Alıcı firmaların muhasebesinde sürekli ya sayım da ya e-arşiv faturasında sorun çıkıyor ;) İcmal listesini düzenleyip, cari hesaplardaki eksiklikleri tamamladım... Beynim sulandı sayımlardan... Çalışanların puantajlarına göz attım... Pr. için toplantı yapıp bannerler için seçim yaptık... Depo sayımında çıkan eksikliklerin peşinde iz sürüp -ki kafam eror veriyor her zaman bu sorunda- açık hesapları muhtasarla netleştirdim... Sonra sosyal medyadaki mesajlara bakındım ve bu arada müzik açarak çiçeklerin saksılarını değiştirip, 30 kilo toprakla canlarıma nefes oldum... Saatler süren ki( bunun 2 saati banyonun dezlerini diş fırçasıyla temizlemekle geçti) temizlemekle evi pekledim, tam dinlenmek istediğimde aklıma yemek ve çocuklar geldi... Kız Üniversite sınavına hazırlanıyor, oğlan liseye ve ergenlikte son raddede... Hoppp o da bitti derken kocam elinde çay bardağı, hesap soran bir bakışla kaşını kaldırdı... omuzlarım düştü, tamam dedim başımın sinesine düşmesi ve dinlenmesi lazım... onu da aradan çıkardım... tamam uyuyabilirim... yok yine olmuyor, o anda senaryolar zihnime diziliyor ve kalleşçe benimle savaşıyor... kocamı uyuttuğum an odadan firar ediyor bedenim, onu yine Pc ile aldatıyorum :(. Ne utanmaz oldum, adam bile kabullendi kumasını ama ben kabullenemedim... :D Neyse... yazdım ve yazdım... Saat: 3:10 ben hala yazıyorum, duramıyorum... Yarın toplantım var, kaç saat sürer bilmiyorum... bölümü saatinde atamayacağım o yüzden unutmadan buraya bırakıyorum... dilerim emeğimin karşılığı olur bu sefer, uykusuzluğum, hevesim boşa gitmemiş olur zahmetim. Bir de, bu şarkıyı ne zaman dinleseniz Ece ve Cirrus diyeceksiniz. ;)
Emeğin kutsal bir değer olduğu anlatılmadıkça; insanlık için toplum için emek harcanması gerektiği ruhlara yerleştirilmedikçe geleceğimiz karanlıktır.. demiş bir düşünür...
Hadi emeğe değer ver, satır arası yorumlarınla, kurgu hakkındaki fikirlerinle beni heyecanlandır, ben de sizi yeni bölümlerle heyecanlandırayım.
Seviliyorsunuz!
***
İnstagram hesabımdan yeni bölüm hakkında, indirime giren ve tükenen kitaplarım hakkında bilgi alabilirsiniz. :)
Hava serin değildi ama adamın bedeninden geçen ürperti huzursuz etmişti. Harun komiser elindeki belgeyi masaya bıraktı ve Cem'in incelemesi için eğilmesini izledi. Cem dosyaların hepsini masaya yaydı. Mavi dosyaların içindeki şeffaf poşetlerden resimleri çıkarıp baktığında bir an soluğu kesildi ve midesi kasıldı.
"Bundan emin olmasaydım gelmezdim buraya. Üstelik Prof. Dr. Nevzat Tayfun Bey'de bizimle hemfikir... Adamın sıkıntılı bir takıntısı var, sadece bu kadınlara dokunuyor. Bu özellikteki kadınları arıyor, buluyor ve asla elinden kaçmasına izin vermiyor."
Rüzgâr dişlerini sıkarken Cem ellerini masaya yaslayarak hırladı ve sakinleşmek için gözlerini sımsıkı kapadı. Rüzgar da aynı merakla resimleri inceleyip yazıları okuyordu.
"Kim biliyor bu ayrıntıyı?" diye sordu sonunda sessizliğini bozup biraz sakinleşerek.
"Hiç kimse bilmiyor ekipten, sadece doktor, birkaç üst rütbeli komiser. Bunu bildiğimizi bilmesini istemiyoruz."
"Peki, bizden ne istiyorsun?"
"Aslında sizden istediğim şey biraz saçma olacak," dedi Harun komiser sıkıntısını ikiliye anlatırken. Rüzgâr karanlık gözlerini kısarak tepkisiz kalırken Cem delirmiş halde reddetti. "Asla buna izin vermem."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KİMSESİZ
Gizem / Gerilim"Buna cüret ettiğin an, gördüğün son yüz benimki olur." Beyaz önlüklü adam başını arkaya atarak güldü. "Sen küçük tatlı kafanı benim için yorma sürtük. Bu parmaklıkların ardından seni bir tek ben çıkarır, yine içine ben sokarım." Küçümseyen gözlerle...