Bora
Saçma sapan bir şeyin içindeydik. Peki bundan şikayetçi olan var mıydı? Yoktu. İkimizde içinde olduğumuz durumdan memnunduk. Adını asla koymadığımız ve hâlâ ısrarla arkadaş olduğumuzu söylememiz ikimiz içinde sorun yoktu. Küçük çaplı Paris gezimizden bu yana hiç yakınlaşmadık. Yakınlaşmaktan kastım kesinlikle öpüşmekti. Çünkü diğer türlü bir şekilde yakınlaşıyorduk. Gerçekten nasıl oluyor anlamıyorum. Ne zaman arkamı dönsem Aleron orda bitiyordu. Ve ben Aleron 'un sürekli etrafında oluyordum.
"Burda uzak yollardan gelmiş arkadaşın dururken sen tavanla bakışıyorsun ya pes." Doruk 'un sesiyle yayıldığım koltukta dikleşip yüzüne baktım. "Kafam dolu zaten.Sen dahada doldurmaya çalışıyorsun. Ondan tavan daha cazip geldi."
"Senin kafanda olan tek şey Aleron." 'Ne alaka?' der gibi baktım.
"Ne yalan mı? Beni satıp Paris'i onunla gezdin. Darcy beni gezdirirken karşılaşmasaydık ben seni işte sanacaktım. Gerçi işte de Aleron'la olduğun için değişen bir şey yok."
"Erken bitmişti işimiz . Sen neden bana hesap soruyorsun ayrıca ablam gibi ya."
"Sorarım tabi. Oğlum Kuzey'den sonra ilk defa böylesin. O etraftayken gereksiz gülüyorsun. Hem daha Maviş eniştemle ne konuştun tam anlatmadın. Geçiştirici cümleler kurdun."
"Düşünüyor musun ? Belki özeldir ve seni ilgilendirmiyordur?"
"Ben sizin her şeyinizi bilirim be . Özel ben hariç diğerleri için geçerli."
"Abart Doruk abart." Omuz silkip oturduğu koltukta daha da yayıldı. "Neyse konumuz Aleron 'du zaten."
"Konu olması gerektirecek bir şey yok ortada."
"Yav he Bora."
"Daha öncede söyledim biz arkadaşız." Ara sıra öpüşen arkadaşlar.
..
Bu ofiste tek sinir bozucu insan Arthur . Kapsülle ilgili deneyimlerimi paylaşmam için toplantı odasında toplanmıştık. Herkes mantıklı ve sakin sorular sorarken Arthur saçma ve asla sakin olmayan bir şekilde soruyordu. Oturduğum sandalyeyi kafasına fırlatasım vardı. Git gide sinirlendiğimi fark eden Aleron elini sinirden sallanan bacağıma koydu. Kafamı ona çevirip gülümsedim.
"Bay Güner hâlâ bir cevap bekliyorum."
"Mantıklı bir soru sorsaydınız cevabını verirdim."
"Bence gayet mantıklı. "
"Aleron 'un sevgilimle ne işi olduğunu sordunuz. Ve size bin defa bu işin kişisel olmadığını böyle bir fikir varken yapmak istediğimizi ve aramızdan yakınını kaybeden tek ben olduğum için ben kullandığımı söyledik. Bu kadar." Kovulmamak için böyle bir yalan uydurmuştuk. Gerçi benim çok umurumda değildi ama peşimden Aleron'u da sürükleyeceğim için yalan söylüyordum.
Benim her geçen saniye daha fazla sinirlendiğimi hisseden Aleron bacağımı okşama başladı.Ve yavaş yavaş yukarı çıkıyordu eli. Hareketiyle gözlerim kocaman açıldı. Siktir bu çok fazlaydı. Her durum için fazlaydı. Oturduğum yerde dikleşip bacağımdaki elini tuttum. Ne yapmaya çalıştığımı anlamış olacak ki diğer elin ağzına doğru götürüp güldü. Ve bu seferde bacağımı sıktı. Lanet olası toplantı ne zaman bitecekti ?
"Başka bir soru var mı?" Masadaki herkes olumsuz yanıt verince derin bir nefes aldım. Odadakiler yavaş yavaş boşalırken biz hâlâ kıpırdamıyorduk. İnsanlar şüphelenmesin diye olabildiğince yavaş şekilde masadaki eşyaları toplamaya başladım. Sonunda herkes çıkınca hızla Aleron'a doğru döndüm. "Ne yapıyorsun?"
"Seni sakinleştirmeye çalışıyorum." Hâlâ bacağımdan çekmediği elini gösterip "Böyle mi?" Omuzlarını silkip sandalyesini bana biraz daha yaklaştırdı. Sikicem ama napıyor bu?
"Bence çok etkili bir yol. İşe de yaradı."
"Sinirim için evet. Başka bir şey için hayır."
"Tam olarak neye yaramadı?" Söylediği şeyle kıkırdadı. Şu an benimle flört mü ediyordu? Onu taklit ederek sandalyemi ona doğru ittim.
"Düşündüm de haklısın işe yaradı."
"Daha demin öyle demiyordun?"
"Düşününce karar değiştirdim. " Ona biraz daha yaklaştım. Şu an nefesi dudaklarıma değiyordu.
"Öyle- öyle mi oldu?" Zar zor konuşmasıyla gülümsedim. "Sonuçta o başta yaramayan şeyi de seninle giderebilirim." Cümlemi bitirip dudaklarımızı birleştirdim. Bir elimi bacağına atıp okşamaya başladım. Alt dudağını ısırınca küçük bir inleme bırakmıştı. Çok sürmeden kendimi geri çektim. "Tabi ara sıra öpüşen arkadaşlar olmasaydık." Masada duran çantamı alıp odadan çıktım. Tahminimce onun beni bırakmaya çalıştığı durumda ben onu bırakmıştım.
Bu tamamen onun suçuydu. O kadar milletin içinde bana dokunmasaydı onu orada bırakmazdım.
Bu saçmalıktan ilk kim şikayetçi olacaktı merakla bekliyorum. Ama içten içe de Aleron hiç şikayetçi olmasa diyorum. En azından aramızdaki arkadaşlığın ötesine geçene kadar. Arkadaşlık kavramına ne kadar uyuyoruz ama(!)
Küfürden rahatsız olmazsınız umarım
Okuyan 3-4 kişi vote verip yorum yaparsa çok mutlu olurum :)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
From Paris (bxb)
Teen Fiction~İlk 9 bölümün yerleri karışmış lütfen bölüm sayılarına bakarak okuyunuz düzeltemiyorum çok uğraştım ama olmadı~ "...Tekrar Paris'e hoşgeldin Bora." "...Hoşbuldum,Aleron" smut içermektedir