-2-

627 74 51
                                    


Medya; gece yarısı evin içinde geziniyorumdur, ve kendiminkiler dışında başka ayak sesleri de duyarım... Wtf is going on!? (Lan yine 'going on' diyince aklıma şarkı geldi... Ben şarkı dinlemeye bb)

Güneşin ilk ışıkları ve yanında kıpırdanan bedenle uyanmıştı Taehyung. Kendini zaten yakınında olan bedene çevirdiğinde terden saçlarının alnına yapıştığını görmüştü.

Kabus mu görüyordu? Ona o kadar dikkat etmemişti çünkü yüzünü incelemekle meşguldü.(Y/n: Manzara yakıyor ya hani bi zahmet) Kediye benzeyen yüzüne saatlerce bakabilirdi. Fakat şu an onu uyandırması gerektiğini düşündü. Elini omzuna koyduğunda Yoongi kısık bir sesle konuştu.

"Lütfen ben-beni bırakma..."

'Tamam hyung burdayım' Tae de ona aynı şekilde karşılık vermişti.

"Na-Namjoon *hıck* lütfen b-beni bırak- *hıck* bırak-ma!

Ağlamaya başlamıştı Yoongi. Cümlesini göz yaşları akarken, birkaç nefeste söylemişti. Kim bilirdi rüyasında ne görüyordu?

Hem o da kimdi? Acaba ona zarar mı vermişti? Yoksa aralarında geçen bir şey yüzünden mi Yoongi bu durumdaydı?

Yoongi' nin sesi yükselmeye başlayınca Tae onu sakince uyandırdı. Yoongi terli olmasına aldırmadı bile. Hemen karşısındaki, henüz ayılamadığı için kim olduğunu anlayamadığı, kişiye kollarını doladı ve daha çok gözünde durmayan diğer göz yaşlarını da serbest bıraktı.

***

Bir süre o şekilde durmuşlardı. Yoongi sakinleşene kadar tek kelime konuşmadılar. Ne de olsa anlatacaktı bu gün değil mi?

İkisi için de iyi hissettiriyordu yan yana olmak. Yoongi'nin sıcaklığı Tae'ye iyi gelirken, Tae'nin varlığı Yoongi'ye iyi geliyordu. Birbirlerini tamamlayan kayıp yapboz parçaları gibilerdi.

Daha önce kimseyle, özellikle dün tanıştığı biriyle, bu kadar yakınlaşmamıştı, Namjoon'u saymazsak...

***

"Ben nereden başlayacağımı bilemiyorum..." büyük olan sonunda konuştuğunda evden çıkmış, boş bir parka gitmiş ve salıncaklara oturmuşlardı.

'En başından başla hyunggie~' Tae bu söylediğini daha sonradan fark etmiş ve alnına vurmayı not etmişti.

Derin bir nefes aldı Yoongi. Hayatı, geçmişi ve ailesiyle yaşadıkları çok karışıktı. Direkt anlatmaya karar verdi.

***

"Ben anlatacağım, beni yargılamayacağını düşünüyorum... Ben... eşcinselim ve ailem buna pek olumlu bakmıyordu. Sevgilimi onlarla tanıştırdım bir gün. Her şey o zaman başladı aslında..."

İç çekti. Etrafta kimse olmamasına rağmen Tae dışında her yerde gezdiriyordu gözlerini. Sonunda tekrar konuşmaya başladı.

"Ailem ona rüşvet vermiş ve beni terk etmesini sağladı. Sonra bana da amacı seni kullanmakmış diyip durdular. Buna bir süre dayandım, fakat ne kadar durabilirdim ki? Kardeşim bana olanları anlatmıştı. O gün çok sinirliydim. Namjoon'la konuşmak için onun okuluna gittim...O....O....."

Yine ağlamaya başlamıştı. Yaşadıkları onu çok boğuyordu anlaşılan. Tae, bunu kendinden biliyordu. İşte bir ortak yön daha, aşka inanmayı reddetmek.

"O, bana arkadaşı olarak tanıttığı bir çocukla el eleydi. İlk başta buna takmadım. Yanına ilerlemeye başladım. O yanındaki çocuk beni gördü, ben Namjoon'un arka tarafındaydım. Ona yaklaşmaya başladı ve...Anlamış olman lazım. Dilim söylemeye varmıyor."

Tae sadece kafa sallamakla yetindi.

"O gün eve döndüğümde annem ve babamın yanında bir kız vardı. Hakkını vermeliyim cidden güzeldi. Ama ilgimi çekmediğini anlatmaya çalıştığım sırada annem sinirle kalktı ve karşımda durdu. 'Üniversite den mezun olduğunda bu kızla nişanını yapacağız, itiraz kabul etmiyorum.' dedi. Çok sinirlenmiştim.

Bu sefer gaza gelip karşısında dikilmeye başladım. Sonra tartışma büyüdü ve sonu bana tokat atması ile bitti...

Ben küçükken sevgisiz büyüdüm. Ailem bana zaman ayıramayacak kadar yoğunlardı. Vakitleri olsa da bana ilgi göstereceklerini düşünmüyorum ama her neyse. En azından onlara az da olsa saygı duyuyordum.

O an onlara olan saygım yok oldu. Hem o kız da kendisini sevmeyen biriyle zorla birlikte olacaktı.

Onlardan bıkmıştım. Aileden bıkmıştım. Odamda daha önceden hazır bıraktığım çantamı aldım ve kapıya doğru ilerledim.

Annem gelmişti. Bana ' Eğer o kapıdan şu an çıkarsan,' dedi ve elinde olan fotoğrafımı gösterdi. Cebinden çakmağı çıkarıp fotoğrafı ateşe verdi.

Gözlerimi ne kadar açtığımı tahmin edebiliyordum. Orda daha fazla kalmak istemedim ve buraya geldim. Ama ev sahibi beni kovdu. Ve şu an işsizim. Bu yaz hayatımın en kötü yazı olacak sanırım..."

***

Hayır olmayacak Yoongi. Olmayacak. Dün hayatını değiştirecek birisiyle tanıştın. Senin kalbindeki ve ruhundaki yaraları sarıp tamir edebilecek tek kişiyle...

***

-Yunki' mizin anne babasına sövüş serbest.-

Şu an saat 2 buçuk... Bu gün de sabahladık...
(Bu bölümü yazdığımdaki saat)

Olm dinle dinle Radyo Fenomen bitti 👌














💜MORLANDINIZ 💜

¿My Home? ||TaeGi|| Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin