7 - Sebepsiz Sonuçlar

89 22 34
                                    

"Bana biraz kendini anlat hadi

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

"Bana biraz kendini anlat hadi." Kafamı avcuma yaslamıştım. Gittikçe ağırlaştığını söylemeden geçemeyeceğim. Küçük bir kız çocuğu gibi Okan'a şımarmakla meşguldüm.

"29 yaşındayım." Tek kaşını kaldırıp uzaklara baktı. Benimle alay ediyordu. Bu tatlı halleri çok hoşuma gidiyordu. "Barmenim, üniversitede sanat tarihi okuduğum için ailede pek hoş karşılanmıyorum. Tabii bir de barmen olmam var.

"Kolej'de oturuyorum. Ailemle nadiren görüşürüm. Zeki kadınları severim" bu kısımda bana göz kırpıp beni utandırdıktan sonra devam etti "ve bu dünyada her şeyden çok sevdiğim bir kız kardeşim var." dedi ve noktaladı.

"Demek kız kardeşin var."

Okan bana her zaman yalnız kovboyları anımsatmıştı. Nitekim öyle de sayılırdı. Sonuçta ailesiyle az görüşüyormuş.

"Evet. Üniversiteye gidiyor." bir yandan yemeğini yemeye devam ediyordu. "Ara sıra gelip bende kalır. Güzel vakit geçirmeye çalışırız."

Okan'la her şey çok güzel gidiyordu. Çok yakışıklıydı, ne zaman ne söylemesi gerektiğini çok iyi biliyordu, fazla romantik ve espirili bir adamdı. "Bir erkekten daha fazla ne bekleyebilirim?" diye düşündüm. Kalbim tek bir cevap ile atıyordu. Berkay olmasını!

Bu mükemmel ve romantik yemeğin sonuna gelmiştik. Okan hesabımızı ödemişti. "Diğeri senden olur." diyerek ikinci yemeğimizi resmileştirmiş ve bana hesap ödetmeyi reddetmişti. Üslubu kesinlikle çok iyiydi. Okan'ın mükemmel erkek olduğuna olan inancım gün geçtikçe artıyordu. Ona aşık olmak istiyordum. Mutlu olmak istiyordum.

***

Bu harika gecenin sonunda Okan onda kalmam için bir teklifte bulunmuştu. Ben ise işi bahane ederek kendimi evime bıraktırmayı başarmıştım.

Bir taraftan Okan'ı istiyordum. Onunla olmayı gerçekten istiyordum fakat diğer tarafım Okan'ı bir türlü kabullenemiyor ve bir yabancı gibi görmeye devam ediyordu. Bu nedenle henüz olayların bir sonraki seviyeye taşınmasına hazır değildim. Uzun bir süre olabileceğimi sanmıyordum.

Apartmanın merdivenlerini ağır ağır çıkıyordum. Ayağımdaki topuklular artık canımı bile yakmıyordu çünkü ayaklarım tamamen uyuşmuştu.

Anahtarımı deliğe sokup çevirmemle kapı açılıvermişti. Hemen eşikten içeri girdim ve ayakkabılarımdan kurtuldum. Direkt odama yöneldiğimde salonun ışığının açık olduğunu gördüm ve Kağan aklıma geldi. Hazır kafam da hafif güzelken onunla konuşabileceğimi düşündüm. Sinirim sabah olduğu kadar keskin değildi artık. Salon'a girdiğimde koltuğa kıvrıldığını ve uyuyakaldığını gördüm. Ayak ucundaki battaniyeyi üzerine örttüğümde uyandı. "Bahar, geldin mi?" dedi uykulu sesiyle.

"Geldim Kağan. Hadi seni yerine götürelim." dedim.

Anında yattığı yerden doğruldu ve gözlerini ovuşturdu. "Önce konuşmalıyız. Ama ondan da önce benim tuvalete gitmem lazım." dedi ve hızlı ama yalpalayan adımlarla banyoya gitti. Arkasından bakarken gülüşüme engel olamadım. O sırada sehpanın yanında yerde duran bira şişeleri gözüme çarptı. Canını sıkan bir şey olduğunda alkole sığınmak... Tam ailemize göre bir hareketti.

Kadın İşiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin