Videoyu mutlaka izleyin çok güzel <3
Merhaba canlarım uzun süredir yoğun bir tempo içindeyim, şirketle alakalı bazı atılımlarım var yoğun çalışıyorum... Üstelik size bir sürprizim de var onun içinde ayrı çabalıyorum...
KALPLER göreyim önce, sonra siz okurken ben de çayımı elime alır yorumlarınızı okurum. hADİ BAŞLAYALIM.
BANA SEVMEYİ ANLAT
"Bir şeye ihtiyacınız varsa alabiliriz."
Esme adama önce boş boş baktı, sonra tek gözü kısılarak ihtiyacı olan şeyi düşündü. Ona iyi gelecek en iyi şey, huzurdu. O da şu vakitte tek bir şeyde vardı!
Yaklaşık bir saat sonra alış verişte kendini kaybeden kadına şaşkınca bakan Levent, "Birkaç parça öyle mi?" dedi elindeki poşeti gösterirken. Şaşkındı.
"Şikâyet etme Levent, Cem hiç şikâyet etmiyordu." dedi Esme aldıklarının mutluluğuyla sarhoş olurken.
"Edemiyordu desek."
"Rüzgar ona bağırmaz." diye fikir yürüttü Esme.
"Evet bağırmaz!" dedi Levent onu tasdikleyerek ve ekledi. "Sadece kafasını kırar."
Yanından geçtiği kitapçının rafına bakarken Esme, "Buraya da mı gireceksin?" diye sordu Levent korkuyla. Tek kaşını kaldırdı kız. Levent iç gererek elindekilere baktı. "Benim bildiğim kadınlar kocasından izin çıktığı an kıyafet alır, senin gibi kitap değil."
"Benim en büyük eğlencem okumak. Sen sevmez misin?"
"Ben en son lisede okudum ve okul hayatım bitti."
"Lise terk misin?"
"Hayat üniversitesi Rüzgar dersi son sınıftayım. Ve sen benim sözümden çıkarsan sınıfta kalacağım."
Kız iç gererek kitap mağazasına girdi. Eşek hoş laftan ne anlardı. Kitap okumadan yaşanır mıydı? Okumak insanlar için ne zaman lüks bir ihtiyaç olmaktan çıkacak, yemek gibi, su gibi, nefes gibi olmaya başlayacaktı? Sanırım bu hayaldi. Bu zamanda sadece okul okuyan işkembesine... sürekli okuyan kendi kişiliğine yatırım yapmaya devam edecekti.
Yeni kitaplarıyla huzurlu bir şekilde asansöre geçerken, dünyanın tüm mirası ona kalmış kadar mesut ve dünyanın en büyük sırrını elinde tutarak açması için zaman kollayan bilim adamı kadar heyecanlıydı. Eve gidip hepsini okşamak, sayfalarını çevirerek göz atmak ve sonra yemeden içmeden okumak ve bittikten sonra rafa koyup gelip gidip seyretmek istiyordu.
Heyecanla asansörden çıkıp otoparkın soğuk ve loş ortamına ayak bastıklarında, önlerinden geçen siyah araçla irkildi Esme. "Dengesiz herif..." dedi az daha onu ezecek olan araca öfkeyle bakarken.
Esme giden aracın arkasından bakarken hala şaşkınca, Levent koluna dokununca yürümeye başladı.
Dikkat kesilen Levent onun önüne geçerek yönlendirirken, bakışları titizce etrafını turluyordu. O kadar dikkatliydi ki, bu kızın gözlerinden kaçmadı, ensesinde bir ürperti oluştu.
"Bir şey mi oldu?" dedi adamın gözlerinde gördüğü şeyden rahatsız olarak.
"Yok bir şey!" dedi araca daha hızlı ve daha iri adımlarla yürümeye başlayarak Levent. Ona ayak uydururken neredeyse koşması gereken Esme hala hevesle ellerindeki poşetlere bakınıyordu. Ve o anda bir ses duydu, bir sinek vızıltısıydı, insanın içini delip geçen bir soğukluğa sahipti. Sanki duyuları o sesin neye ait olduğunu biliyor ama dile getiremiyordu. Kız sesi duydu, ardından yere yığılan iri cismin taşıdığı poşetleri ayaklarına saçılarak, onu tökezletmesini gördü.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KİMSESİZ
Mystery / Thriller"Buna cüret ettiğin an, gördüğün son yüz benimki olur." Beyaz önlüklü adam başını arkaya atarak güldü. "Sen küçük tatlı kafanı benim için yorma sürtük. Bu parmaklıkların ardından seni bir tek ben çıkarır, yine içine ben sokarım." Küçümseyen gözlerle...