Ruhum yanmış, bedenim yıkılmıştı. Ben yoktum, bitmiştim. 

Kirpiklerime tutunan damları sımsıkı yumarak akıttım. Islak yüzümden akan bir damla yaşın boynuma doğru süzülüşünü hissettim. Damağıma vuran acının sillesini yedim, tükendim. 

Beni kapattıkları odada sırtımı yatağa yaslamış, yerde oturuyordum. Bilmem kaçıncı kez aldığım kesik kesik nefesler kaburgalarımı yırtıp, odaya dolarken zihnime düşen mavi gözlerle bir damla daha firar etti harelerimden. Sıkışan yüreğime götürdüm elimi, orada bana yaşamam için umut olan okyanus gözlü çırpınıyordu. Kanıyordu. Onu kanatan bendim. O mavilerin katili bendim. Gözlerinde bir okyanus katlettim. 

O uçurumun kenarında yalnızca ölmeyi diledim. Gök gözlünün önünde başka bir adamı öperken yalnızca ölmek istedim. Bir celladın elinde, amansızca savrulurken çıkmaza takılan ruhumun ölümünü izledim. Ne çok isterdim gölgelerin devrildiği o mavilerde kaybolup gitmeyi. Kim bilir ne kadar çok acımıştı yüreği. Affet beni gök gözlü, affet beni... Ruhum çok acıyordu, içim bunun yanında bir hiçti.

Saatlerdir ağlıyordum. Bu boş odada acıyan ruhumla oturuyordum. Bir boşlukta gezinen harelerimi, gelen kilit sesiyle kapıya çevirdim. Görüş alanıma önce bir çift siyah ruganlar girerken, yukarı çıktıkça bana acıyarak bakan kahverengi hareler ile karşılaştım. Bir damla daha firar ederken gözümden, gülümsedim. Sahi bu kadar acınacak halde miydim?

"Alçin hanım, Yarkın bey sizi çalışma odasında bekliyor."

Mesut'un sesiyle ona döndüğümde, cevap bekleyen bakışlarımı üzerime dikti.

"Gelmeyeceğim desem ne değişecek"

Kaşlarımı çatıp, tavana bakarak göz devirdim. İçime çektiğim derin nefesle, yeden yardım alarak ayağa kalktım. Uyuşan bacaklarım umursamadan kapıya doğru ilerledim. Mesut ilerde ben arkasında ilerliyordum. Merdivenlerden aşağı indiğimizde solda kalan kapıya doğru yönlenirdi beni. Kapıyı tıklattığında, içeriden gelen gir sesiyle kapıyı geçmem için araladı. 

KARANLIĞIN KIZILIHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin