2 - Sadece Arkadaş!

136 26 56
                                    

Deli gibi çalıştım

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Deli gibi çalıştım. Yine de kafamdaki sesleri bir türlü susturamadım. Ne lanet şeylerdi böyle. Bir saniye bile durup nefes almama izin vermiyorlardı.

Gözüm saate takıldı. 13.18
İki dakika sonra odanın kapısı nazikçe çalındı ve içeri Aras girdi. Elinde kartondan iki tane poşet vardı. "Bahar hanım, öğle yemeğiniz ve en sevdiğiniz köşe başı kahvecisinden filtre kahve." Bir yandan hepsini poşetten çıkarıp masama diziyordu.

"Harikasın. Teşekkür ederim." dedim.

"Başka bir isteğiniz yoksa ben de yemek molasına gidiyorum." dedi.

Aras'ın da yemek yiyebileceği tamamen aklımdan çıkmıştı. Yunan heykeli gibi çocuk, öğle yemeğiyle kafamda pek bağdaştıramadım.

"Tamam Aras. Sen gidebilirsin. Geldiğinde tekrar yanıma uğra." dedim ve önümdeki kağıtları bir kenara ittirdim. Aras'ın getirdiği kutuyu açtım. Çok güzel kokuyordu.

Masanın üzerinde titreyip duran telefonuma baktım. Melisa arıyordu. Hemen açtım. "Efendim."

"Berkay geldi." heyecanlıydı sesi.

"Haydaaaaa. Ne işi varmış?" dedim. İçimde öldüğünü düşündüğüm hislerimin hepsi ayağa kalktı. Kalbimdeki bu ritimsiz çarpıntının sebebi ölü sandığım hislerimdi.

"Seni arıyor Bahar. Telefonlarını engellemişsin." dedi sitem dolu bir sesle.

"Biliyorsun ki Berkay beni aldattı. Sevgilisi olmasam bile aldattı." dedim. Bu çok kafa karıştırıcı aynı zamanda da kalp yorucu bir hikayeydi.

"Ama belli ki pişman. Bence bir konuş." artık sesi çekingen geliyordu.

"Son pişmanlık neye yarar?" o meşhur melodi kafamın içinde çoktan çalmaya başlamıştı bile.

"Keyfin bilir. Şirkete geliyor. Kendin anlatırsın." dedi ve telefonu yüzüme kapattı.

Sinirin beynime vurduğunu hissettim. Çekmeceme gitti hemen elim. Makyaj çantamı aldım ve tuvalete gittim. Savaş boyalarımı sürdüm. Eskisi gibi olmamaya yemin ettim. Şimdi gelsin bakalım.

***
O çok sevdiğim adam tam karşımda oturuyordu. Sürekli bana bakması için ölüp bittiğim kahverengi gözlerini yerden kaldırmıyordu. Sürekli elimde olmasını istediğim o biçimli parmaklarını inceliyordu.

Saçlarının güzel duruşundan sabah duş alıp evden çıktığı anlaşılıyordu. Hayranı olduğum geniş omuzları düşüktü. Bu kafeden nefret ederdi. Uzun boyundan dolayı asla sığamadığı sandalyede rahatsızca kıpırdandı. Gözleri bana kaçamak bir bakış attı. Sonunda dayanamadı ve konuştu.

"Odanda oturup konuşabilirdik. Bu kafeye gelmemize gerek yoktu." yüzüme bakamıyordu. En azından hala utanç duygusunun yerinde olduğunu öğrenmiştim. Ne yazık ki artık çok geçti.

"Fark eden bir şey yok. Konuşabiliriz. Kimse bizi dinlemiyor." o inatla bana bakmadığı gibi ben de gözlerimi ondan çekmiyor, her hareketini gözlemliyordum. Pişmanlık kırıntısı arıyordum. Acınası durumdaydım. Sevgilim bile olmayan bir adamla yatıp sonra ondan sadakat bekliyordum. Beni sevmeyen bir adamın yatağında sıcaklık arıyordum. Sevilmeye bu kadar muhtaç mıydım gerçekten? Yoksa benimki arsızlık mıydı?

"Seni özledim." hala yüzüme bakamıyordu. Burnumun direği sızladı. Ağlamak istemiyordum. Karşı koyabileceğimi sanmıyordum.

