-10-

359 42 21
                                    


Medya: Tatlılıkta seviye aşan ikili...

***

***

Sabah ilk kalkan yine Yoongi'ydi. Dün gece aklına gelince yanakları kıpkırmızı olmuştu. Üzerine rastgele bir şeyler geçirip odadan çıktı. Kısa bir duşun ardından boynuna kapatıcı sürdü ve canının yanmasını umursamadan kendini evden dışarı attı.
Kendine kızıyordu. Tamam, belki pişman değildi. Ama şu an Namjoon'la birlikteydi. Bunu yapmaması gerekiyordu, her ne kadar istese de....

***

Kafasını toplamak için yanlız kalmaya ihtiyacı vardı. Sahile gidip banklardan birine oturdu. Başını ellerinin arasına aldı. Nasıl davranmalıydı?

***

Telefonun çalma sesiyle uyandı Tae. Arayan bilinmeyen bir numaraydı. Boğazını temizleyip telefonu açtı. "Alo?"
'Tae. Benim, Namjoon'
"Ne istiyorsun?"
'Yoongi'ye ulaşamadım da, uyuyor mu diyecektim.'
Etrafa gözünü gezdirdi. Yanındaki boşluğa takıldı gözü. İçeri seslendi, cevap sadece sessizlikti. Odasına gidip baktı. Boştu. "Sanırım çıkmış. Bilmiyorum. Aramayı deneyeceğim."
'Sence ben denemedim mi? Telefonu kapalı. Aklına gitmiş olabileceği bir yer geliyor mu?' "Fazla endişelenmiyor musun?"
'Sen anlamazsın. O benim sevgilim. Seninse sadece arkadaşın.'Son kelimeyi bastırarak söylemişti. Ki bu Tae'yi sinirlendirmeye yetmişti.
"O benim sadece arkadaşım değil."
'Ne?'
"O, o benim hyungum. Kendi ağabeyim gibi görüyorum onu."
'Hmm. Tamam. Bir haber alırsan söyle." Diyip yüzüne kapattı. 'Bok haber veririm sana piç' dedi Tae sinirle.

***

Hava kararıyordu ve Yoongi hala dönmemişti. Tae meraklanmaya başladı. Namjoon'u aradı. Bilmediğini söyleyip geçiştirmişti onu. Kesin bir şeyler biliyordu.

***

Yoongi dalgınca yere bakıyordu. Üzerine, yaz olmasına rağmen, boynunu saklayacak şeyler giymişti. Namjoon elinde iki tabakla geldi. Yoongi'nin yanına otururken dudağına küçük bir öpücük kondurdu.

'İyi misin sevgilim?'
"Huh? Ah, evet. Ne oldu ki?"
'Bilmiyorum. Dalgın gibiydin. Hem sen nerelerdeydin? Yaklaşık 7,5 saattir yoksun? Endişelendim, telefonun neden kapalıydı?' Nefes almadan konuşmasına Yoongi kıkırdadı. Boğazını temizledi ve gözlerini kaçırarak konuştu.
"B-ben bunaldım. Biliyorsun, ailem." Yalandı. Katiyen yalandı. Ama diyemezdi ki; 'ben dün gece Tae'yle yiyiştim. Seni aldattım. Ve bunun yanlış olduğunu fark edip yanına geldim.' Diyemezdi işte.

Hem işler hangi ara bu raddeye gelmişti? Tae'yle böyle şeyler yaşayacağı aklına gelmezdi. Mutlaka konuşmalılardı. Ama biraz zaman geçmesini bekleyecekti.

***

Kafasını Namjoon'un omzuna koymuş dizi izliyorlardı. Dizinin beklenmedik bir kısmında erotik sahneler çıkmaya başlamıştı. İkisi de durumdan rahatsızdı. Ama birbirlerine belli etmemeye çalışmışlardı. "B-ben tuvalete gidip geleceğim." dedi Yoongi sonunda. Ama Namjoon, 'Bende aynı durumdayım güzelim. Ne dersin?' diyerek onu kendine çekti. Hızlı çekmesinden kaynaklı üstüne düşmüştü. Dizi, yanlışlıkla Namjoon'un sertliğine çarpmıştı. Ve bu onun inlemesine sebep olmuştu. "O-oh özür dilerim. Ben...ben-" Namjoon onu susturmak için dudaklarını, kendi dudakları arasına aldı. Koltukta hala üst üsteydiler.

Namjoon'un ileri gitmek istediği belliydi, fakat Yoongi yapamazdı. Tişörtünün altını kavrayan ellerin üzerine kendi ellerini koydu. Solukları arasında konuştu."Y-yapmamalıyız" Namjoon'un yüzü düşmüştü. Ama Yoongi istemiyordu işte. Ne yapabilirdi?

***

Daha 1 dakika bile geçmeden kapı tıklatıldı. Namjoon açmaya gitti. Kapıdaki Taehyung'dan başkası değildi. Bir saniye beklemesini söyledi ve kapıyı örtüp içeri gitti.
'Bebeğim, Tae gelmiş.'
"Ne? O-ona burda olmadığımı söyler misin? Yoksa ona açıklama yapmam gerekir ve yanında kalamam~" bilerek aegyo yaparak konuşmuştu, bu Namjoon'un zaafıydı. Dudağına kısa bir öpücük kondurdu ve kapıya geri döndü.

'Evet. Ne oldu?'
"Yoongi'ye seslenir misin acaba?"
'Onun burda olduğunu nerden çıkardın?'
"Ordan bakınca salak gibi mi gözüküyorum?"
'Nerden bakarsan bak değişmiyor o. Ve tekrar söylüyorum, Yoongi burda değil'
"Hmmm. Öyle mi? Yerini biliyorsundur o zaman?"
'Ne alaka?'
"Yani hani sen onun sevgilisisin ya. Bilirsin. Yoksa endişelenirdin değil mi?" Şimdi yakalanmıştı.
'İşin gücün yok mu senin? Gitsene'
"Yok. Ah! Aklıma bir fikir geldi. Madem burda değil, bakmamda sakınca olmamalı."

Namjoon'un şaşkınlığından yararlanıp içeri daldı. Dizlerini kendine çekmiş, koltukta oturan bir Yoongi beklemiyordu açıkcası. Daha çok saklanmaya çalışan bir Yoongi bekliyordu. Onu görünce ayağa kalktı. Ayağa kalkmasıyla gözü şişliğe takıldı.
"Bir şey mi böldüm? Kusura bakmayın, sonra görüşürüz."

Öylece çıkıp gitmişti. Sinirlenmemekte haklıydı da. Dün gece hiç yaşanmamış gibi davranmıştı Yoongi. Ve az önce olayları yanlış anlaması...İyice sinirlenmişti onu. Belki de kalbi kırılmıştı, bilmiyordu. Tek bildiği bunu Yoongi'ye ödeteceğiydi.

***

Kalbim çıt gözyaşım pıt...

¿My Home? ||TaeGi|| Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin