Medya: ...oldu o zaman...***
"Ufff neler yapmışız dün!" Tae mahçup ifadeyle konuşmuştu. Mutfakta kafvaltı için bir şeyler hazırlıyorlardı. Daha doğrusu çalışıyorlardı. Çünkü buzdolabı neredeyse boştu. "Namjoon markete gitmemiz lazım olmayacak böyle aşkım" Yoongi sevgilisine seslenmişti. O an bu sözün Tae'ye ne kadar ağır geleceğini düşünememişti.
'Füze atsan daha iyiydi.' Diye geçirdi içinden Jimin ve arkadaşına sarıldı. Herkes mutfağa gelmişti. Markete gidecek iki kişiyi seçmek için Taş-Kağıt-Makas oynayacaklardı. Kaybedenler Namjoon ve Seokjin olmuştu. Hiç şikayetçi olmadan yola çıktılar.
***
Kahvaltı faslı çoktan bitmişti. Ondan sonra yaklaşık 2 saat 'Riverdale' izlemişlerdi. "Hoseok'un çok sevdiği bir diziymiş ve yeni sezonunu izleyememişmişşşş İZLESEYMİŞ! Aaa o da cimrilik yapıp Netflix'ini iptal ettirmeseymiş!" Namjoon bir yandan söyleniyor bir yandan ağzına cips tıkıştırıyordu. "Yah Namjoon! Ben ne biliyim yeni sezonun çıkacağını!?"
"Tamaam yeter bu kadar. Ben izlemekten sıkıldım. Oyun felan mı oynasak?" Jimin'in yönelttiği soruyla hepsi olumlu anlamda mırıltılar çıkardı. "Hiç kutu oyunu var mı sizde hyung?" Jungkook, Yoongi'ye dönüp sormıştu. "Sanmıyorum Kook.""Peeeeekiii. O zaman Kurtadam ya da Vampir-köylü gibi bir şey mi, şişe çevirmece gibi bir şey mi oynamalıyız?" Jin aklına gelen oyunları söylemişti. "Üf çok çocukça değil mi?" Yoongi kendisini koltuğa bırakırken söylenmişti.
"Hadi ama hyung~" Tae, Yoongi'yi zayıf noktasından vurmuştu. Aegyo her ne kadar Namjoon'un zayıf noktası olsa da, onun için de öyleydi.***
Hava hafiften kararmaya başlamıştı. Salonun ışıklarını açıp yere kuruldular. Ortalarında yeteri kadar boşluk olacak kadar geri gittiler. Ve artık başlayabilirlerdi.
Şu şelilde düşünün;
Tae sordu. "Hobi hyung, doğruluk mu cesaret mi?" "Hmm aslında sizden gizlim saklım yok, o yüzen cesaret."
"Peki telefonunu aç ve rehberindeki en son kişiyi arayıp ona 'aşkım seni özledim' de"
"cidden mi?!"
"Eveeeet"En son kişi, eski sevgilisinin yeni sevgilisiydi. Bir zamanlar Hoseok ve o çocuk yakın arkadaştı. Tabi 'yalak' diye kaydedincede böyle olmuştu.
***
"Sen göreceksin TaeTae."
Tekrar döndürdüler. Bu sefer Jin de durdu. Jungkook'a soruyordu. Onun yalvaran gözlerinden ne yapması gerektiğini anladı. "Doğruluk mu cesaret mi?" "Cesaret" arkadaşlarına göz gezdirdi ve Jimin'de durdu. "Şimdi Jimin'i alıyorsun ve yan odaya gidiyorsunuz. Biz gelene kadar orada kalıyorsunuz, ve nefeslenmek haricinde dudaklarınızı ayırmıyorsunuz."
"H-hyung-" bu kadarını beklememişti Jungkook. Ama itiraz da etmeyecekti. Jimin itiraz edeceği sırada, söyleyeceği şeyi kesmesini sağlamıştı kucağına alarak. Ani bir hareket olduğundan kollarını Jungkook'un boynuna sarmıştı Jimin. Salonu yavaşça terk ettiler."Bunlarda oldu beyaa" Jin ellerini tozlanmışcasına silerken konuştu. "Hyung valla fenasın." Hoseok konuşmuştu. "Ne sandın yarram? Hem tek bu da değil ben WWH'um bi kere!" "O ne?" Yoongi oyunun başından beri ilk defa konuşmuştu.
"Öff işte World Wide Handsome. Dünya çapında yakışıklı. Sizin olmayan beyninize de size de-" sözü Namjoon'la bölünmüştü. "E ama ayıp oluyor. Sen benim iq seviyemin kaç olduğunu biliyor musun!?"
"Hey, tamam oyuna devam edelim." Hoseok sakince konuştu.
***
Şişe tekrar çevrildi. Hoseok, Tae'ye soruyordu. "Ehehe şimdi elimdesin Tae. D mi C mi canım arkadaşım?"
Tae yutkundu. İki türlü de onun zararına sorular olacaktı. "D olsun madem." Daha az zararlı olduğunu düşündüğü yolu seçti. "Hmm peki. Düşünmeme izin ver." Bir süre Tae'nin etrafa bakınması ve Hoseok'un düşünmesiyle geçti."Haha buldum." Yüzündeki sırıtıştan kötü bir şey olduğu anlaşılıyordu.
***Sadece...
Yine şanslı bir army var(weverse de). Tae'ye onları özlediğini ve galerisinden de olsa foto atmasını söylüyor. Tae de bunu görüyor ve atıyor. Bir gün biz de şanslı olur muyuz bu kadar?
ŞİMDİ OKUDUĞUN
¿My Home? ||TaeGi||
Fanfiction~TAEGI~ -Daha önce gördüğünüz, cringe hikayeleri unutun. Bu hikaye bambaşka... Aşka olan inancını kaybetmiş iki genç... Arkadaşlık olarak başlayan hikayeleriyle zamanın neler getireceğini kestiremeden hayatlarını sürdürüyorlar. Hayatları al...