Mucize: Bölüm 8

1.1K 122 500
                                    


svlgndz_ bu bölüm sana bebeğim💞

Bana bu fikri verdiğin için teşekkürler kdhdkdjdd

∆Alexia Mia Moon

"Ne yapacağız, ne yapacağız?" dedi Felix duyduklarına inanamıyormuş gibi.

Eh haklı çocuk.

"Çifte telli oynayacağız!" dedim heyecanla. Gerçekten hepsine bunu yaptıracaktım.

Felix bir elini alnına koyup duyduklarını sindirmeye çalışırken ben Nino'nun yanına giderek onu bilgisayara ve bilgisayara bağlanmış olan büyük hopörlerlerin yanına doğru sırtından itiklemeye başladım. Felix'in sesi kulağıma ulaşabiliyordu.

"Hadi Bridgette manyak, deli ve tuhaf. Ya siz?" dedi diğerlerine dönerek.

Adrien anında bir elini kaldırdı. "Bana bedava kruvasan var dendi."

Ardından Alya gözlüğünü düzeltip omuz silkti. "Sıkılmıştım."

Gözler Marinette'ye döndüğünde sinirli bakışlarıyla bana döndü. "Tehtid edildim."

Ne var yani onu tehtid ettiysem? Bunu herkes yapardı.

Felix herkesin gerekçesini salakça buldum bakışlarıyla minik grubumuzu süzmeye başladı. İşini bitirince ise bana döndü. "Hadi herkesi buraya topladın. Peki ya beni nasıl burada tutacaksın?"

Meydan okuma, hmmm...

"Çünkü beni seviyorsun." diyiverdim bir anda. Ne dediğimin farkına ise Marinette ve Alya fan çığlıkları atmaya başladığında vardım.

Yutkunarak hızlı adımlarla Felix'in önünde durdum. Bana şaşkınca bakıyordu. Beklenmeyen bir darbe vurmuş gibiydim. Eh, bende kendimden bunu beklemiyordum.

"Ya-yani biz iyi arkadaşlarız ve eğ-eğlenmek istersin. B-ben s-sadece... Sadece g-git tamam." diyerek yere bakmaya başladım. Sorunum neydi?

Ben Felix'in yüzüne bakamazken ve ortam ölümüne sessizken Felix hiçbir şey demedrn önümden yavaşça ayrıldı ve kapıya doğru ilerledi. Gerçekten gidecekti... Bu beni daha fazla üzerken başımı kaldırmadan ellerimle oynamaya devam ettim. Neden birden böyle bir şey söyleyip ardından bu kadar batırdığımı bilmiyordum. Kalbim hızlı atmaya başlamış ve düşünemez olmuştum. Ne zamandan beri Felix'in etkisi bu kadar büyüktü üstümde?

Kapı hafif bir gıcırdama ve içeri dolan rüzgar ile açıldığında arkamı dönerek Nino'nun yanına yavaş adımlarla gitmeye başladım. Ancak kapı hiçbir şekilde kapanmıyordu. Hâlâ utancımın getirdiği kızarıklık ve merakla kapı tarafına döndüğümde gözlerim kocaman açıldı. Chris ve Felix birbirlerine hiçbir şey demeden öylece bakıyordu ve bakışlarında sevecenlik olmadığına yüzde yüz emindim. Tek bir kelime veya hareket yoktu. Sadece bakışıyorlardı ancak bu bile beni ürkütmeye yetmişti.

"Chris?" dedim fazla yüksek olmayan bir sesle. Zaten daha fazlasına gerek yoktu. Odadaki herkes film izlermişçesine bize bakıyordu.

Bakışmaları üç saniye daha sürdükten sonra Chris gülümseyerek bana döndü. Felix ise zıt yöne bakarak göz devirdi. Biraz korkarak bu ikiliye yaklaştım.

KUZEN Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin