"Hayatımdaki her şeyi sana anlatmak istiyorum Bahar. Hep yanımda ol istiyorum." bu tip cümlelerden sonra genelde evlenme teklifi gelir. Eğer gelmiyorsa bilin ki sadece cepte tutulmak isteniyorsunuz. Çünkü siz iyisiniz. Sizinle her şey kolay. Çünkü s...
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Hemen cevap vermeli miyim? Yoksa onun beni beklettiği gibi yirmi dört saat zaman geçmesini mi beklemeliydim? Berkay'ı uyandırıp sorabilir miydim? Sonuçta sadece arkadaştık artık.
Hayır! Bu kötü bir fikir. Yazmalıyım.
İyi geceler.
Hemen yazıp yolladım. Zaten bunu yapmasam çatlardım.
Telefonum titremeye başladı. Uzun uzun titredi. Okan arıyordu. Hemen açtım.
"Sanırım iyi geceler cümlesini sesinden duymak güzel olurdu." gülümsediğini hissediyordum.
"İyi geceler." benim de gülümsediğim sesimden anlaşılıyordu.
"Bil bakalım neredeyim?" dedi heyecanla.
"Bir düşünelim. Barmensin. Saat yarımı geçmiş. Barda olabilir misin?" onunla dalga geçerek flörtleşmeye çalışıyordum. Birden gözüme çok aptalca geldi.
"Bilemedin. Ama haklısın biraz ipucu vermeliyim. Dün gece biriyle tanıştım. Harika dudakları olan biriyle. Nasıl olduğunu sorma lütfen evini öğrendim. Bu gece de ayaklarım beni o eve getirdi. Eğer müsaitse aşağı inmesini isteyecektim."
Kalbim artık sadece ağzımda atmıyordu. Boğazımda, burnumda, gözümde, kulağımda... kısacası her yerimdeydi. Çok heyecanlandım. Flörtleşme oyununu bozmamalıydım. Onun gibi devam ettim. "Eminim müsaittir. Eğer müsaitse" salonun ışığını açan düğmeye ilerledim. "ışığını iki kere açıp kapatır." dedim ve ışığı iki defa açıp kapattım. "Eğer biraz beklersen eminim aşağı inip seni görmeyi o da çok ister." dedim.
"Umarım sadece biraz beklerim. Beklemeye başlıyorum." dedi ve telefonu kapattı.
Antredeki aynanın önüne geçtim. Rezil durumdaydım. Saçlarım neyse de kıyafetlerim düzgün olmalıydı. Odama girmem gerekiyordu.
Sessiz adımlarla odamın kapısından içeri girdim. İçeride daha da sessiz olmaya özen gösterdim. Doğrusu Berkay top atsan uyanmazdı zaten. Yine de bir ihtimal bile varsa uyanmasın istedim. Hatta yattığı yerde bir anda yok olup evine gitse şu an çok mutlu olurdum. Gerginlik bütün bedenimi sarmıştı. Sonunda dolabıma ulaşmıştım. Kapağı açtığımda bir gıcırtı sardı odanın içini. Harika!
Kafamı çevirip korkuyla Berkay'a baktım. Ufak bir kıpırdanma ile kurtarmıştık durumu.
***
"Sonunda gözlerim bayram ediyor." apartman kapısından çıkmamla Okan'ın beni hedef alan iltifatları yine yüzümü güldürmüştü. O yukarıda ayı gibi yatan herif kaç senedir hiç bu kadar yüzümü güldürmüş müydü acaba?
Okan'ın yanına gidip gözlerine baktım ve "Hoş geldin." dedim. Yüzümdeki memnun ifadeden buralarda istendiğini anlamasını istiyordum.
Eğilip yine dudağımın hemen kenarına ufak bir öpücük kondurdu. Sonra geri çekildi ve yüzüme daha dikkatli baktı. "Çok yorgun hissediyordum. Ayaklarım beni buraya getirene kadar."
