Aynanın karşısında gömleğimi düzelttiğim sırada kapı açılmıştı. Kapıyı çalmadan açan tek kişi babam olduğu için hızlıca arkama döndüm. Doğru bir tahminde bulunmuştum. Sessizce içeri girerek, camın yanındaki koltuğa oturdu.
"Her ne yapıyorsan devam et."
Kollarını sıyırdığım gömleği düzeltmeye devam ederken yine bir şeyler anlatacağını anlamıştım. Ancak hikaye tarzında bir şey bekliyordum. Şu sürekli ders almamız için anlattığı anılarından oluşan sıkıcı hikayeleri.
"Yaran ne alemde?"
"Daha iyi, yani daha rahat yürüyorum."
"Sana bir şey söyleyeceğim. Bu yüzden beni iyi dinle."
Tabii, başka ne için gelirdi ki zaten? İş vereceği ortadaydı. Evet yaram daha iyiydi ama yeni bir iş alıp onu yenilemek istemiyordum. Onca adamı varken özellikle benim üzerime düşüp eğitmeye çalışıyor olması can sıkıcıydı.
"Düşündümde... Bu olanlar benim suçumdu."
"Ne? Hayır baba, tamamıyla benim dikkatsizliğimden kaynaklıydı."
Evet onun suçuydu. Ancak bunu ona söyleyemezdim.
"Tehlike anında güçlenir ve bir şeyler yaparsın diye düşünmüştüm. Ancak olmadı. Bir çok denemeye rağmen hala başlangıç noktasındasın."
"..."
"Artık yapabileceğim bir şey yok evlat. Bu yüzden bir karar aldım."
Beni evden atmak isterse gerçekten şaşırmayacağım.
"Nedir o?"
"Seni artık bu işlere bulaştırmayacağım."
"Ne?!"
"Duydun beni."
Şaşkınca ve hızlı adımlarla babamın önüne gittim. Cidden artık rahat mı olacaktım? Sadece vurularak kurtulabileceğimi bilseydim, daha önceden kendimi çatışmaların ortasına atardım.
"Evde kalacak kendine yeni uğraşlar bulacaksın. Ben yokken buraya sen bakacaksın."
"A-ama Hoseok Hyung-"
"O ve Minhyuk zaten meşgul olacak. Sen ise bütün gün boş olacağın için bu evden sorumlu olacaksın. Kabul ediyor musun?"
"E-evet tabii."
"Ancak bazı şartlarım var. Ve bazı yeni haberler.."
"Dinliyorum baba."
"Ben öldükten sonra kalan bütün mirası abin Minhyuk'a vereceğim. Hoseok kendisine düşen payı istemedi. Bu ev, takılar, işim ve geri kalan her şey Minhyuk'un olacak. Eğer bize işlerde yardım edersen mirastan sana da pay düşer. Ancak istemezsen.."
"..."
"Ayrıca senin için biri gelecek."
"Biri?"
Mirastan payımı alamamak her ne kadar umurumda olmasa da üzülmüştüm. En azından hakkım olduğunu bilmek iyi hissettirebilirdi.
"Hala yaralısın ve evi çekip çevireceksen bir adama ihtiyacın olacak. Yardıma ihtiyacın olduğunda senin yanında olabilecek biri."
"Ama evde bir sürü adam var zaten. Yeni birini bulmana gerek yoktu.."
"Vardı. İşime karışmanı önermem. O adamlarım zaten işi var. Bir de bütün gün seninle ilgilenemezler."
"Ama baba.. Gerçekten gerek yok. Kendim halledebilirim. Yani ilk güne kıyasla daha iyiyim."
"Jooheon, benim kararım kesin. Ayrıca başını belaya sokmamanı da sağlar. Bu yüzden itiraz etme ve aşağıya in. Birazdan gelecektir."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
『ONE DAY』// {JooKyun}
FanfictionBabası kaçakçı olan ve lüks bir hayat süren Lee Jooheon, ailesinden farklı bir yol çizer kendine. Onunla benzer bir kaderi paylaşan Im Changkyun ile birlikte yalan ve suçtan kaçarak yeniden başlarlar hayatlarına. Main Ship : JooKyun Side Ship : Hyu...