1 - Aşk Acısı

271 30 50
                                    

Elimdeki rakıdan bir yudum daha aldım

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Elimdeki rakıdan bir yudum daha aldım. Ağzımın içi, dilim uyuşmuştu artık.

"Bahar artık içmemelisin." Melisa elimdeki kadehe davrandı. Hemen geri çektim.

"Lütfen karışma. Kafamın içinde sürekli konuşup duruyorlar. Müziğin sesini açmalıyız." dedim.

"Bak zaten sonuna kadar açtırdın sesini. Mekanda da bizden başka kimse kalmadı. Hadi gidelim artık."

Elimi rakı şişesine attım. "Bu bitmeden olmaz." dedim. Melisa yerine oturdu. Masanın üzerinden bana doğru eğildi "Bu gidişle bütün maaşımızı buraya bırakacağız." dedi. Siniri ses tonuna yansımıştı.

"Pavyona gelmedik ya öderiz bir şekilde otur hadi." dedim. Hesabı çoktan ödemiştim. Bu benim aşk acımın sofrasıydı Melisa'ya ödetecek halim yoktu. Zaten faturasını da Berkay'a göndermem daha makul olabilirdi.

Orada kaç saat daha içtik hiç bilmiyorum. En sonunda kalkıp Tunalı'dan Kızılay'a kadar yürüdük. Yollar bomboştu. Ana caddeye vardığımızda bir taksiye elimizi uzattık ve Melisa'nın evine doğru yol aldık. Bütün gece kafamda yankılanan tek cümle "Ne bekliyordun? Buna sen izin verdin." oldu.

***

Sabah 7.30. Gün yeni başlıyor. Kafam sadece zonklamakla meşgul. Bir de hala o aptal iç sesim var. "Ne bekliyordun?" Keşke ara sıra beynimizi çekmeceye koyabilsek. Yattığım yerden kıpırdamadan telefonuma uzandım. Çünkü kıpırdayınca başım ağrıyordu. Melisa kontrollüydü. O asla benim gibi dağıtmazdı. Genelde beni toplardı.

Berkay

2 yeni mesaj

Kalbim çok hızlı çarptı. Adı öylesine bir yerde gözüme çarptığında bile kalbim göğüs kafesimi delecek gibi oluyordu.

Konuşmalıyız.

Yüz yüze!

İşte bu iki mesaj sabah sabah sinirlerimi tepeme çıkarmayı başarmıştı. Onunla konuşmak istemiyordum. Yüzünü görmeye hiç tahammülüm yoktu. Cevap bile vermedim. Sakince yattığım yataktan kalktım. Çenemin titreyişini göz ardı etmeye çalışarak banyoya gittim.

Alkol alınan gecenin ertesi sabahında erken kalkmak benim en büyük lanetim. Zaten derdim var içmişim. İçtiğim için erken kalkıyorum. Lanet değil de ne olabilir?

Mutfağa gidip kahve makinesine kahve koydum ve düğmesine bastım. O sırada içeriden Emrah geldi.

Emrah, Melisa'nın 2 senelik sevgilisi. Aynı evde yaşıyorlar. Gözümün önünde birbirlerini çok seviyorlar. Bu da bir lanet.

Melisa'nın kocaman, kahverengi gözleri, uzun koyu kahve saçları vardı. Boyu ortalama ama vücut hatları yerinde, esmer bir kızdı. Emrah'ın yeşil, güzel gözleri, açık kahverengi saçları, o her gün sinek kaydı yaptığı suratına mükemmel yakışan kocaman bir gülümsemesi ve buğdayla esmer arasında bir ten rengi vardı. Bir de hiç çıkarmadığı gözlükleri. Birbirlerine yakışıyorlardı. Belki de iki senenin sonunda bana öyle geliyordu.

"Günaydın Bahar. Nasılsın?" sabahın bu saatinde kalkmış jilet gibi giyinmişti. O Melisa'nın bilmem ne yıldönümü hediyesinde özene bezene aldığı bir kilometre uzaktan kokusu duyulan harika parfümüyle mutfağa girmişti.

"Günaydın Emrah. İyiyim. Sen nasılsın?" gülümsemeye çalıştım. Kimseden nutuk dinleyecek halde değildim.

"İyiyim, sağ ol. Geç geldiniz, keşke ben alsaydım." fazla mı iyiydi yoksa bunlar hep rol müydü? Hala şüpheliyim.

"Biz hallettik." kahve makinesinin sesiyle bardaklara yöneldim. "İçiyor musun?" dedim ve Melisa geldi.

"Ben de istiyorum. Kafam kazan gibi Bahar." dedi. O anda Emrah'ın Melisa'ya olan aşk dolu bakışlarını yakaladım. Berkay da bana böyle bakardı. En azından bana öyle gelirdi.

"Gidip hazırlanayım." dedim ve kendi kahvemi alıp bana verdikleri odanın yolunu tuttum.

***

"Günaydın Bahar Hanım." Canım Aras... Bugün o kadar çok depresyondayım ki senin o yakışıklı, kemikli, erkeksi yüzün bile keyfimi yerine getiremez.

"Günaydın Aras."

"Bugün gelmeyeceğinizi söylediğiniz için randevular ve toplantılar iptal." soru sormamıştı ama sorar gibi yüzüme baktı.

"Evet, ruh halinin ani değişimleri diyelim. Retro diyelim. Mars diyelim. Ters açı diyelim Aras." Hepsini dedim ağzıma sıçtılar da uyuyamadım, kalktım geldim diyemedim.

Bütün yakışıklılığıyla bana gülümsedi. "Diyelim Bahar Hanım." dedi. Onun yakışıklılığı hakkında içimden bir sürü şey söylesem de aramızdaki ilişki profesyonel düzeydeydi. Aras benim sağ kolumdu. "Bu arada" Aras'ın sesiyle gerçek dünyaya sert bir iniş yaptım. "Berkay Bey aradı. Sizinle yemek yemek istiyor bugün. Ben şirkete gelmeyeceğinizi söyledim." dedi.

"Harikasın." gülümsedim. "Bir dahakine öldüğümü bile söyleyebilirsin. Onunla asla yemek ayarlamayacaksın." diye tembihledim ve odama girdim. Aras da odama geldi. "Bugün çok çalışmayı planlıyorum. Çekinme her şeyi getir. Öğlen yemeğimi buraya istiyorum. Sevdiğim yerleri biliyorsun seçimi sana bırakıyorum." birkaç iş hakkında konuştuktan sonra Aras çıktı. Ben de ceketimi asıp kollarımı sıvadım. Bugün işler beni bekler!

Kadın İşiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin