Eğer bu bölümünde bildirimi size ulaşmazsa, gidip wattpad'in panosunu dağıtıcam
∆Alexia Mia Moon∆
Hissettiğim gergin atmosferden kurtulmak için kısa süreliğine Adrien ve Felix'i yalnız bırakıp, ismini hatırlayamadığım ancak eski bir düşes gibi giyinmiş olan kadınla sohbet eden annemin yanına gittim. Her ne kadar her zaman aramız iyi olmasa da, o benim annemdi ve mutsuz olduğumu fark etmişti. Yılbaşında bana verebileceği en iyi hediye olarak ise sevgilimi, kuzenimi, ailesini ve Adrien'ı buraya davet etmişti.
Sakin durmaya çalışarak annemin omzuna dokundum ve fazla sert olmayacak şekilde boğazımı temizleyip dikkatlerini üzerime çektim. "Afedersiniz Bayan, kısa bir süreliğine annemi almamın bir sakıncası var mı acaba?" derken hafifçe gülümsedim.
"Ahaha, tabii ki yok canım." dediğinde gözlerimi yumup derin bir nefes aldım. Senin sahte samimiliğini... neyse.
Annem meraklı bakışlarla köşeye kadar beni takip ettiğinde, insanlardan iyice uzaklaştığımızdan emin olur olmaz boynuna sarıldım. "Gerçekten çok çok teşekkür ederim, bu benim için çok anlamlı."
Annemde bana sarıldıktan kısa süre sonra ayrıldık. Omuzlarımdan tutup yanağımdan öptü ve topuzumu düzeltti. "Paris'teyken sana pek iyi davranmadığımın farkındaydım. Kendimi affettirmem gerektiğini düşündüm."
Neşeyle gülüp yeniden kendisine sarıldığımda kıkırdadı. "Sevgi gösterinden hoşlanmıyor değilim ama sanırım sevgilini babanın elinden kurtarman gerek." dediğinde ışık hızında annemden uzaklaşıp balo salonuna döndüm. Gözlerim fıldır fıldır onları ararken, ikisinin beraber bir şeyler içip konuştuğunu görünce kalbim gümbür gümbür atmaya başladı. Hızlı adımlarla onların yakınında olan arkadaşlarımın yanına gittiğimde, Sam'i bir kamuflaj olarak önüme çektim.
"Mia? Yoksa sonunda kafayı yedin mi? Kate çabuk hastaneyi ara, bu ondan kurtulmak için bir şans!"
Herman benimle dalga geçtiğinde, Kate ile aynı anda ona dönüp ağız yamulttuk ve hemen yeniden Felix ve babama döndüm. Babam sinirli gibi durmuyor sanki ya, iyiler midir acaba?
"Harbiden neler oluyor Alexis?" dedi Kate merakla. İç çekerek Sam'i serbest bıraktım. Gerçi tüm bu yaptıklarım Sam'in umurunda olmamıştı. İfadesizce meyve suyu içip tıkınmaya devam etmişti.
"Babam ve Felix konuşuyorlar."
"Eee, ne var bunda?" dedi portakal suyunu kafaya diken Eda. Gözlerimi kısarak ona baktım. "O benim sevgilim."
Eda ağzındaki portakal suyunu püskürtmemek için savaş verirken zar zor yuttu ve Kate'in uzattığı peçeteyi alıp ağzını sildi. "Doğru ya, unutmuşum."
Baygın bakışlarımı bozmadım. "Nasıl unutmuş olabilirsin?"
Kate Eda'ya yeni bir peçete verirken omuz silkti. "Herkese kanka diye diye yaklaşınca alışık değiliz."
Herman gülerek, "Kanka ayağı g-" diyecekken omzuna vurdum. Kate ve Eda kıkırdarken umutsuzlukla başımı masaya koydum. "Ya birbirlerini sevmezlerse? Ya babam Felix ile görüşmemi istemezse? Ya-"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KUZEN
Fanfiction> - aşırı cringelik içerir - Marinette Alya ile bile vedalaşmadan koşarak eve gitti. Kuzeni bu saate kadar gelmiş olmalıydı. Fırına giriş yaptığında hızlıca annesinin ve babasının yanağını öptü Marinette. Yerinde duramıyordu. Küçük bir çocuk gibi ye...