11 - İç Savaş

48 4 1
                                    

Kağan yemekten sonra dışarı çıktı

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Kağan yemekten sonra dışarı çıktı. Ben de bulaşıklarımı ve evimi toparlamakla meşguldüm.

Yalnız kaldığım her an beynimi cevapsız sorular kemirip duruyordu. Kağan'ın İstanbul'daki evine gitmem gerekiyordu. Belki de öğreneceğim şeyler vardı. Belki de yoktu. Ancak gitmeden bilemezdim.

İçimdeki tuhaf dürtüye engel olamadım ya da olmak istemedim ve bir hırsız edasıyla parmak uçlarımda Kağan'ın odasına süzüldüm. İstanbul'daki evin anahtarını bulma vaktim gelmişti.

Hafiyecilik oynamaya hazır mıydım? Bilmiyordum. Ama bazı gerçekleri gün yüzüne çıkarmamın vakti gelmişti.

Odanın kapısını açtım ve şöyle bir göz attım. Otuz yaşında ve artık yetişkin olan bir Kağan evinin anahtarını nereye bırakabilirdi?

Hemen kapının girişinde sağ tarafta kalan ve tüm duvarı boydan boya kaplayan dolabın sürgülü kapaklarını ittirdim. Kahverengi evrak çantası gözüme çarptı. Evrak çantasına bakmaya başladım. Çok gözlü, saklamak için ideal bir çanta gibi duruyordu. Ancak içinde anahtar falan yoktu.

Dolabın en altındaki rafta hala kıyafetlerinin yarısını içinde bıraktığı valizle göz göze geldim. Valizi didik didik aradım. Fakat ne gizli bir göz vardı ne de bir anahtar bulabildim. Dolapta asılı pantolonların ceplerini karıştırmaya başladım. Oralarda da yoktu.

Tam olarak ümitlerim kırılmıştı. Yatağın üzerine oturdum, derin bir nefes verdim ve Kağan'ın yatağına sırt üstü kendimi bıraktım. Tam bu sırada yatağın yanındaki komodini fark ettim. Çekmeceli! Ne zamandır buradaydı bu? Hemen ayaklandım ve yanına gidip çekmeceyi açtım. Bir sürü anahtar bana gülümsüyordu. Tam Kağan'a yakışan bir hareketti bu. Ergenliğinde de her şeyi çorap çekmecelerine saklardı. Nasıl tahmin edemedim?!

Anahtar tomarını elime alıp bir süre zaferimle bakıştım. Anahtarı nasıl kopyalayacağım? Kağan eve ne zaman gelir? Kafamda sorular dönmeye başladığında aniden aklıma gelen fikirle gözlerimi açtım. Sabun! Sabun, anahtarın izini almama yeterdi.

Koşar adım banyoya gittim, alt dolaptan hiç açılmamış sabunlarımdan birini aldım. Elimdeki anahtarı izi çıkana dek sabuna bastırmaya başladım. Üç tane anahtar vardı. Üçünün de izini yan yana aldıktan sonra anahtarların üzerinde kalan sabunları temizledim. Sonra da eski yerine bıraktım. Umarım bunlarla eve girebilirdim.

***

Uzun ve güzel bir günün sonunda kendimi rahat kanepeme bıraktım ve televizyon karşısında pineklemek için battaniyemi üzerime çektim. İzlemek için televizyonda bir şeyler ararken kettle'ın atma sesi kulaklarımı doldurdu. Çayım hazır!

Kalkıp mutfağa gittim. Raftan ince belli çay bardaklarımdan birini aldım ve çayımı doldurdum. En alttaki büyük çekmeceyi açtım. Burası benim cennetimdi. Bütün abur cuburlarımı burada saklarım. Fakat Kağan geldiğinden beri stoklarım sürekli tükeniyordu. Kalan son çikolataya baktım ve hemen aldım.

Kadın İşiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin