"Artık itiraz etmenin bir anlamı olmayacak değil mi...?"
"..."
"Onlar.. Hyunwoo'nun adamları."
"Neden söylediğimden fazla sipariş verdin?"
"..."
"Cevap ver Changkyun."
"Bunu yapamam.."
"O halde babama gidip ortağının bir sahtekar olduğunu söyleyeceğim. Senin ona yardım ettiğini de atlamayacağım."
"Hayır Jooheon yapma-"
"O halde anlat."
".. Söz ver bana, kimseye bir şey anlatmayacaksın."
"Bunu daha sonra düşüneceğim. Ama şimdi anlatmazsan herkesin öğreneceğinden emin olabilirsin."
"Tamam, tamam anlatacağım." Arkama yaslandım ve kollarımı göğsümde kenetledim. Bakışları her geçen saniye aşağı inerken, dudaklarını araladı. "Bunu benden Hyunwoo istedi."
"Neden?"
".. Biliyorsun, babanın ona verdiği para yetersiz geliyordu. Ancak ortaklığı bitiremezdi. Bu yüzden beni buraya gönderip sizden gizli fazla veya sahte siparişler vermemi istedi. Sizin almadığınız işaretli kolileri Hyunwoo'nun adamları alınca.. Daha fazla kazanç sağlamış oldu."
".. Buna inanamıyorum, buna inanamıyorum." Yataktan doğrulup odamda telaşla tur atmaya başladım. Nasıl olurda babam onu buraya kolayca alabildi? Yıllardır ortağı olan adam nasıl olurda ona ihanet edebilirdi?
"Jooheon lütfen sakin ol-"
"Gerçeği gizledin.. Sen gerçeği gizledin ve buna rağmen yakınıma gelmekten çekinmedin! Nasıl rahatça uyuyabildin?! Ha?!"
"... Özür dilerim. Bana kızmakta haklısın.."
"Peki hangi bahane ile geldin buraya?"
".. Baban işine ilgi duyabilmen için beni işe aldı. Belki özenirsin diye.."
"Şaka mı..? Sen.. Arkamdan kaç tane iş çevirdin Changkyun..?"
"Özür dilerim, özür dilerim. Lütfen affet ama beni anlaman gerekiyor. Hyunwoo'nun emrini yerine getirmem gerekiyordu. İçim rahat etmesede bunu yapacağımı söylemiştim ve senin burada yaşadığını da öğrenince.."
".. Çık odamdan."
"Önce kendine geldiğini görmem lazım."
"Changkyun ikiletme. Çık odamdan."
"Hayır. Çıkmayacağım."
"Changkyun!" Sesimi yükseltmeme rağmen yatağımdan kalkmamıştı. Kaşlarımı çatıp karşısına geçtim. "Ben daha fazla sinirlenmeden git."
"..."
Sertçe bileğini tuttuğumda bakışlarını elime topladı. Sinirden mi bilmiyorum ama ilk kez böyle bir ihaneti görmezden gelemiyordum. Onu bırakarak yeniden kapıya yöneldim. Hiçbir şey demedi, odadan çıktığımda bile. Ne yapmam gerekiyor? Hemen babama söyleyebilirim. Ama.. Bunu söylemem babamın daha büyük bir gelir kaybı yaşamasına sebep olurdu. Söylemesem de.. İhanet ettiğimi hissederdim. Belki de ilk önce abilerim ile konuşmam gerekiyordur değil mi? Hoseok Hyung salonda oturmuştu ve aklıma onunla konuşmaktan başka hiçbir şey gelmiyordu.
"Hyung.."
"Evet?"
"Nasılsın?"
"Farklı bir şey yok. Neden sordun?"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
『ONE DAY』// {JooKyun}
FanfictionBabası kaçakçı olan ve lüks bir hayat süren Lee Jooheon, ailesinden farklı bir yol çizer kendine. Onunla benzer bir kaderi paylaşan Im Changkyun ile birlikte yalan ve suçtan kaçarak yeniden başlarlar hayatlarına. Main Ship : JooKyun Side Ship : Hyu...