Merhaba Zaaf|401 ailesi! 🖤🙌🏻💚
Her yeni bölüm yazdığımda ve bunu sizlerle paylaştığımda kendimi çok mutlu ve huzurlu hissediyorum!
Sizin varlığınız, her renksiz geçen günüme renk katıyor ve yağmurlu günlerime güneş açtırıp, renkli bir gökkuşağı seriyor.
Siz benim için çok değerlisiniz.
Size iyi bir haberle geldim.
Artık resmi instagram sayfamız mevcut ve linkini bioma bıraktım.
Keyifli okumalar!
Öpüldünüz!4 Haziran 2017
Gözlerimi araladığımda başım yastığımdan çok daha sert bir yerdeydi ve... bu benim odam değildi.
Hızlıca doğrulduğumda Barış'ın uyuyan haliyle karşılaştım ve sert dediğim şeyin göğsünün olduğunu anladım.
Bu onun odası mıydı?
Yatağı kocamandı ve aynı odada olan her şey gibi simsiyahtı. En çok ilgimi çeken yatağın dayalı olduğu duvardı. Büyük-küçük taş dizimiyle tümü siyah kalyon ile kaplıydı. Sanırım bu görüntüye aşık olmuştum. Beyaz olan tek yer sağdaki, iki camdan kapıya sahip olan duvardı. Göründüğü gibi de büyük bir terasa çıkıyordu. Tahmin etmesi çok zor olmalı (!) ki odadaki perdeler de siyahtı. Fazla güzel ve asil tasarlanmıştı. Tam Barış'ı özetleyen özel bir alandı.
'Buraya girmen yasak değil miydi?'
Odaya beni kendisi getirdi, yani sorun olmaz.Barış birazcık kımıldayınca bakışlarım ona doğru döndü. "Özür dilerim Yağmur." dediği aklıma geldi. Saçlarımı okşayıp oraya iki kez minik öpücükler kondurduğu da. Düşündüğümden daha duygusal bir yapıya sahipti. Birini kırdığını düşününce küçük bir çocuğa dönüşen bir adamdı. Canını nasıl yakmışlardı da bu hale gelmişti? Onu kim bu kadar üzmüştü?
Gözlerini yavaşça araladı ve bana gülümsedi. Nasıl gülümseyerek uyanabiliyordu ki?
'Gülüşü fazla güzel ama.'
"Günaydın." yeni uyandığı için sesi mayışıktı. "İyi uyuyabildin mi bari burada?" sordu, merakla.
"Evet," dedim. "ama bana yasak değil-" söyleyeceğim şeyi bölmüştü.
"Artık değil." cevap verdi sakin bir tonlamayla.
"Terasa çıkabilir miyim?" sordum.
"Bence terastan daha fazla seveceğin bir yer var." dedi, gülümseyerek ve devam etti. "Giyinme odama git ve saatlerin altına bak."
Yataktan hızlıca kalkıp televizyonun tam solunda olan iki odaya baktım. Bir oda karşımda duruyordu diğeri ise sol tarafımda kalıyordu. İkisinden biri banyoydu.
"Hangisi?" sordum, merakla. Kaşlarını kaldırarak karşımdaki odayı gösterdi.
İçeriye girdiğimde ilk önce bir sürü takım elbise gördüm. Sonrasında odanın ortasında duran dört kapaklı dolaba baktım. Üstü camdı ve camın altında özenle dizilmiş saatle vardı. 'Barış saatlerin altına bak dedi.' İkinci kapağı açtığımda, kravatların üzerinde duran altın kaplama bir Kılıç 2000 duruyordu. Yanında da bir not vardı; "Ufak bir hediye."
Hediye? Bana mı? Kılıç 2000 mi? Silahı elime aldığımda ilk önce üzerine Y.A yazısını fark etmiştim. Kesinlikle Yağmur Akça'yı temsil ediyordu bu silah.
Tabancayı aldığım yerine bırakınca koşarak Barış'ın yanına gittim. Yatağın başlığına dayanmış, sırıtıyordu.
"Gerçekten mi?" sordum, şaşkınlıkla.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ZAAF | 401
Romance"Yağmur olanları öğrenirse ne yapacaksın Barış? 'Bu işte parmağım yok' da diyemezsin. Onu aylardır kandırıyorsun." "Öğrenirse benden nefret eder diye korkuyorum Hakan. Bu evde olmasına o kadar alıştım ki, çekip gider diye korkuyorum." ... Yayınlam...