acının dili, dini, insafı yoktur.

1.9K 274 555
                                    

Merhaba değerli okurlarım, bölümler sık sık yazılıyor ancak paylaşım yapmak için sizin şevkle beklediğinizi görmeye ihtiyacım oluyor. Ben hayli keyif alıyorum yazarken, üstelik araştırmalarımda yardımcı olan aile hekimimiz kitaba daha heyecanla sarılmamı sağlayan dip notlar alıyor. 

Sizden ricam Wattpad okuyan arkadaşlarınıza kitabı önermeniz, her bölümün görselini paylaşmanız ya da bölüm hakkında ki fikirlerinizi yorum yapmanız ve insanları bu hastalık konusunda uyarırken, anksiyete, dürtü bozukluğu, manik depresif, kişilik bozukluğu, şizofreni, bipolar  vs.  gibi hastalık konularında kulaktan dolma yazılar değil araştırılmış ve uzman hekimler tarafından onaylanmış konularla bilgi sahibi olmasına yardımcı olmanızdır.

Satır arası yorumları okumaktan o kadar çok keyif alıyorum ki, bazen gördüğüm bir yoruma cevaben bile bölüm yazabiliyorum. Bazen yorumlarınıza uzun uzun dönüşler sağlıyorum. Sadece yorum yazmak için yazanların yorumunu gördüğümde duraksıyorum çünkü... yorumları sırf ben istedim diye yaptığınızı anladığımda, üzülüp üzerinize baskı kurduğumu düşünerek yazma şevkimi kırıyorum. Arkadaşlar ben cahil bir insan değilim, empati yapmayı seven, yargılamak yerine sessizlikle cevaplandıran, ilgisizliğe ilgisizlikle karşılık verilmesini bilen, sevgiye sevgiyle koşacağını bilen ve emeğe saygısı olanları asla göz ardı etmeyen bir fıtrata sahibim. Ve baskın bir huyum var, asla tatmin olmadığım işte kimseyi tatmin etmem.  Yorumlarınız beni tatmin ediyorsa, ilginiz beni şevklendiriyorsa, yorumlarınız yeni bölüm yazmama vesile oluyorsa bu sadece benim başarım değil sizin yürekten gelen sevginizin yoldaşlığındadır.... 

Sizden ricam yorum yaparken "Aman al sana yorum yaptım işte," dercesine yapmayın, içinizden gelenleri ifade ederek eğlenmeye ve aynı anda hatalarımı gözlememe, hatta yorumlarla ifadelerimizi ve algılarımızı yükseltemeye çalışalım... 

Merhaba demekten yoksun, hoşçakal demeye üşenen, incelikten nasibini almamış, kafasında kurduğu mahkemede insanı yargılamış ve cezasını kesmiş, kendi düşüncelerinin doğru yada yanlış olmasını irdelemeden başkalarına at gözlüğü takmış,  bir toplumla, okuduğu kitapları sadece aşk için okumuş, verilen mesajlardan zerrece nasiplenmemiş, araştırmalardan dirhem faydalanamamış, herkesi kendiyle kıyaslar, üstünlüklerini kibriyle tamamlar hale gelmiş bir toplum olup çıktık... Benim okurumun yukarıdaki vasıfları taşıyan kişiler olduğunu görmek istemiyorum. Benim okurum sadece aşk okumuyor, psikoloji, felsefe, edebiyat, araştırma sosyoloji okuyor... Ben okurumla iletişim kurmak, sohbet etmek, empati yapmak, hataları ele ele vererek ortadan kaldırmak istiyorum... Ben verdiğim değeri almak değil, öğrettiğim değer duygusunu başkasına vermeye çalışan bir okurla bu yolsa el ele yürümek istiyorum. Çok konuştum biliyorum yine, ancak kitap öğrenmek, eğitilmek, eğlenmek ve derimizi katlamak için okunur. Boş boş kitap okuyan, okuduğunu anlamayan ve yorumlamaktan azil olan bir kitle olmayalım. Biz herkesten başka, aydın, zeki, çevik, ahlaklı, cömert, hürmetli ve hoşgörülü olalım. Müjde Aklanoğlu değil, Müjdeli bir aile olalım istiyorum. 

Yazarları, "Kitabına dünya para verdim," düşüncesinden uzak tutup, "Senelerin emeğine iki tatlı söz yatırdım," diyen yüce gönüllü okurlarım, iyi varsınız  ve iyi ki birlikteyiz. Sizi çok seviyorum. Siz de sevdiğinizi söylemeyi çekinmeyin, ertelemeyin. Not: Yorum olarak bugün herkes bölüme başlamadan evvel bu satırın altına bir kalp bir de "seni seviyorum," yazısı bıraksın. Bırakmayan, bırakana kadar okumaya başlamadın :D 

****

ACILAR SUSKUN OLMASAYDI BU KADAR DERİN SIZLAR MIYDI?

Aracın tekerleri taze asfalttaki su birikintisinden geçerken, ani bir firenle durunca, süzülüp giden su kaldırım taşlarına sıçradı. Belli ki duracağı yeri kaçırmıştı, geri geri otoparka girip par işlemini tamamladı. Aracından çıkmakta olan adam elindeki gazeteyi başına siper ederek, buğulanmış gözlüklerinin camını sildi. Tepesinden aşağı sağanak boşanırken etrafına bakındı. Kapıyı hızla kapatıp bagaja giderken, bakışlarını kısa bir an yarılmış gibi duran göğe kaldırdı. İçini çekerek bagajı açtı. Elindeki valizi yere koyup kaputu kapatırken, bakışlarını tarihi binanın görkemine çevirdi. Gotik tarzıyla barak tarzını yansıtan Rönesans dönemi ezgilerini taşıyan tarihi mimari efsane bir yıldız gibi yıllara kafa tutmaktaydı. Üzerinden şelale gibi dökülen yağmur damlasına inat adımlarını hızlandırarak, binanın girişine yöneldi. Koşar adım içeri girdiğinde, onu kapıda karşılayan güvenlik önüne dikilerek, "Buyurun, ne istemiştiniz?" diye sordu fakat çaktırmadan bakışları adamın elindeki valize kaymıştı. Yeni bir hasta olduğunu düşündüğünden tedbirli ve tetikteydi ancak hiçbir hasta buraya elini kollayarak kendi isteğiyle gelmezdi.

KİMSESİZHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin