Moody ile Karşı Karşıya

449 50 35
                                    

İyi okumalar

Ertesi sabah fırtına dinmişti, ama Büyük Salon'un tavanı hâlâ kasvetliydi. Kahvaltıda yeni ders programlarımızı incelerken, kurşun grisi renkte koca bulutlar tepemizde dönüp duruyordu.

Her zamanki gibi Draco benim ders programımı ele geçirmiş aynı dersleri alıp almadığımızı bir kez daha kontrol ediyordu.

"Tüm seçmeli derslerimiz aynı Draco," dedim masadaki portakal suyuna uzanırken.

"Olsun," dedi Draco, programa göz gezdirerek. "Ben yine de emin olayım."

"Peki biz niye aynı dersleri alıyoruz?" diye söylendi Crabbe, önündeki sosise çatalını batırıyordu.

"Eşyalarımı kim taşıyacak Crabbe?" dedi Draco, ona aptalmış gibi bakıyordu.

"En azından eğlenceli bir şeyler seçseydik, kehanet yerine... Juliet ne seçerse onu seçiyoruz," dedi Goyle umutsuzlukla.

"Seçimlerine güvenmemiz gereken kişi sen değilsin, Goyle." Draco onların programlarını fırlatırcasına verirken, benimkini yavaşça önüme bıraktığında kıkırdadım.
"Biz Juliet ile önden gideriz, siz eşyalarımı alıp gelin."

"Niye önden gidiyorsunuz" diye sordu Crabbe. "Aynı yere gidiyoruz hepimiz."

"Juliet'in de zeka seviyesini düşürmeyesiniz diye."

Tepemizde birden bir hışırtı duyuldu ve yüz baykuş sabah postasını taşıyarak açık pencerelerden içeri uçtu. Baykuşlar, masaların tepesinde dönerek, mektuplarla paketlerin gönderildiği kişileri aradılar. Draco'nun puhukuşu ona gelen postayı bırakıp omzuna konmuştu. Draco paketleri açıp bana bir kutu uzattı.

"Bu ne?" diye sordum ufak, mavi kutuya uzanırken.

"Annem ve babam sana da birkaç şekerleme yollamış."

Şaşkınlıkla paketi aldım ve gülümsedim. Malfoylar bana o kadar iyi davranıyordu ki nasıl karşılık vereceğimi bilemiyordum. O sırada kahverengi bir baykuş daha süzülerek masamıza geldi ve tam önüme ufak bir paket bırakıp ona su vermem için beklemeye koyuldu. Bu kuşu daha önce hiç görmemiştim ancak yanılma payı olduğunu sanmıyordum. Ona biraz su verirken paketi aldım.

"Kimden?" diye sordu Draco, kaşlarını kaldırmış bekliyordu.

Ellerimi bilmiyorum dercesine açıp pakete uzandım. Üzerinde bir de not vardı. Not çok şık ve zarif bir el yazısı ile yazılmıştı.

"İhtiyacın olduğunda sana ait olan şeyleri kullanabilmen için.
-L."

Kaşlarımı çatarak kutuyu açtım, içinde sadece bir anahtar vardı. Neden bana bir anahtar göndermişti? Ne zaman peşimi bırakacaktı?

"Bu ne böyle?" dedi Draco, anahtara bakıyordu. "Kasa anahtarı mı?"

Notu elimde buruşturup anahtarı kaptım. Ne anahtarı olduğuna dair en ufak bir fikrim yoktu ama gerçekten kasa anahtarı olabilirdi.

"Gringotts anahtarımı evde unutmuşum," dedim hızla. "Archie ve Shannon göndermiş."

Draco başını salladı.
"Hadi o zaman," dedi aniden ayağa kalkarak. "Derse gidelim, ikinci derste şu (Gryffindor masasını işaret etti) eziklerle olmamız gerekecek."

İlk dersimiz Büyü Dersi'ydi ve Ravenclaw ile birlikteydi. Yılın ilk dersi olduğu için mi, Profesör Flitwick'in dersi büyük bir enerjiyle anlatmasından mı bilinmez, zaman hızla akıp gitmişti. Gerçi ben asalarımızı aktif bir şekilde kullandığımız her dersi çok seviyordum.

Eğer Harry Potter'da Olsaydım (4)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin