Satır arası yorumlarınız beni mutlu eder!✨💙
∆Alexia Mia Moon∆
"Sen ne yaptığının farkında mısın Alexia Mia Moon? Tamam, neşeli bir kız olduğunu biliyorum. Baba tarafından gelen delilik de var ama, bu son yaptığın her şeyi üstündeydi! Kendini dizginlemeyi öğrenmen gerek küçük hanım."
Sabahtan beri bu konuşmaları dinliyordum. Elbette ki Gabriel Agreste'nin defilesinde yaptığımız küçük gösteri tüm Paris'e yayılmıştı. Sevgili ailemde beni şaşırtmayarak Paris'in güncel haberlerini yakından takip edip benim hakkımda her şeyi anında öğreniyorlardı. Tek sıkıntı, Gabriel Agreste bizi evine çağırmışken daha şimdiden moralimi bozmak istemiyordum.
"...Seni orada daha fazla tutmak istemiyorum. İlk uçakla Amerika'ya geri dönüp görgü dersleri alacaksın. Bu hallerin yetti artık."
Amerika'ya geri dönmek mi? Yo, yo, yo...
"Ama anne bunu yapamazsın! Burayı seviyorum ve burada kalmak istiyorum."
"Artık seçim hakkın yok. Sen bu hakkını kullandın ve neler olduğunu hep beraber gördük."
"Bunun gerçekten sadece davranışlarımla alakalı olduğuna emin misin?" dedim telefonu hoparlörden çıkararak. Yazık, kuzenim Marinette de benimle beraber tüm bunları dinlemek zorunda kalıyordu.
Muhtemelen özel konuşacağımızı düşünerek, "Fırına iniyorum." diye fısıldadı ve hemen odadan çıktı. Annem ise durmadan konuşmaya devam ediyordu.
"Bak, işlerin şu sıralar iyi olmadığını biliyorsun. Senin bu şekillerde haberlere çıkman bize hiç yardımcı olmuyor. Baban işleri toparlayacağım diye uyumuyor bile! Ve sen bencillik yaparak böyle davranmaya devam edersen birçok fedakarlık yapman gerekecek. Bunları yaşamanı istemiyorum, bu yüzden yarın, Amerika'ya geri döneceksin. Biletini bu akşam alacağım. Seni seviyorum tatlım." dedi ve son noktayı koyarak konuşmama izin vermeden aramayı sonlandırdı.
Burnumun sızladığını hissederken telefonumu köşeye doğru fırlattım ve dizlerimi kendime çekerek başımı eğdim. Kollarımı tüm bedenime sararken, ağlamaya başladığımı biliyordum.
Paris'ten ayrılmayı kesinlikle istemiyordum. Burada arkadaşlarım vardı, ailem yerine koyduğum kişiler vardı, sihirli bir atmosfer vardı. Ben bunların hiçbirini ardımda bırakarak gitmek istemiyordum.
Hıçkırıklarım sesli bir hal almaya başladığında Marinette birden içeri girdi. Ona bakmıyordum ama anladığım kadarıyla yanıma geliyordu. Birden bana sarıldığında bende ona sarıldım. Gözyaşlarım sanki birine sarılmamı bekliyormuş gibi birden hızlandığında nefes alamayana kadar ağladım.
Gerçekten, burayı terk etmek istemiyordum.
"İstersen bugün okula gitmeyebiliriz." dedi Marinette benim biraz sakinleştiğimi görünce. "Zaten ilk dersi kaçırdık."
Gözyaşlarımı silerken düşündüm. "Hayır, bence okula gidelim. Herkesi görmek istiyorum."
Marinette bu dediğim üzerine bir şey demedi ve onayladığını gösterircesine dolabına gidip kıyafet seçmeye başladı.
"Sen en çok beni açık saçla mı seviyordun?"
Gülerek onayladığımda ikimizde saçlarımızı salık bıraktık. Marinette yazlık, gri, pembe çiçek desenli bir elbise giydiğinde bende aynısının mavi, gri çiçek baskılısını giydim. İkimizde beyaz spor ayakkabı giydik ve okul çantalarımızı alıp evden ayrıldık. Biraz geç bile olsa okula gidiyorduk.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KUZEN
Fanfic> - aşırı cringelik içerir - Marinette Alya ile bile vedalaşmadan koşarak eve gitti. Kuzeni bu saate kadar gelmiş olmalıydı. Fırına giriş yaptığında hızlıca annesinin ve babasının yanağını öptü Marinette. Yerinde duramıyordu. Küçük bir çocuk gibi ye...