Bölüm 1- Kimin İşi Bu?!

583 33 22
                                    


Paralel evrenler arasında geçiş yaparken doğaüstü bir fenomene yakalanmak gelenektir.

Şimdiye kadar hep böyle düşündüm.

Örnek vermek gerekirse;

Tanrı yanlışlıkla kafana bir yıldırım atmış ve seni öldürmüş olabilir. Onunla tanıştıktan sonra özrünü dinler ve başka bir dünyaya göç edersin.

Muazzam derecede iyi karmaya sahip insanların da ölünce tanrı ile tanışıp göç ettiği hikayeler de var.

En klasiği, karşıdan karşıya geçmeye çalışan 'A kişisini' kurtarmaya çalışmak için kamyonun (Namıdeğer Truck-kun) önünde atlamak olabilir.

Bir Dünyada ölürsün ardından diğerine göç edersin.

Oh, tabi ölmeden de göç edilebilir.

Bir çeşit tanrıça seni parlayan büyülü çemberi ile başka bir dünyaya ışınlayabilir.

Ya da kralın baş büyücüleri aynı çember ile başka dünyalardan birilerini çağırmaya çalışabilir.

Ya da bilimsel bir deney çok yanlış giderek tamamen beklenmedik bir olayı tetikleyerek göçe sebep olabilir.

Bunun gibi örnekler hikayelerde kolayca bulunabilir.

Paralel evrenler arasında geçiş yaparken doğaüstü fenomenler gelenektir.

Öyleyse aklımda iki soru var:

Benim lanet doğaüstü fenomenim nerde?!

Ve

Kimin işi bu?!

************

"Peki bu nasıl oldu?" Diyorum kendi kendime. Gözlerimi sıkıca kapatıp hatırlamaya çalışıyorum.

İşten çıkıyor, eve gidiyor, duş alıp yatıyorum.

Sabah bir kalkıyorum *BAM*, başka bir paralel evrene göçmüşüm!

Hayır, hayır, hayır. Bir şeyleri kaçırmış olmalıyım öyle değil mi? Önemli bir özet kısmı veya bilgi kutusu gibi...

Teoriyi tümden değiştirmek gerekirse bir rüya olabilir. Bir çeşit Lucid Dream. Farkındalığı kazandıktan hemen sonra uyandığın türden. Hayır? Beynin bilinçaltı sistemi karmaşıklığı kadar basitliği ile bilinir. Bu bağlamda eğer bu bir rüya ise, başlangıcı hatırlayamam. Evet, bu kısım biraz uysa da alt bilinç bilmediğim herhangi bir bilgiyi rüya sırasında üretemez.

Yani bu bir rüya ise, rüya ne kadar gerçekçi olursa olsun yazıları okuyamam.

Bu durumda tüm bunların rüya olduğu teorisini biraz önce çoktan çürüttüm. Sonuçta etraftaki yazıları kolayca okuyabiliyorum.

Bir çeşit sanal gerçeklik içinde olduğum teorisini de elersek aklıma neden burda olduğum hakkında başka herhangi bir fikir kalmadı.

"Hahh." Derin bir iç çekerken acımasız gerçekliği bir kez daha sindirmeye çalışıyorum.

Başta İngiltere'de bir şehirde olduğumu düşündüm. Tüm bu grotesk yapılar ve binalar. Kapalı ve iç karartıcı gökyüzü. Karanlık atmosfer. Nerden geldiği belirsiz boğuk sis... Bir terslik olduğunu anlamam bir saniyeden kısa sürdü.

Nihayetinde yatağımın, iç karartıcı bir suç şehri gibi bir manzarası yoktu. Tamam, kabul ediyorum, taşınmadan önceki evimin öyle bir manzarası vardı. Ama inanın bana böyle gözükmüyordu!

DC Evreninde Hayatta Kalma RehberiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin