Bu bölüm 3 üncü bölüm değildir yerleri karışmış ve düzeltemiyorum
🙃Aleron 'dan
Eve geleli kaç saat olmuştu bilmiyorum. Dosyalar önümde açık ama ben onlara odaklanamıyorum bile.Tek düşündüğüm Bora. Düşünmemeye çalışıyorum ama pek başarılı değilim.Telefonu elime alıp bugün çektiği hikayeye baktım. Çocuk resmen bana manzara demişti. Manzaranın kendisi olduğunun farkında mıydı?
Oflayıp telefonu masaya koydum .Oturduğum sandalyeden kalkıp cama doğru yürüdüm. Çocuk başkasına aşıktı. Ölen sevgilisine. Bunu kafama iyice sokmam gerekiyor. Kafamı cama yasladım. "Sayın kendim manyak manyak işler yapma bunun altından kalkamayız." Kendi kendime konuşurken telefon çaldı. Ağır adımlarla masaya doğru yürüyüp telefonu aldım. Ekranda Bora yazısını görünce tebessüm ettim.Ne yaptığımı anlayınca hızla kafamı sallayıp gülüşümü bozdum ve telefonu açtım.
Bora: Aleron,rahatsız etmiyorumdur umarım.
Sesi tuhaf geliyordu. Bir şey mi olmuştu acaba?
Aleron: Yok ,hayır. Her şey yolunda mı?
Bora: Yolunda,sanırım. Bir şey soracaktım.
Aleron: Dinliyorum.
Bora: Benim de denek olma şansım var mı?
Yanlış duyuyor olmalıydım.Böyle bir şey istiyor olamazdı değil mi?
Aleron: Bora,sen de çok iyi biliyorsun ki bunun için bir yerinde herhangi bir engel olması gerekiyor. Ve sen gayet sağlıklısın.
Bora: Kapsülden bir maddeyi çıkarırsak olmama gerek yok.
Aleron: Bunu yapamayız. Projenin amacı bu zaten. Yapacak olursak Arthur kesin kovar bizi.
Bu kadar çok mu seviyordu Kuzey'i? İşini tehlikeye atacak kadar çok.
Bora: Elimde onu görmek için bir şans var ama.
Sesi sona doğru kısılmıştı. Yanağımdan damlayan yaşı sildim.Ne zaman ağlamaya başlamıştım bilmiyorum.
Aleron: Bora , iyi değilsin. Kendine geldiğinde bunun ne kadar imkansız bir şey olduğunu fark edeceksin.
Bora: Anlamıyorsun. Onu koruyamadığım,kurtaramadığım için bana kızgın mı , huzurlu mu yoksa beni yalnız bıraktığı için pişman mı , onu unuttuğumu mu düşünüyor bilmem lazım.
Şakaklarımı ovdum. Sesi git gide kötüleşiyordu.
Aleron: 15 dakikaya oradayım.
Telefonu kapatıp hızlı adımlarla odama gittim. Aynı hızla üzerimi giyip evden çıktım.
Kapıyı üçüncü çalışımdı. Yedek anahtarı ona vermemem gerekiyordu. Açmazsa ne yapmam gerektiğini düşünürken tamamen dağılmış Bora kapıyı açtı. Hiçbir şey söylemeden salona geçip koltuğa oturdu. Ben de onun arkasından kapıyı kapatıp yanına geçtim.
Sehpada içki şişeleri birkaç fotoğraf ve kağıt vardı. Konuşmaya nereden başlayacağımı bilmediğim için öylece duruyordum Aslında konuşmak için gelmemiştim. İyi olmadığı için yanında durmak için gelmiştim.
Sağ tarafımda oturan boş boş önüne bakan Bora'ya baktım. Kalbim acıyordu onu öyle görünce.En kötüsü de hiçbir şey yapamıyordum.
Onu kendime çekip sarıldım. Sarılmamla ağlaması bir olmuştu. "Ben buradayım.İstediğin kadar ağla."
Biz ayrıldıktan sonra bir şey olmuştu kesin.Bir anda bu kadar dağıtmazdı yoksa.Bana artık bu yüzden ağlamdığını söylemişti . Ama şu an nefesi kesilene kadar ağlıyordu.
"Aleron , bir şey yap.Onu görmem gerek ,lütfen."
Hıçkırıkları arasında konuşmuştu.Onu ve kendimi yatar pozisyona getirdim."Sabah olsun bakarız bir çaresine." Saçlarını öpüp çenemi kafasına koydum. Telefonumu cebimden çıkarıp ekipin başındakilerden birine yarın ikimizinde evden çalışacağını yazdım.
Yarın olsada bir şey değişmeyecekti.Böyle bir şeyi yapamazdık.Belki sabah olunca bunun mümkün olmadığını o da anlardı.
Bu çocuğa arkadaşlıktan başka bir his beslersem sonum intiharlık olurdu.Çünkü o asla geri gelmeyecek ve unutamayacağı birine aşıktı.
.
Bu hikaye biraz fantastik haberiniz olsun 🤭Bora ve Aleron
ŞİMDİ OKUDUĞUN
From Paris (bxb)
Teen Fiction~İlk 9 bölümün yerleri karışmış lütfen bölüm sayılarına bakarak okuyunuz düzeltemiyorum çok uğraştım ama olmadı~ "...Tekrar Paris'e hoşgeldin Bora." "...Hoşbuldum,Aleron" smut içermektedir