Alayla güldüm. "Ne o yatacak kimseyi bulamadın mı?" en acımasız halimle ağzıma geleni söyledim. Onun kalbini de paramparça etmek istiyordum. İçim yanıyordu. Ama bu beni ısıtmaya yetmiyordu.

İlk kez gözlerini gözlerime çevirdi. Daha büyük bir alay vardı gözlerinde. "Kimseyi bulamadığımı mı düşünüyorsun?" dedi.

İşte o an bir kan damlasının beynime hücum ettiğini hissettim. Bu frenlerimin koptuğuna işaretti. Nefretimi artık kusmam gerektiğini gösteriyordu. Masada ona doğru eğildim ve "O zaman siktir git onlarla yat. Benden ne istiyorsun?" dedim.

Tekrar kafasını yere çevirdi. "Böyle olsun istemezdim. Biz çok iyi arkadaşız. Sen benim en iyi arkadaşımsın. Seni kaybetmek istemiyorum. Ben beceremedim işte." çaresiz duruyordu. Ama hala yaptıklarından pişmanlık duymuyordu. Sadece üzgündü. Büyük ihtimalle yakalandığı için.

"Yeni arkadaşlar bulduğunu düşünüyordum." sesimi dümdüz tuttum. Yalanlara yeterince doymuştum.

"Hayatımdaki her şeyi sana anlatmak istiyorum Bahar. Hep yanımda ol istiyorum." bu tip cümlelerden sonra genelde evlenme teklifi gelir. Eğer gelmiyorsa bilin ki sadece cepte tutulmak isteniyorsunuz. Çünkü siz iyisiniz. Sizinle her şey kolay. Çünkü siz o adamı seviyorsunuz. Ancak adam tüm kadınları seviyor. Kriter yok! Aşk yok! Bağlanmak yok! Nefes almanız yeterli. Biraz da seksiyseniz tadından yenmez.

"Teşekkür ederim Berkay. Ama başka kadınlarla yatıp gezip tozup bana gelemezsin. Sen tercihini yaptın. Benim için de kolay değil ama yaptın." içimdeki alevlerin beynime kadar yükseldiğini hissediyordum. Dayanacaktım. Kolay olan tekrar ona inanıp kendimi teslim etmekti. Ben artık teslim olmak istemiyordum. Hissettiğim şeyler yüzünden suçluluk duymaktan yorulmuştum. Sevilmek, korunup kollanmak istiyordum. Bir kadını mutlu etmek bu kadar zor değildi.

"Bak istemiyorsan sana dokunmam bir daha sadece arkadaşım ol." bu cümle beynimden vurulmamı sağlamıştı. Bunu mu istiyordu? Peki.

"Tamam." dedim. Sandalyemin yanındaki çantamdan cüzdanıma uzandım. İçinden bir ellilik çıkarıp masaya bıraktım. "Benim işe dönmem gerek arkadaşım. Sonra görüşürüz." dedim ve şaşkınlık içinde onu bırakıp kafeden çıktım.

Madem öyle istiyorsun. O zaman sadece arkadaşım ol.

***
Melisa'nın salonunda pijamalarımızla, gecenin ikisinde onunla karşılıklı oturmuş olay değerlendirmesi yapıyorduk.

"Ben arkadaş olmayı kabul etmen için yollamadım onu." Melisa sinirlenmişti. "Nefretini kus ve biraz rahatla istedim." dedi.

"Tamam. Zaten buna dayanabileceğini sanmıyorum. O benim ona ait olduğumu düşünüyor. Bir mal gibi. Mal olmaya hiç niyetim yok." elimdeki kadehten bir yudum daha şarap içtim. Ekşiliği ruhumun derinliklerine işledi.

"Kafandan neler geçiyor acaba Bahar?" Melisa hem beni merak ediyor hem de korkuyordu. Onu anlıyordum. Korkacak bir şey yoktu artık. Kalbim tuzla buz olmuştu zaten. Daha fazla kırılamazdı.

"Ben de bilmiyorum." demekle yetindim sadece. Arkadan Atilla Atasoy söylemeye devam ediyordu.

Uzaklarda değilim ben her zaman sendeyim...

Kadın İşiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin