Medya; Arkadaşlarım manitaları hakkında konuşuyordur. Sap olan bne..
İyiğ ohumalar ehe
***İçeri girdikleri an, Tae'nin duran göz yaşları yine akmaya başladı. Yoongi, onu bu kadar üzen şeyin ne olduğuna anlam veremiyordu.
İçeride sızan, alkollü, kumruları es geçip Hoseok'u aramaya karar verdi. Hoseok arkadaşını çok önemsiyordu tabiki. İşini bırakıp gelmişti.
***
Yoongi mutfakta sıcak çikolata hazırlıyordu. Tae'nin kahveye alerjisi vardı. Bunu bile öğrenmişti, ama arkadaşının neden şu an bu kadar üzgün olduğu hakkında en ufak bir fikri yoktu. Bilememek, ona yardımcı olamamak, canını yakıyordu. Yüzündeki yaralardan daha çok...
Yüzündeki yaraları şimdi hatırlamıştı. Elinin tersiyle patlak dudağını temizledi. Şu an Tae'nin ona ihtiyacı vardı, yaralarla uğraşıp ne yapsın, değil mi?
İçerdeki ikilinin konuşmasından çok şey anlamamıştı. 'O....neden geldi hyung?' Tae konuşmuştu. Sesi sakinleşmiş gibi çıkıyordu. 'Bilmiyorum Tae, ama şu an bu konuyu kafana takma tamam mı? Ben az bir süreliğine geldim. Şimdi gitmem lazım...'
Yoongi'ye döndü. 'Sana emanet, ona göre' sahte bir sinirle söylediği cümle ikisini de gülümsetmişti.
***
Yoongi, sakince Tae'nin yanına oturdu. Elindeki bardağı uzattı. Konuşmak için ağzını açtığında telefonun çalma sesi odada yankılandı. (ben sizi rahat bırakır mıyım mk???)
Telefon Yoongi'ye gelmişti. Numara kayıtlı değildi. Elleri, aklına gelen ihtimal yüzünden titremeye başlamıştı.
Telefonu açtı. 'Alo?' kısa bir sessizlik... 'Eğer bir şey demeyecekseniz, kapatıyorum.'
'Yoongi...' Aklındaki ihtimalin gerecek olması yüzünden gözleri kocaman açılmıştı. Lanet olsun onu bu saate, neden 'O' arıyordu ki!?
Gözlerini sıkıca yumdu. Ağlamayacaktı, ağlayamazdı. Telefonu kapatıp arkadaşıyla ilgilenmeliydi.
Ama yapamadı. Kısık çıkan sesiyle 'Namjoon...' diyebildi sadece. Tae de o ismi duyar duymaz o tarafa döndü. Dikkatini kulağında telefon olan gence verdi.
'Yoongi, nerelerdesin? Ç-çok endişelendik biz-' sözünü kesen Yoongi olmuştu.
'Demek endişelendinİZ ha? Sana...sana ne kadar inanmak istesem de yapamıyorum artık Namjoon.'
'N-ne demek bu Yoongi?'
'Beni yüzsüzce aramayı bırak demek! Tanrı aşkına! Cidden hangi yüzle beni arayabiliyorsun?!?'
'Neler saçmalıyorsun Yoongi?'
'Neler saçmalıyorum, öyle mi? Yaptığın şeyleri örtebileceğini mi düşündün?'
'Beni dinlemeden beni suçlamazsın diye düşünmüştüm, en azından...'
'Hıh? Dinlemek mi? Senin yanına gelmediğimi mi zannediyorsun?! Pardon yeni SEVGİLİN söylemeyi unutmuştur. Belki de uzun zamandır sevgilindir, kim bilir!?'
'Yoongi, yanlış anladın ben-'
'Neyi yanlış anladım acaba Namjoon? Seninle konuşmak için okuluna gelip, seni başkasıyla görmeyi mi yanlış anladım? Ailemden rüşvet almana inanamamıştım...Bana bunu yaptığına inanamamıştım Namjoon. Aslında, hala inanabilmiş değilim-'
Bu sefer sözü kesilen taraf Yoongi olmuştu.
'Sana her şeyi açıklayacağım. Bana nerede olduğunu söyle. Lütfen...'
'Beni zorlama, lütfen, Namjoon. Şehir dışındayım. Geri de dönmeyeceğim. Sana mutluluklar.'
Telefonu Namjoon'un yüzüne kapatmıştı. Arkadaşına döndü. Zoraki bir gülümseme bıraktı. Gülümserken canı yanmıştı. Belli etmemeye çalışsa da, başarılı olamamıştı.
***
Şimdi arkadaşı elinde ilkyardım malzemeleriyle gelmiş, dudağının kenarına pansuman yapıyordu. 'Neden anlamak istemiyorsun? İyiyim Tae.' Tae gözlerini Yoongi'nin dudağından çekmeden konuşmaya başladı. 'Hyung, sadece...uhm...yani ben, özür dilerim. Seni buna karıştırmamalıydım. Çok hırpalamış seni.'
Pansuman bitmişti. Tae'nin gözü ise hala Yoongi'nin dudaklarındaydı. Yoongi ise az önce yarım şişe daha içmiş ve yeteri kadar sarhoş olmuştu, bu nedenle hiçbir şeyin farkında değildi. Tae o an düşündü. Dudaklarına yapışsa ne olurdu ki? Burada nefessiz kalana kadar öpse onu, ne olurdu?
***Tekrar ehehe. Burda bitirip piçlik yapıyım dedim. Aneyyy! Kızın buralardan çıkamıyorrr. Hocasından azar yemek üzere. Geçen gün ertelettirdim dersi, bu gün de. Ama cuma günüüüü -> HOCA + BENİM YAPILMAYAN ÖDEVLERİM = ÖLMÜŞ BİR BEN
Olacak, inş beni 'rahmetli iyi nefes alırdı' diye anarsınız smskdmskd
O zaman ben derse gidiyorum. Hakkınızı helal edin beyaa
ŞİMDİ OKUDUĞUN
¿My Home? ||TaeGi||
Fanfic~TAEGI~ -Daha önce gördüğünüz, cringe hikayeleri unutun. Bu hikaye bambaşka... Aşka olan inancını kaybetmiş iki genç... Arkadaşlık olarak başlayan hikayeleriyle zamanın neler getireceğini kestiremeden hayatlarını sürdürüyorlar. Hayatları al...