Medya: bunu ham ham yapmak lazım böyle off***
'nE'
"Yani arkadaş olarak diyorum."
'Ah, şey tabi...'
Arkadaş...Arkadaş...Al işte en başa dönmüşlerdi. En azından şu an iletişimleri vardı. Öbür türlü hiçbir şey değillerdi. Aynı geçmişte bulunmuş iki yabancı sadece...
Yine işe gidiyordu. Kulağına kulaklıklarını takıp durakta beklemeye başladı. Arkada; Him & I çalmaya başladı.
Cross my heart, hope to die
To my lover, I'd never lie
He said "be true, " I swear I'll try
In the end, it's him and IHe's out his head, I'm out my mind
We got that love, the crazy kind
I am his, and he is mine
In the end, it's him and I, him and ISeverdi bu şarkıyı, ama modunda değildi. Değiştirdi. Sonraki şarkı ise 'Şaka mısın!?' diye söylenmesine sebep oldu.
Ooh ooh, ooh ooh
Ooh ooh, ooh oohYou say you love me, I say you crazy
We're nothing more than friends
You're not my lover, more like a brother
I known you since we were like ten, yeah-burayı atladım sadece belli kısımları yazıyorum-
Haven't I made it obvious?
Haven't I made it clear?
Want me to spell it out for you?
F-R-I-E-N-D-SF-r-i-e-n-d-s....
***
Sıkıcı yolun sonunda şirketteydi. Ofisine gidip çalışmalarıyla ilgilenmeye çalıştı. Ama bir türlü odaklanamıyordu. Kahve almak için dışarı çıktı. Kapıda Hyunjin le karşılaştı.
'Tae bu gün şirketin 25. yıl dönümü ve akşam küçük bir yemek düzenlenecek. seni de görmek isteriz orda. Adresi mesaj olarak atabilirim eğer gelmek istersen?'
"Tabi."
***
Hazırlanmak için eve gitmişti Tae. Üzerine kırmızı bir gömlek geçirdi.
Altına da bacaklarını ve kalçasını saran siyah bir pantolon. Ayaklarına da beyaz çoğunluklu, sportif olmasına rağmen çok şık bir ayakkabı giydi.
Kapıdan çıkmadan önce aynada kendine son kez baktı. O sırada kapının çalmasıyla kapıya gitti.
'Hey Tae! Bizimle gelmek ister misin?'
"Oh, olur."***
Küçük bir yemek demişti Hyunjin değil mi? Yemek vardı tabi, daha sonra birkaç kişi ayrılınca, bar tarzı bir mekana gelmişlerdi. Neden bar? Amaç?
Yoongi onlara orda katılmıştı. Vermesi gereken bir projesi olduğu için yemeğe gelememişti, en azından öyle söylemişti.
(Burada da Yoongi'nin gömleğini daha ince, transparan şekilde düşünün.)Tenine çok yakışan renklerle dolu bir gömlek vardı üzerinde. Boynu ve yakası büyük ölçüde açıktı. Tarzına pek uymayan bir kolye takmıştı. O daha çok, ince ve şık duran şeylerden hoşlanırdı; ki Tae bunu biliyordu.
'Tae, bak bu kolyeyi ben hediye ettim ona.'
Kapakkk. Kendi iç sesine kapak çekmişti, içinden, şizofrene dönüyordu- her neyse konumuz Tae'nin delirip delirmemesi değil. Aslında bir nevi....Yoongi'ye deli oluyordu. Onu düşünmek bile kalbinin hızlı atmasına sebep oluyordu. Onun var olduğunu bilmek bile kalbin atmaya devam etmesi için bir sebepti...
***
Bu ayın sonunda bu fic bitecek! (Dedi ve bitiremedi) msldnskjd
Herrrneyse, yeni bir fic'e başlamışke. Konusunu kabataslak özetlersem; babasının işi çocuk ve çocuğa atılan iftiralar (!) yüzünden batmaya başlar. Babası da bundan kurtulmak için çocuğu, kız kankasıyla evlendirir. Bir süre idare ederler ancak işler, çocuk evli olduğu kızın (knk'ının) erkek kardeşine aşık olunca, sarpa sarar. TLSF (The Last Snow Flower)
.
.
.
.
,
ŞİMDİ OKUDUĞUN
¿My Home? ||TaeGi||
Fanfiction~TAEGI~ -Daha önce gördüğünüz, cringe hikayeleri unutun. Bu hikaye bambaşka... Aşka olan inancını kaybetmiş iki genç... Arkadaşlık olarak başlayan hikayeleriyle zamanın neler getireceğini kestiremeden hayatlarını sürdürüyorlar. Hayatları al...