6. Bölüm

121 13 3
                                    

"Hayır, sandığın gibi değil! 

 Sen beni hiç kaybetmedin. 

 Her şeyle seslenirim sana, 

 Hatıraların ötesinden..."

Son satırı okurken Hacer Hanım'ın sesi ile içerisine daldığı kitaptan sıyrıldı. Misafiri olduğunu söylemişti. Kitabını şöminenin önüne bırakarak çıktı kış bahçesinden. Kapıya yaklaştığında gergince yerinde sallanan bedeni gördü. Şaşırmıştı genç kadın.

"Hakan..."

Aynı gerginlik ile arkasına dönen adamın yüzüne baktı. Bir haftadır ruh hali kötüye gidiyordu. Şu an gördüğü yüz ile şaşkınlığını bir kenara bıraktı. Arkadaşım demişti ona ve belli ki arkadaşının ona ihtiyacı vardı.

"Hoş geldin, gel içeriye lütfen."

"Ben... üzgünüm... rahatsız etmek istemedim ama... ama nereye gideceğimi bilemedim. Ve... yani... sen demiştin ki-"

"Arkadaşın olarak buradayım! Gel kış bahçesine geçelim. Bende orada oturuyordum."

Başıyla onaylayan genç adam düşmüş omuzları ve yere eğdiği başı ile Güneş'in gösterdiği istikamete doğru yürümeye başladı. Merdivenlerden anlayışla bakan babasına hüzünlü bir bakış gönderdi.

"Sen geç kızım. Ben Hacer'e söylerim kahve getirir size." Babasını başıyla onaylayıp yürüdü.

Ellerini başının arasına almış şöminenin önünde oturan adama baktı Güneş. Zor günler geçirdiği belli oluyordu. Savaştığı şey her neyse işin içinden çıkamıyor gibiydi. Hacer Abla'nın getirdiği kahveleri kapıdan alıp arkadaşının karşısına oturdu. Kafasını kaldıran Hakan kahveyi alırken son zamanlarda sıkça gösterdiği sahte gülüşünü yolladı arkadaşına.

"Yapay güllerin varlığı, sahici güllerin değerini gösterir. Gerçeği değerli olmayan bir şeyin sahtesini yaparlar mı hiç?" Anlamayan gözlerle bakan arkadaşına sehpada duran kitabı gösterdi. Kayıp Gül...

"Demek istediğim gerçek gülüşüne aşina olmuş birine sahte gülüşünü gösterme. Çevremizde yeterince sahte gülen yüz var. Gülüşün değerli Hakan."

"Yine de değersiz hissediyorum" buruk bir tebessüm vardı yüzünde.

"Kendini özel hissetmek için ihtiyacın olan tek şey yine kendinsin" diyerek yeniden kitabı işaret etmişti. "Başka bedenlerden duymaya ihtiyacın varsa eğer; sen özel ve değerlisin Hakan. Beni tanımış olmalısın. Hissetmediğim, doğruluğuna inanmadığım şeyleri dile getirmem."

"Biliyorum. Yalnızca sorumlusu olmadığın şeylerden sorumlu tutulmak berbat hissettiriyor. Sanki ben bedel ödememişim, sanki acı çekmemişim, sanki yarım kalmamışım gibi."

"Sen sağduyulu bir adamsın Hakan. Kendini biraz bile sorumlu hissediyor musun?"

"Hayır."

"O zaman başkalarının beklentilerinin esiri olma. Başkalarına sorumluluk yüklemeye çalışanlar acıları ile yüzleşmekten korktukları için bir günah keçisi ararlar."

"Acıyı yok etmenin bir yolu olsa keşke."

""Omnia mutantur, nihil interit; her şey değişir, ama hiçbir şey yok olmaz demek. Latince bir deyiş... İçinde bulunduğun durumu özetliyor bana kalırsa. Acının; şekli ve şiddeti değişecek ancak yok olmayacak. Çünkü bu senin gerçekliğin... Eğer yok olsaydı bugün karşımda oturan adam olamazdın."

"Ne olduğunu bilmemene rağmen, biliyormuş gibi cümleler kurman inanılmaz. Sen gerçekten inanılmaz birisin."

"İhtiyacın olduğu anda, ihtiyacın olan şekilde yanında olabiliyorsam ne mutlu bana."

SARSINTIHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin