Bora'dan
Yeni bir ilişkiye hazır değilim. Birini üzmeyi de hiç istemiyorum. Özellikle o kişi Aleron ise hiç. Eğer aramızdaki şey devam etseydik umut edecek, bağlanacaktı. Ben ne zaman kendimi hazır hissederim bilmiyorum. Onu da bu bilinmeze sokamazdım. Geç kalmıştım bunu yapmak için. Kontrolu kaybetmiştim. Ta en başta. Onu öptüğüm ilk sefer de kaybetmiştim. Sonra onu öpme , ona dokunma düşüncesi bile hoşuma gitmeye başlamıştı. Türkiye'ye gittiğim kısa zamanda yaptığımın büyük bir saçmalık olduğunu fark etmiştim. Bunu daha fazla sürdüremezdim.
Dünkü görüntüsü gözümün önünden gitmiyordu. Gözleri dolmuştu. Ona sarılıp ağlamamasını söylemek istedim. O evden çıkmayıp geceyi yine onunla geçirmek. Yaparsam sonuçlarına katlanması gereken yine Aleron olacaktı. En azından şu an daha az üzülecekti. Yani sanırım.
Sıkıntıyla ofladım. Yanımda duran yastığı alıp yüzüme koydum. Karanlık bir yolda yürüyor gibi hissediyorum. Işık kaynağı yıllar önce sönmüş gibi. Karanlığa alıştığım için yeni bir ışık kaynağına gerek duymuyorum ama oldukça fazla ihtiyacım vardı. Kaybolmamak için.
Telefonumun sesiyle düşüncelerimden ayrıldım.. Yastığı geri yerine koyup telefonu elime aldım. Bizimkiler görüntülü arıyordu.
Bora : Döneli daha 24 saat bile olmadı bu kadar çabuk mu özlediniz?
Can : Sensiz bir işi başaramadıkları için.
Doruk: Başaramadıkları değil , başaramadığımız. Sen de dahilsin.
Ada: Normalde hallederdik ama suçlu kişi el atmıyor.
Doruk: Ben miyim o?
Can: Yok benim. Şu an Ada'nın evinde olan da benim eski sevgilim ya.
Bora: Sakin olun bir. Ada anlatsana ne oldu?
Ada: Azra bana geldi. Kaç saattir ben de bilmiyorum. Yok Doruk neden durup dururken benden ayrıldı , başkasını mı buldu diye ağlıyor. Artık ağlamıyor. Sakinleşti ama cevap almadan da gitmeyecek. Bence söyleyelim.
Can: Aynen. Darcy uzakta.
Doruk: Ben buradayım ama. Boğar beni. Arkadaş sürüsünü üstüme salar.
Can : Ayran gönüllü olmasaydın sen de.
Doruk : Dedi en uzun ilişkisi bir ay süren Can.
Bora: Gerçeği söylemek olmaz. Çünkü Azra ve arkadaşlarından bahsediyoruz. Üçünüzü de yer onlar.
Ada: Ee ne yapacağız? Bu kız gitmiyor evden.
Bora: Ablamı ara gelsin sana .Bir yolunu bulur o.
Can: Doğru ya Ekin abla yardım eder. Bu bizim neden aklımıza gelmedi?
Bora: Bunu bana mı soruyorsun?
Doruk: Tamam Ada'nın evinden çıkardık . Başımızdan nasıl savacağız?
Bora: Sıkıldım ve artık bir ilişki istemediğim için bitirdim diyeceksin.
Ada: Bora ve hızlı yalan üretmek. Şoklar içindeyim.
Doruk: Aleron'a söyleye söyleye alışmıştır.
Can: Ee Aleron nerede? Tanışalım.
Bora: Bilmem evindedir herhalde.
Ada: Siz hani sürekli birbirinizde kalıyordunuz.
Doruk: Yaptın mı cidden bunu Bora?
Bora: Yaptım.
Can: Neyi?
Doruk: Allah seni de bildiği gibi yapsın.
Ada: Lan ne yaptı ne?
Bora: Sadece arkadaş olalım dedim.
Ada, Can ve Doruk aynı anda alkış tutmaya başladığında gözlerimi devirdim. Bu bizim protesto ediş şeklimizdi. Biri mantıksız bir iş yaptığında yapardık.
Bora: Şu an yersiz yere alkışlıyorsunuz. Mantıksız hiçbir şey yok.
Can: Var. Çünkü yıllar sonra gözlerinin içi parlıyordu.
Ada: Mal gibi davranıp parlaklık kaynağını kaybetmişsin.
Doruk: Artık seni grubun zekisi konumundan alıyorum.
Bora: Of bir bildiğim var. Böylesi daha iyi.
Doruk: He he kesin.
Bora: Neyse sorunu çözdüğümüze göre kapatıyorum.
Onların bir şey demesini beklemeden telefonu kapattım. Aleron'u aramak için rehbere girmiştim ki aklıma geldi. Onu neden arayacaktım? Benimle gelip uyusun diye mi? Hayır arayamazdım. Telefonu yatağa attım. Yataktan kalkıp duşa girdim. Su iyi gelebilirdi.
Odaya geri döndüğümde telefonuma mesaj geldiğini gördüm.
Aleron: Her zamanki yerdeyim. Gelir misin?
Resmen Aleronsuz bir bölüm yazdım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
From Paris (bxb)
Teen Fiction~İlk 9 bölümün yerleri karışmış lütfen bölüm sayılarına bakarak okuyunuz düzeltemiyorum çok uğraştım ama olmadı~ "...Tekrar Paris'e hoşgeldin Bora." "...Hoşbuldum,Aleron" smut içermektedir