"Hayatımdaki her şeyi sana anlatmak istiyorum Bahar. Hep yanımda ol istiyorum." bu tip cümlelerden sonra genelde evlenme teklifi gelir. Eğer gelmiyorsa bilin ki sadece cepte tutulmak isteniyorsunuz. Çünkü siz iyisiniz. Sizinle her şey kolay. Çünkü s...
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
"Maganda mısın sen? Haberlerde söyledikleri şehir magandası sen misin?" beş dakika sonra arabayı zorla kenara çektirip Kağan'a bağırıp çağırmaya başlamıştım.
Onun da altta kalır yanı yoktu. "Her boku sen biliyorsun değil mi? Ukala. Hiçbir bok bildiğin yok." arabanın içinde birbirimize bağırıp duruyorduk.
"Anlat o zaman. Aptal." iğrenir gibi davranıyordum. Bir açıklaması olmalıydı.
"Sen silahlara karşı olduğunda dünyaya barış gelmiyor. Salak." diye devam etti.
"Polis ne için var? Onlara gitseydin." sonra kendime geldim. "Başın ne kadar belada?" diye sordum.
"Bela benim Bahar, durumlar biraz karışık. Gerçekten sonra konuşsak olur mu? Sadece yemeğe gitsek?" siniri sönmüştü. Aynı benim gibi.
"Ne demek o Kağan? Ne olursa olsun sana yardım edebilirim." dedim ve elini tuttum. Onu reddedecek halim yoktu.
Acı bir şekilde gülümsedi. "Çok naziksin. Ben de sana yardım etmeye çalışıyorum." dedi.
***
Anlamlandıramadığım konuşmanın üzerinden iki saat geçmişti ve biz kimseye bir şey belli etmemeye çalışarak yemeğimizi yiyorduk.
Melisa ve Emrah harika yemekler yapmıştı. Emrah ve Kağan çok iyi anlaşırlardı. Melisa'dan önce de tanışıyorlardı. Nereden olduğunu tam olarak bilmiyorduk. İkisi de o kadar çok geveliyordu ki pavyon olduğunu düşünmeye başladık.
Mükemmel yemeğimizi bitirip sofrayı topladıktan sonra bir aralık bulup balkona kaçtım. Hava buz gibiydi. Biraz üşümeye ihtiyacım vardı. Çantamdan aldığım sigarayı dudaklarıma yerleştirip yaktım. İlk nefes... Bütün ilkler gibi beni mutlu etmeyi başarıyordu. Her seferinde.
Kafamdaki her şeyin susmasını istesem de olmuyordu. Düşünmeden bir dakika bile geçiremiyordum. Şimdi bir de Kağan'ın magandalıkları çıkmıştı. Neden belinde bir silahla ortalıkta dolaşıyordu? Bela benim ne demekti?
O sırada Okan geldi aklıma. Sigara dudaklarımın arasındayken yüzümde bir gülüş peyda oldu. Bugün sadece mesajlaşabilmiştik. Onunla olan ilişkimiz bir hediye gibiydi. Beklenmeyen bir anda gelen güzel bir hediye. İnsanı durduk yere mutlu eden bir hediye. Hayatımdaki belki de iyi giden tek şey Okan'la aramızdaki adı konulmamış ilişkiydi.
Ve sigaramın sonuna doğru aklıma gelen tek isim; Berkay. Ona çok kızgındım. Ondan nefret ediyordum. Onu çok özlüyordum. Çok.
Yerdeki küllüğe eğilip yanan izmariti söndürdüm. Üşüdüğümü fark ettim. Balkon kapısını çok açmadan içeri süzüldüm. Kapıyı kapattım ve perdeyi açmamla tanıdık bir çift göze kilitlendim. Berkay! Başka bir şey istesem olacak mıydı? Hiç sanmıyorum, benim başıma sadece böyle şeyler gelirdi.
